Antalya’da 51 yaşındaki Mustafa Dere, 8 yaşındayken dayısının verdiği ilk harçlıkla başladığı, çeşitli modellerden binden fazla parçanın yer aldığı oyuncak araba koleksiyonuna yenilerini eklemeyi sürdürüyor
Antalya’da yaşayan 51 yaşındaki Mustafa Dere, çocukluğunda dayısının verdiği ilk harçlıkla başladığı, çeşitli modellerden oluşan ve binden fazla parçanın yer aldığı oyuncak araba koleksiyonunu, gün geçtikçe daha da büyütmenin mutluluğunu yaşıyor.
Bir kamu kurumundan emekli olan Mustafa Dere, henüz 8 yaşındayken dayısının verdiği harçlıkla bir oyuncak araba satın aldı ve o günden sonra eline geçen her parayı tutkusu haline gelen arabaları alarak değerlendirdi.
Yıllar içinde tutkusunu koleksiyona dönüştüren Dere, çeşitli modellerde binden fazla parçanın bulunduğu koleksiyonu için ayrı bir oda oluşturdu.
Raflarda sergilediği oyuncaklara gözü gibi bakan Dere, gününün büyük bölümünü koleksiyonundaki parçaların bakım ve temizliğiyle geçiriyor.
Dere’nin en büyük isteği ise 43 yıldır yeni oyuncaklar eklemeye devam ettiği koleksiyonunun, kendisinden sonra oyuncak müzesinde sergilenerek adının yaşatılması.
Kendisini mutlu hissediyor
Dere, AA muhabirine, çocukluğunu doya doya yaşadığını, o yıllarda oyuncakları alırken, “Bir dükkan açarım, hem oynarım hem satarım” düşüncesinde olduğunu söyledi.
İçindeki çocuğu hep yaşattığını aktaran Dere, koleksiyonda ağırlıklı olarak klasik otomobil modellerine yer verdiğini dile getirdi.
Parçalar arasında kendi aldıklarının yanı sıra hediye edilenlerin de bulunduğunu anlatan Dere, “Koleksiyonumun maliyeti yaklaşık 125 bin lira oldu. Ama benim açımdan maddiyatın hiçbir önemi yok, kendimi mutlu hissediyorum.” dedi.
“Belki pahalı ama zevkli ve zararsız bir alışkanlık”
Dere, her gün düzenli olarak ilgilendiği oyuncaklara bakıp hayaller kurduğunu belirterek şöyle devam etti:
“Koleksiyonum sayesinde dostluklar edindim. Farklı insanlar tanıdım. Belki pahalı ama zevkli ve zararsız bir alışkanlık. İnsanların gelip iç çekmeleri ve beğenilerini göstermeleri benim için büyük mutluluk. Bazen eleştiriler de alıyorum. Ama hiç bu tutkumdan vazgeçmedim. Kardeşim, ’50 yaşına gelmişsin, ne yapacaksın?’ diyor. ‘Çocuklara dağıt bunları’ diyorlar. Mesele dağıtmak değil, nasıl kullanılacağı. Verdiğim de oldu ama alıp da bir kenara attıklarında içimden bir parçanın koptuğunu hissettim. Yeri geliyor, ‘Şunu bize ver’ diyorlar. Vereyim de nasıl vereyim? Verilmiyor. Çünkü bunlar benim ciğerimin bir parçası, basit bir oyuncak değil.”
Bazılarını Kepez Belediyesince Dokumapark’ta oluşturulan Anadolu Oyuncak Müzesi’ne bağışlamayı düşündüğünü dile getiren Dere, ilk etapta bir kısmını vereceğini, vasiyetinin, geriye kalanların da buraya verilerek adının yaşatılması olduğunu kaydetti.
Aslında hepsini vermek istediğini ama eşi ve annesini ikna edemediğini anlatan Dere, “Bir kısmını ver diyorlar. Hepsini verirsem tekrar almaya devam edeceğimi bildikleri için istemiyorlar.” dedi.
Klasik otomobillere de ilgisi olduğunu ifade eden Dere, son aldığı 1983 model aracı satmaya kıyamadığını vurguladı. Dere, kullandığı otomobilin de oyuncağını edindiğini, onu da aracında muhafaza ettiğini belirtti. AA