ATSO Akademi’de üyelerimize yönelik ‘Belirsizlik Dünyasında Yaşamak’ ve ‘Vuca Dünyasında Yönetici Olmak’ bilgilendirme seminerlerini gerçekleştiren eğitmen Ayşenur Süer ile uzaktan eğitimi, pandemi paniğini, zaman yönetimini ve ‘Vuca Dünyası’nı konuştuk.
“Belirsizlik Dünyasında Yaşamak” semineri fikri nasıl oluştu?
İş dünyası zaten çok bilinmeyenli bir denklemi çözmek üzerinde çalışmaya çok alışıktır. İşletmelere koçluk yapan bir koç olarak ağırlıklı çalışma konularımız belirsizliklere karşı kurum yöneticilerine ve çalışanlara farklı bakış açıları üretmeye yönelik oluyor. Bununla birlikte Covid-19 pandemi sürecinde yaşanılanlar tüm Dünyada olduğu gibi ülkemizde de belirsizlik katsayısını artırdı. Özellikle bu süreçte sadece iş dünyası değil toplumun her kesimi belirsiz durumlar ile nasıl baş edeceğini bilmekte zorlandı. Değişen durumların doğasına aşina olmak koçluğun en temel konularından biridir. Bu bağlamda değişimi anlamak ve ona uyum göstermek hepimizin ihtiyacı olan bir konuydu. Bu seminer ile bunu gerçekleştirmek istedim.
ATSO üyelerine yönelik bu semineri webinar üzerinden gerçekleştirdiniz? Uzaktan eğitimle ilgili düşüncenizi öğrenebilir miyiz?
Gelecekte bizi bekleyen en önemli değişikliklerden birinin eğitim sistemlerinde olacağını zaten öngörüyorduk. Future of Work araştırmasında da değinildiği gibi Dijitalleşen bir dünyada eğitimin aynı kalması mümkün görünmüyordu. Belki tarzlarda değişiklik bekleniyordu. Bununla birlikte pandemi sürecinde neredeyse bütün eğitim sistemi uzaktan eğitime evrildi. Bunu yapabildiğimizi ama yeterli olmadığını da gördük. Teknolojik alt yapı hazır olsa bile insan kaynağı açısından sıkıntılar da yaşandı. Bundan sonraki süreçlerde artık hayatımıza uzaktan eğitim diye bir kavramın daha yaygın olarak gireceğini bununla birlikte yeterlilik sorunlarını aşmak için de bu alanda nitelikli işgücüne ihtiyaç duyulacağını düşünüyorum.
Covid-19 Salgını küresel çapta en çok ta ekonomiyi vurdu. Bir çok sektör durdu. Milyonlarca insan işini kaybetti. Bu bağlamda iş insanlarına ve çalışanlarına ne tavsiye edersiniz? Panikten nasıl çıkılır?
Maalesef ki önümüzdeki süreç ekonomiyi daha çok konuşmamızı gerektirecek. Bunun gibi kriz anlarında yapmamız gereken şey toz-dumanın bitmesini beklemektir. Hasarı tam olarak öngöremiyoruz. Bu bağlamda tam da sizin sorunuzda olduğu gibi paniklemek hepimize hata yaptırır. Panik anlarında sağlıklı karar alamayız.
Belirsizlik ortamlarında sakin kalabilmek zordur. Oysa ki krizin bitmesini beklemek ve bir gelecek vizyonu oluşturmak gerekecektir. Kriz anlarında ihtiyacımız olan ve bizi buradan çıkaracak olan kavram duygusal dayanıklılıktır.
Duygusal Dayanıklılık, kişinin veya bir işletmenin değişime ve karışıklığa ayak uydurabilme kapasitesidir. Duygusal dayanıklılık veya yılmazlık ancak kişi sınandıkça, zorlandıkça ve konfor alanının dışına çıktıkça gelişen bir özellik. Bu bağlamda iş insanlarına ve çalışanlara önerim duygusal dayanıklılık noktasında nerede durduklarını tespit etmeleri ve varsa gelişim alanları hiç vakit kaybetmeden burayı geliştirmeye çalışmalarıdır.
Kaos düzeninde insanlar nelere dikkat etmeli?
Kaotik ortamlarda nasıl davransak neye dikkat etsek bilinmez. Bu karışıklık hali de içsel dengemizi kaybetmemize neden olur. Kaygı seviyesinin yükselmesi, duygusal dalgalanmaların artması bizi ve karar mekanizmamızı olumsuz etkiler. Kaos ortamlarında ihtiyacımız olan son şey stresimizi daha da artırmak olur. Bu bağlamda ilgi alanımda ve etki alanımda kalan konuların ayrımını yapmak kontrolüm altındaki konulara odaklanmak gerekir.
Belirsizlik dünyasında arzu ve istekler nasıl şekillenir?
Böylesi zor zamanlarda ilkel beynin istek ve arzuları aslında davranışlarımızı şekillendirir. Hepimiz hayatta kalmak için en temel ihtiyaçlarımızı karşılamaya ve güvende olmaya çalışıyoruz. Maslow’un ihtiyaçlar piramidinde en alttayız.
Bir değişim dönemindeyiz. Zaman yönetimini nasıl yapmalıyız?
Zaman bizim algımızla da şekillenen bir kavram olduğu için aslında bu dönemde zamanı nasıl algılıyoruz onu anlamak gerekir. Eğer hiçbir şey yapmıyorum nasılsa bomboş vaktim var deyip planlama yapmıyorsak zamanı da yönetemeyiz. Home ofice çalışmalarının handikapı da budur mesela. İnsanlar evde zamanı sınırsız; dışarda işte geçirdiği zamanı sınırlı algılayabiliyor. Bu bağlamda evde sınırsız zaman algısıyla yaşamaya çalıştığında da verimli olamıyor ve zamanı yönetemediğini birçok işinin yarım kaldığını görüyor. Bu durumda zamanı yönetmenin en iyi yolu neyi yönettiğinin farkında olmak, planlama yapmaktan geçiyor.
Duygusal zeka konusunda neler söylersiniz?
Duygusal zeka, kendi duygunun farkında olmak, bunu ifade etmek ve başkasının duygusunu anlamak demek. Özellikle pandemi sürecinde duygunun farkında olmak ve bunu yönetmek duygusal dayanıklılığı da artıran bir etken olacağı için büyük önem taşıyor. Gerek bireyler açısından gerekse işletmeler açısından ele alalım, duygusal zekası yüksek insanlar ve işletmeler zor zamanlardan daha kolay çıkıyor.
Karantina günlerinde bir yandan doğa kendini yeniliyor, öte yandan insanlar arasında yardımlaşma, vefa, komşuluk yükselen değerler. Belli meslekler, sektörler öne çıktı; sağlık gibi, tarım gibi. Fazla mı iyimseriz?
Aslında fark ettiğimiz belki de bazı değerlerimiz oldu. Zor durumda olana yardım etmek – bütünün içinde nerdeyim? sorusuna cevap verdiği için hepimize iyi geldi. Biriz, hepimiz birbirimizden sorumluyuz. Bu bilinç, yardımlaşmayı ve dayanışmayı artırdı. Bazı mesleklerin öne çıkması, bilimin değerinin anlaşılması yine bu dönemin getirisi oldu. Tarım her zaman ayrıcalıklı yerini korumuştur bununla birlikte önümüzdeki dönemlerde kendi kendine yetebilmeyi belki daha çok konuşup bu konuda adımlar atacağız diye düşünüp ben de iyimserliği korumak istiyorum. 🙂
Vuca Dünyasında Yönetici Olmak
Vuca Dünyası ne demek?
Vuca, 1980’lerde iş dünyası danışmanlarının Amerikan Ordusunun askeri strateji için kullandıkları terimleri, iş dünyasına taşımaları ile oluşmuş, zor zamanları anlatmak için kullanılan bir kavramdır.
Volatility – Değişkenlik
Uncertainty- Belirsizlik
Comlexity- Karmaşıklık
Ambiguity – Muğlaklık
Önümüzdeki dönemde iş hayatındaki insanları neler bekliyor?
‘’Dışarda olan değişim hızı içerdekini geçiyorsa son yakındır.’’ Jack Welch
Bundan sonraki süreç VUCA Dünyasını daha çok hissedeceğimiz bir süreç olacak. Jack Welch’in de dediği gibi dışardaki değişim hızı içerdekini geçerse son yakın demektir. Direnç göstermek yerine bu değişimin ruhunu anlayıp cevap verme kasımızın gelişmesi gerek.
Değişkenlik, belirsizlik, karmaşıklık ve muğlaklık kelimelerini açar mısınız?
Volatility – Değişkenlik
Değerlerin değişmesi, beklenmeyen ve/veya stabil olmayan değerlerin gözlemlenmesi, durumların ne kadar süreceğinin bilinmemesini anlatır.
Uncertainty- Belirsizlik
Geleceğe dair durum ve değerlerin tahmin edilebilme zorluğu ve sürpriz durumların gerçekleşme ihtimallerinin yüksekliğidir
Comlexity- Karmaşıklık
Bulunduğumuz durumu ve geleceği analiz ederken çok fazla değişkenin birbiriyle direkt veya endirekt ilişki içerisinde olması ve bu ilişkilerin net olarak sebep-sonuç ilişkilerinin olması.
Ambiguity – Muğlaklık
Durumların ve değerlerin net olarak okunmaması, mevcut verilerin doğruluklarının tartışmaya açık olması durumudur.
Yeni dönem yöneticilerde aranan özellikler neler olacak?
Yeni normal dediğimiz bu yeni dönemde liderden ve yöneticilerden beklentiler de değişti. Çok boyutlu düşünebilen, çalışanları ile etkileşiminde koçluk şapkasını aktif kullanan, dünyayı ve trendleri anlayabilen, değişimi takip edebilen, vizyoner yöneticiler olmaları beklenecek. Ayrıca değişimin çok hızlı olduğu ortamlarda bu değişikliğe cevap verebilen çevik liderlik kavramı işletebilen yöneticiler arayacağız.
Yeni dönemde yöneticilerin öncelikleri neler olacak?
Yeni dönemde liderlerin öncelikleri, ekiplerinin gelişimi, değişime adaptasyonu, takım olmayı öğrenme, duygusal zekası yüksek takımlar yaratma ve hız olacaktır.
ATSO üyeleri için konuyla ilgili özel olarak ne söylersiniz?
Öncelikle ATSO’da çok kısa bir zamanda uyumlanarak online webinarlara geçerek aslında çevik bir kuruluş olduğunu gösterdi. Gelecekteki kurumlar güçlü mü? Fit mi? sorusuna cevap bu hızdır. Bundan dolayı tebrik ediyorum. Ayrıca ATSO üyeleri ile buluşma fırsatı yarattığınız için tekrar teşekkür ederim.
Kaos ortamında en doğru davranış modeli soğukkanlılıkla süreci geçirmek ve bu arada gelişim alanlarımızı doğru tespit edip aksiyon almaktan geçer. Değerli üyeler, bu dönemi fırsat bakış açısı olarak değerlendirip yeni dünyanın normaline uymayan bireysel ve kurumsal alışkanlıkları varsa bir an önce bunları dönüştürmeliler. VUCA Dünyası hepimizin gerçeği oldu ve olmaya da devam edecek. Darwin’in de dediği gibi en güçlü olan değil, değişime en hızlı ayak uyduran hayatta kalacak.
Sorularımızı içtenlikle yayınlayan Ayşenur Süer’e teşekkür ediyoruz.
Ayşenur Süer’i tanıyalım
Ayşenur Süer – İşletme Koçu (PCC)
15 yıl ulusal ve uluslararası firmalarda satış alanında yöneticilik yaptım.10 yıl önce Yönetim Danışmanı olarak ikinci bir kariyere başladım. İşletmeler ile yapmış olduğum çalışmalarda koçluk disiplininin yarattığı farkları gördükten sonra eğitimler alarak İşletme Koçu & Yönetici Koçu olarak çalışmaya başladım. İnternational Coach Federation tarafından koçlukta yetkinlikleri belirlemek amacıyla verilen unvan sınavlarını geçerek Türkiye’de az sayıda olan PCC ünvanlı bir koç olarak koçluk kariyerime devam etmekteyim. Ayrıca Association for Coaching Antalya Koordinatörüyüm.