2019 yılı sonlarına doğru Çin’de ortaya çıkan ve 2020 yılı başlarında tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemisi ekonomik hayatı beklenmedik bir şekilde etkiledi. Bazı sektörlerin etkinliği ve pazar payları artmasına rağmen birçok sektör bu süreçten olumsuz yönde etkilendi. Özellikle iş yapma şeklinde bir araya gelmeyi gerektiren sektörler bu süreci en zor atlatan sektörler oldu. Şehirlerarası ve uluslararası seyahat kısıtlamaları, karantinalar, bir arada bulunması gereken insan sayısındaki kısıtlamalar vs. nedeniyle bu salgından olumsuz etkilenen sektörlerin başında hatta belki de ilk sırada turizm gelmektedir. Turizm sektörü, Türkiye’nin GSYH’si içinde en önemli paya sahip olan sektörlerden biri olduğu için bu süreç Türkiye’yi de haliyle oldukça etkilemiştir.




Kaynak: Veri Kaynağı

TÜİK verilerine göre, 2019 yılında 34,5 milyar dolara ulaşan Türkiye’nin turizm geliri, COVID-19 salgını döneminde yani 2020 yılında %65 azalarak 12 milyar dolar seviyesine gerilemiştir. Bu değer 2001 yılından sonra görülen en düşük değer olup yaşanan düşüş oranı açısından 2016 yılı krizindeki %30 düşüşü kat be kat geçmiştir. Gelen turistlerin ortalama harcamaları (kişi başı 762 dolar) son 5 yılın üzerine çıkmış olmasına rağmen gelen turist sayısındaki fazla düşüş toplam gelirin artmasına yetmemiştir. Zira 2019 yılında Türkiye’yi toplam 51,8 milyon kişi ziyaret ederken 2020 yılında bu değer %69 düşmüş ve sadece 15,8 milyon kişi seviyesinde kalmıştır. Hatta bu ziyaretlerin beşte birini yurt dışında ikamet eden Türkler oluşturmaktadır. Türklerin ardından liste çok değişmemiş Ruslar ikinci sırada Türkiye’yi en çok ziyaret eden ikinci millet olmuştur. Ayrıca yurtdışından gelen turistlerin kimi zaman karantina kapsamına alınması gerektiği durumlar da göz önünde bulundurulduğunda, turistlerin ortalama geçirdikleri geceleme sayısı son yılların üstüne çıkmıştır ancak mekanların kısıtlı kapasite ile hizmet vermesi nedeniyle ve kişi sayısının azlığından dolayı gelirlerin beklenen oranda artmasına faydası olmamıştır.

2020 yılı il bazlı verilerin tam olarak yayınlanmaması sebebiyle salgının Antalya’ya etkilerini veriye dayalı olarak söyleyebilmek mümkün değil. Ancak, turizm açısından Türkiye’nin en önemli destinasyonlarından biri olması sebebiyle Antalya’nın pandeminin bu etkisinden en fazla etkilenen ili olduğunu söylemek mümkün. Turizm verileri dışındaki veriler de bu durumu destekler niteliktedir. Örneğin daha önceki yazılarımızda, bankalardan çekilen kredilerde turizm sektöründe Antalya’nın ağırlığı ve Antalya’da turizm sektöründe kullanılan kredilerdeki artış, bu sürecin etkilerini işaret eden göstergelerden biri olarak değerlendirilebilir. Uzmanların belirttiği gibi salgının etkilerinin önümüzdeki dönemlerde de geçmeyeceği göz önünde bulundurulduğunda yerele indirgenmiş uygulamaların geliştirilmesi önem arz etmektedir. Salgın, ülke ekonomisini olumsuz yönde etkilemiş ancak bu sektörde faaliyet gösterenler bu etkileri bizzat yaşayarak içinde bulunmuşlardır. Salgın, her ili farklı açılardan etkilemiştir. Bu nedenle uygulamaların yerele indirgenerek il bazında düzenlenmesi, destek ve teşviklerin de yine il bazında değerlendirilmesi önem arz etmektedir. Antalya ekonomisi çok büyük ölçüde turizm odaklı bir yapıya sahip olduğu için Antalya özelinde turizmi canlandıracak uygulamalara izin verilmesi ve desteklerin bu yönde şekillenmesi önem arz etmektedir.