Dünyada kriz dönemleri çoğu zaman icatlar ve yenlikler için büyük fırsatlar oluşturmuştur. Tarihte savaş ve ekonomik kriz dönemlerinde büyük mucit ve girişimcilerin ortaya çıktığı bilinmektedir.
Odamız Araştırma ve Ticaret Geliştirme Müdürlüğü COVID-19 krizinin inovasyona olan etkisini araştırdı.
COVID-19 salgını tüm dünyada hem ekonomik hem de sağlık açısından büyük sıkıntılar oluşturmuştur. COVID-19 insanlığı dünya çapında yeni bir krize sokmuştur. Ekonomi makro olarak bir düşüş yaşarken, hastalık ve ölümler her gün dünya çapında artmaya devam etmektedir.
Çok sayıda sektörün olumsuz etkilendiği COVID-19 krizinde ekonomide sektörler çıkış yolları aramak için yenilikçi çözümleri arıyorlar. Alışık olmadığımız bu kriz için alışık olduğumuz yöntemler yetersiz kalırken, krizin sektörler üzerinde derin ve kalıcı bir etkisi olacağı açıkça görülmektedir.
Kriz dönemleri çoğu zaman icatlar ve yenlikler için büyük fırsatlar oluşturmuştur. Tarihte savaş ve ekonomik kriz dönemlerinde büyük mucit ve girişimcilerin ortaya çıktığı bilinmektedir. Örneğin Thomas Edison’la birlikte diğer ünlü mucitler de icatlarının büyük bir kısmını büyük ekonomik krizlerin yaşandığı 1830-1929 yılları arasında gerçekleştirmişlerdir. Ülkemizde de taksinin dolmuşa dönüşüm inovasyon hikayesi yine 1929 ekonomik buhranı döneminde olmuştur.
Jet motoru ve dünyanın ilk antibiyotiği olan penisilin 1928’de ortaya çıkmış ancak İkinci Dünya Savaşı krizi ile yaygın kullanıma başlamışlardır. Benzer şekilde nükleer teknoloji için de İkinci Dünya Savaşı katalizör görevi görmüş savaş sonrası dönemde hızla gelişme göstermiştir.
Pandemiler de insanlık tarihi boyunca krizlere neden olmuş (veba, kolera, çiçek hastalığı, tüberküloz vb.) ve her birinin insani bedeli, tüm sonraki nesillere fayda sağlayan halk sağlığı uygulamasında gelişmeleri katalize etmeye yardımcı olmuştur. Kriz bir kez daha, daha iyi bir geleceğin temellerini atacak temel yenilikler için katalizör görevi görebilir.
Benzer şekilde bugün de Covid-19’dan etkilenen ülkelerde kurumsal, ve bireysel düzeylerde ortaya çıkan yenilikler gözlemlenmektedir. Covid-19’un etkisi ile “yeni normal” olarak adlandırılan dönemde sektörler, iş süreçleri ve tüketici davranışları üzerinde oluşturacağı etkiler yenilikçi ürün ve hizmet geliştiren kurumlar ve girişimciler için yeni fırsatlar doğurmaktadır.
Havayolları için yolcu koltukları üreticisi İtalyan Aviointeriors firması seyahat ederken yolcuları güvende tutmak için, çok fazla alandan ödün vermeden “yeni gereksinimlere uygun olarak” yolcular arasında güvenli bir mesafe tutmayı amaçlayan iki yeni koltuk tasarımını tanıttı. Şeffaf cam ile ayrılmış koltuk ile yönü değiştirilmiş koltuklar öncü tasarımlar oldular.
Artık sektörlerin yeniden düşünme ve daha iyisini yapma fırsatı var. Sanal gerçeklik, yapay zeka, nesnelerin interneti ve büyük veri gibi uygulamalar, Covid-19’la olan mücadelede ve geleceğe karşı direnç geliştirmede önemli rol oynamaktadır. Covid-19 krizi bu teknolojileri beklenenden daha erken hayata geçirme gereğini de ortaya çıkarmıştır. Örneğin; giyilebilir teknolojiler ile kullanıcıların sıcaklık ve nabız bilgilerinin ölçülmesi, şehirlerde yoğun olan alanların tespiti ve öngörüsü için büyük veri uygulamalarından yararlanılması, Koronavirüs ile ilgili tüm literatürün düzenli olarak yapay zeka tarafından taranması, okunması ve ilgililerine ulaştırılması, güncel zamanlı haritalar ile dolu sağlık merkezlerinin, riskli bölgelerin yada uygun noktaların tespit edilmesi ve kullanıcıların yönlendirilmesi, ChatBot’lar ile Covid-19 hakkında çağrı merkezlerine gelen tüm soruları cevaplama ve doğru noktalara yönlendirilmesi, devriye robotları ile sosyal mesafe kontrolünün yapılması, drone’lar ile malzeme taşınması, toplu yerlerde ateş ölçümü ve belli alana madde püskürtme çalışmalarının yürütülmesi ve akıllı ses tanıma sistemleri ile kişilerin ses tonundan rahatsızlık belirtilerinin tespiti bu dönemde karşılaştığımız teknolojik uygulamalar olmuştur.
İnovasyona finansal destek artıyor
Krizle birlikte inovasyonun öneminin bu dönemde ülkeler, sektörler ve firmalar tarafından daha çok anlaşıldığı düşünülmektedir. İnovasyonu destekleyecek finansman desteği için kamu ve özel sektör işbirlikleri ile birçok kurum bu dönemde çağrıda bulunarak yeni fikirlere, uygulamalara önemli ölçüde finansman desteği sağlamaktadır.
Örneğin krizden en çok etkilenen sektörlerin başında gelen turizm sektörü adına Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) global olarak seyahate olan güveni yeniden oluşturmak ve turizmin daha geniş toplumsal toparlanmaya katkısını artırmak için yenilikçi girişimcileri olumlu değişim fikirlerini paylaşmaya çağırdı. Dünya Sağlık Örgütü’nün desteği ile birlikte COVID-19’un sektör üzerindeki etkisini hafifletmek için uygulamaya hazır fikirlerle start-up’ları belirlemek amacıyla başlatılan girişime 100 ülkeden 1000’den fazla aday başvurdu.
Ülkemizde de özellikle TÜBİTAK, Kalkınma Ajansları, Üniversiteler, STK’lar yenilikçi fikirler ve çözümler için çağrıda bulunarak destek imkanlarını arttırmışlardır. Sağlık, turizm, perakende, AVM, gayrimenkul alanlarında da özel sektör tarafından da destek çağrıları devam etmektedir. Örneğin TÜBİTAK “Sipariş Ar-Ge” başlıklı destek çağrısında, müşteri gereksinimlerini karşılayan çözüm önerilerinin, KOBİ’ler tarafından Ar-Ge ile ticarileşebilir çıktılara dönüştürülmesi amacıyla 30 milyon lira bütçe ayırdığını duyurmuştur.
Mesafeyi kontrol eden, teması azaltan projeler öne çıkıyor
Bu süreçte öne çıkan ihtiyaçlar ve yenilik talepleri incelendiğinde; insanların yapmış oldukları bazı işlerin robotik sistemlere devrettikleri proje talepleri, sosyal mesafeyi belirleyen proje talepleri, fiziksel teması azaltan proje talepleri ile ofis ve dokümantasyon işlerini online ortama taşıyabilen proje taleplerinin önem kazandığı görülmektedir.
Amerika Birleşik Devletleri’nde faaliyet gösteren düşünce kuruluşu Atlantik Council tarafından COVID-19’un inovasyon üzerindeki etkisi hakkında yapılan bir araştırmada; Covid-19’un veri, yapay zeka, tedarik zincirleri, medikal ve biomühendislik ile uzaktan çalışma alanlarında inovasyonu önemli ölçüde hızlandıracağının tahmin edildiği görülmüştür. Araştırmada ayrıca önümüzdeki iki ila beş yıl arasındaki en etkili yeniliklerin veri ve yapay zeka alanında olacağını belirtiyor.
Kurumiçi inovasyon önem kazanıyor
Çok uluslu şirketlerle yapılan başka bir araştırmada ise firmalar inovasyon bütçelerini koruyacaklarını ve bazı durumlarda agresif bir şekilde arttırabileceklerini ve birleşme ve devralmalar yoluyla da aktif olarak şirket dışından da yenilik getirmeye çalışacaklarını belirtmişlerdir. Aynı araştırmada yeni gelir akışları oluşturma baskısı arttıkça kurumsal yapı içerisindeki inovasyon ekiplerinin daha da önem kazanacağı da belirtilmiştir.
Krizin inovasyon üzerindeki etkisini inceleyen çalışmalar da genel olarak, Covid-19’un organizasyonları konfor alanlarından çıkmaya ve farklı düşünmeye, inovasyona zorladığı görülmektedir. Dağıtım kanallarının dijitalleştirilmesi, uzaktan çalışma ve çevrimiçi ağ oluşturma kültürü ve dijital dönüşüm şirketlerin çoğunluğu için uzun süredir gecikmiş olan gelişmelere örnek olarak gösterilebilir. Şirketler için aynı zamanda inovasyon metodolojilerinin de değiştiği görülmektedir. Şirketlerin artık aciliyet duygusunun ağır basacağını hem müşterilerin hem de şirketlerin çevik gelişim kültürünü güçlendiren “hatalı ama şimdi” çözümlerden memnun kalacaklarını belirtmişlerdir.
Sonuç olarak Covid-19 krizinin inovasyona olumlu katkısı olacağı görülmekle birlikte inovasyonu destekleyecek ortamın da oluştuğu görülmüştür. İnovasyonun ayrıca kurumların organizasyonları içinde de öne çıkacağı düşünülmektedir. Aynı zamanda mevcut teknolojik gelişmelerin de topluma nüfuz etmesi beklenenden daha hızlı olacaktır.
Araştırma ve Ticaret Geliştirme Müdürlüğü
Kaynaklar: https://atlanticcouncil.org / https://aviointeriors.it / https://scet.berkeley.edu