Çok fazla peynir çeşidi olmayan Almanya’nın 4,4 milyar dolar peynir ihracatı yaptığını belirten ATSO Başkanı Davut Çetin, “Türkiye olarak 200’e yakın peynir çeşidimizle 154 milyon dolar ihracat yapıyoruz. Yöresel ürünlerde başarı aynı zamanda il ve ilçelerdeki birlik ve beraberliğe bağlıdır. Finike birlik olmazsa, ürününe sahip çıkmazsa, Finike portakalı olmaz, Antep birlik olmazsa Antep baklavası olmaz, Van birlik olmazsa otlu peynir olmaz. Türkiye birlik olmazsa, Türk markaları dünyaya çıkamaz. Lütfen artık bu gerçeği de anlayalım. Kurumlarımızın, şehirlerimizin ve ülkemizin hak ve hukukuna sahip çıkalım” dedi.
ANADOLU’NUN RENKLERİ YÖREX’TE BULUŞTU
Antalya’da bu yıl 9’uncusu düzenlenen Yöresel Ürünler Fuarı (YÖREX) başladı. Antalya Expo Center’da 24-28 Ekim tarihleri arasında düzenlenen fuarın açılışına Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, eşi Ebru Türel, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Habip Asan, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin, ilçe belediye başkanları ve çok sayıda davetli katıldı.
Antalya’da 5 gün boyunca 72 il ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden katılımcılara ev sahipliği yapacak YÖREX’te bu yıl 485 kurum ve firma bulunuyor. Türkiye’nin 7 bölgesinden onlarca ilden getirilen yöresel lezzetler ve değerlerin sergilendiği fuarı, 5 gün boyunca 200 bin kişinin ziyaret etmesi bekleniyor.
81 İLİN BİRLİKTELİĞİ
Fuarın açılışında bir konuşma yapan ATSO Başkanı Davut Çetin, YÖREX’in, TOBB’un desteği, 81 ilin birlik ve beraberliğiyle bugünlere geldiğini söyledi. oda ve borsaların yöresel ürünler ve coğrafik işaret konusunda önemli çaba harcadığını ve birkaç yıl içinde coğrafi işaret sayısının 800’e yaklaştığını belirten Davut Çetin, şunları kaydetti;
“Borsamızın öncülüğünde başlattığımız YÖREX, Odalar ve Borsalar Birliğimizin desteğiyle, 81 ilin birlik ve beraberliğiyle bugünlere geldi. Ekonomideki çalkantılara rağmen Oda ve borsalarımız yöresel ürünler ve coğrafik işaret konusunda önemli çaba harcadılar. Birkaç yıl içinde coğrafi işaret sayımız 800’e yaklaştı. Biz de Antalya Piyazı tescili aldık, turunç ve bergamot reçelleri için de tescil başvurusu yaptık. Bununla birlikte yöresel marka kültürüne önem verilmesi, coğrafi işaretlerin korunması konusunda halen yolun başında olmaya devam ediyoruz.
Dünya rekabet gücü endeksi yeni yayınlandı ve fikri mülkiyet haklarının korunmasında 140 ülke içinde 94. sırada olduğumuzu gördük. Fikri mülkiyet hakkına saygıyı halen yerleştiremedik. Oysa marka, patent ve coğrafi işaret çağımızın tapu senetleridir. Dijital ekonomiye geçiyoruz ve dijital ekonomide fikri mülkiyet hukuku artık hayati bir önem taşımaktadır. Dijital dönüşüme başlayacaksak, ülkemizde hukuk bilincini, hukuka saygıyı geliştirmekten başlamalıyız. Ticaret hukuku ve ahlakının korunması için Oda ve borsalarımızın yetkilerini de artırmalıyız.
Ayrıca, yöresel ürünlerin gelişmediği durumlarda Oda ve Borsalar olarak yöresel ürünler sergi mağazaları açmamızın da yararlı olacağına inanıyorum.
Burada her yıl yöresel ürünün yöresel birlik ve beraberlik kültürü ile hayata geçebileceğini de özellikle vurguluyorum. Müthiş bir potansiyelimiz var ve bu potansiyeli topyekün bir seferberlikle ortaya çıkarmak zorundayız.
TÜRKİYE BİRLİK OLMAZSA, TÜRK MARKALARI DÜNYAYA ÇIKAMAZ
Çok fazla peynir çeşidi olmayan Almanya 4,4 milyar dolar peynir ihracatı yapıyor, Hollanda 3,5 milyar dolar rakamına ulaşabiliyor. Türkiye olarak 200’e yakın peynir çeşidimizle 154 milyon dolar ihracat yapıyoruz. Bir hususu her yıl özellikle vurguluyorum. Yöresel ürünlerde başarı aynı zamanda il ve ilçelerdeki birlik ve beraberliğe bağlıdır.
Finike birlik olmazsa, ürününe sahip çıkmazsa, Finike portakalı olmaz, Antep birlik olmazsa Antep baklavası olmaz, Van birlik olmazsa otlu peynir olmaz. Türkiye birlik olmazsa, Türk markaları dünyaya çıkamaz. Lütfen artık bu gerçeği de anlayalım. Kurumlarımızın, şehirlerimizin ve ülkemizin hak ve hukukuna sahip çıkalım.
Bugün burada sergilediğimiz birlik ve beraberlik ile en önemli adımı gerçekleştiriyoruz. Bu beraberliği sağlayan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ailesine ve hepinize teşekkür ediyorum.”
YÖREX’İ ULUSLARARASI ALANLARA TAŞIMALIYIZ
YÖREX’in artık 9 yaşında olduğunu belirten Vali Münir Karaloğlu, fuarın başardığı en önemli konunun yerel ürünler konusunda ortaya koyduğu farkındalık olduğunu söyledi. Türkiye’de coğrafi işaretli ürünlerin 9 yıl önce bugünkü kadar bilinmediğine dikkati çeken Vali Karaloğlu, “Coğrafi işaretli ürün sayımız 100 küsurdan 400’lere yaklaştıysa oda ve borsalar, kamu kurum ve belediyelerin mutlaka katkısı var ama farkındalık oluşturmak açısından YÖREX’in büyük katkısı var. YÖREX Türkiye içindeki rüştünü, gelişimini tamamlanmıştır. 2-3 senedir aynı şeyleri konuşuyoruz ve atık YÖREX’i uluslararası alanlara taşımalıyız” dedi.
Anadolu’nun binlerce yıllık ürünlerinin YÖREX’te bir arada bulunduğunu belirten Büyükşehir Belediye Bakanı Menderes Türel ise “9 yıl önce başlayan bu fuarın yıllar içindeki değişim ve gelişimine hep beraber şahit olduk. İlk yıl 24 bin ziyaretçinin katıldığı ve bugün 200 bine yakın ziyaretçinin beklendiği bu fuarın önemli bir gelişim sergilediği görülmektedir” diye konuştu.
EĞER ZENGİN OLMAK İSTİYORSANIZ, YÖRESEL ÜRÜNLERİNİZE SAHİP ÇIKIN
Fuara 9 yıldır katılma nedeninin burada 81 milyonun, yani bu toprağın sahip olduğu zenginlikler olduğunu belirten TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da YÖREX’in coğrafi işaretli ürünlerin hem Türkiye hem dünya ile buluşmasını sağladığını açıkladı. YÖREX’in birlik ve beraberliğin sembolü olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, yöresel ürünlerin zenginlik anlamına geldiğini söyledi. Hisarcıklıoğlu, şöyle dedi:
“Eğer zengin olmak istiyorsanız, illerinizi ve ilçenizi zengin etmek istiyorsanız kendi yöresel ürünlerinize sahip çıkın, bunları markalaştırın, dünyaya satın. Bakın Fransa bir tane peyniri markalaştırmış ve dünyaya satıyor. Bizde her il ve ilçede bir peynir çeşidi var ama markalaştıramamışız. Bugün Türkiye’de 150’nin üzerindeki ürünü odalarımız tescil ettirdi. Şimdi bunları esas AB’de tescil ettirmek lazım. Şu an sadece Gaziantep baklavası, Aydın inciri ve Malatya kayısısı var tescil edilen. Şimdi sırada diğer ürünler var ve inşallah bunları Avrupa’da tescil ettirebilirsek bizi kopyalayamayacaklar ve işte o zaman marka olacağız. Önümüzdeki dönemde de yöresel ürünlerimizi Avrupa’daki fuarlara taşıyacağız.”
TESCİLLİ ÜRÜN SAYISI 379
YÖREX’in coğrafi işaretli ürünler alanında önemli bir eksikliği doldurduğunu belirten Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Habip Asan da TPE olarak coğrafi işaretler sahasında yapılan çalışmalarda, Türkiye’nin tarihi ve kültürel değerleri olan ve belli bir kaliteyi ve gelenekselliği garantileyen ürünlerin coğrafi işaret tesciliyle koruma altına alındığını söyledi. Coğrafi işaretli ürünlerin ticarileşmesine yönelik çalışmalar yaptıklarını da anlatan Asan, “Halen 379 tescil mevcut olup, 413 başvurunun işlemleri devam etmektedir. Üç ürünümüz AB’de tecilli olup, 14 ürünümüz de başvuru aşamasında. Coğrafi işaret açısından en önemli konu, bir taraftan atalarımızdan bize miras kalan bu değerleri gelecek nesillere aktarmak diğer taraftan da bu ürünlerin katma değerini yükseltmek ve üreticilerimizin daha fazla gelir kazandırmak” dedi.
SİZİN ORALARIN NESİ MEŞHUR?
YÖREX’in düzenleyicisi ATB Başkanı Ali Çandır da Türk milletinin üreten, tasarruf eden, paylaşan ve yardımlaşan bir karakterinin bulunduğuna dikkati çekerek, “Bu karakterimizi ortaya koymak için ‘Sizin oraların nesi meşhur?’ diyerek kıyıda köşede kalmış, unutulmaya yüz tutmuş bize ait olan yöresel ürünlerimize tüm kararlılığımızla sahip çıkmaya çalışıyoruz. Başından beri bu konudaki çalışmalarımızın iki temel amacı bulunmaktadır. Yöresel ürünlerimizin hakkını ve hukukunu koruyarak ticaretini artırmak ve yüksek katma değer yaratmalarını sağlamaktır. Yöresiyle eşsizleşen bu ürünlerimize ticari değer kazandırarak ulusal ve uluslararası pazarda yayılmasını sağlamaktır” dedi.
COĞRAFİ İŞARETLİ ÜRÜN SAYISI ARTIYOR
Gelişmiş ülkelerin uzun bir süre önce fark edip kendine has ürünlerinde yarattığı yüksek katma değerli ve hacimli ticaretin farkına son yıllarda varıldığını belirten Çandır, “10 yıl önce yaklaşık 109 olan coğrafi işaretli ürün sayımız bugünlerde 370’i geçti. 400’ü aşkın ürünümüz de tescil beklemektedir. Oda ve borsalarımızca 500 civarındaki yöresel ürünümüz içinse çalışmalar devam ediyor. YÖREX sonrası coğrafi işaretli ürün sayımız her geçen gün biraz daha artıyor. Nitekim coğrafi işaretli ürün sayımızın yüzde 60’ı YÖREX sonrası tescillenmiştir. Yine coğrafi işaretli kanunu sonrası hızlı ve iyi bir performans sergiledik. Son iki yılda toplam tescilli ürün sayımızın yüzde 40’ını gerçekleştirdik. Bu yıl başında ise coğrafi işaretli ürünlerimizde amblem kullanımının zorunlu hale gelmesiyle bir eksikliğimiz daha giderilmiş oldu” diye konuştu.
DEVLETTEN İKİ BEKLENTİ
Devletten bu konuda iki beklentileri olduğunu belirten Ali Çandır, “Bunlardan ilki, yöresel ürünlerimizin hakkının hukukunun korunması ve ticaretinin geliştirilmesi için bir enstitünün kurulmasıdır. İkincisi ise coğrafi işaretli ürünlerimizin üretimi, depolaması, ambalajı, iç ve dış piyasada pazarlanması gibi konularda teşvikler sunması yönündedir. Yani devletimizden üreticiyi, ticaret erbabını ve ihracatçıyı daha fazla teşvik etmesini beklemekteyiz. Kısa sürede oluşan ilginin pozitif bir biçimde devam etmesi için bu iki beklentimizi öneri olarak sunuyoruz. Önümüzdeki yıl YÖREX’i yurt dışına taşımak için emek harcayacağız. Yedi bölgemizde yöresel ürünler ve coğrafi işaretlerle ilgili faaliyetlerimizi yıl boyuna yayılmış etkinliklerle devam edeceğiz. Planladığımız diğer bir faaliyet de YÖREX’i ürün odaklı ihtisaslaştırmak olacaktır” dedi.