Antalya – Eskişehir hattının hayata geçirilmesi durumunda Antalya – Kayseri hattına göre yaklaşık 2 kat daha yüksek bir katma değer olacağını kaydeden ATSO Başkanı Ali Bahar, 14 Mayısta gerçekleştirilecek seçimin hemen akabinde 200 bin imza kampanyası başlatacaklarını duyurdu.
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Nisan Ayı Olağan Meclis Toplantısı, Meclis Divanı, Yönetim Kurulu ve Meclis Üyelerinin katılımıyla ATSO Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. Antalya ticareti, KGF kredileri ve EYT gibi konu başlıklarının ön plana çıktığı konuşmasında Antalya’ya hızlı tren yatırımı için kampanya başlatacaklarını duyuran ATSO Başkanı Ali Bahar, “Yıllardır Antalya’nın hayali olan Hızlı Tren projesinin, 2023 yılında uygulamaya geçeceği konusunda vaatler verilmesine rağmen maalesef henüz hiçbir girişim olmamıştır. Hayata geçirilmesi için yoğun çaba sarf edeceğimizi belirtmek isterim. Bunun için yola çıkıyoruz. Hedef 200 bin imza” dedi.
BİRÇOK KEZ DİLE GETİRDİK
Başkan Ali Bahar’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle;
“Bu kürsüden aylar önce, Ocak ve Şubat ayı toplantılarımızda da gündeme getirdiğim, birçok platformda ve her fırsatta dillendirdiğimiz bir konu da Antalya Hızlı Tren Projesidir. Yıllardır Antalya’nın hayali olan Hızlı Tren projesinin, 2023 yılında uygulamaya geçeceği konusunda vaatler verilmesine rağmen maalesef henüz hiçbir girişim olmamıştır. 2013 yılında benim de Yönetim Kurulu üyesi olduğum dönemde 2023 yılında bitecek projenin 2016 Yılında düzenlenecek EXPO fuarına yetiştirilmesi için bir imza kampanyası düzenlemiştik. Gelinen süreçte konunun takipçisi olmak adına Odamız Araştırma Geliştirme Müdürlüğü’nden yetkili bir arkadaşımız hem Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na hem de TCDD Genel Müdürlüğü’ne bir ziyaret gerçekleştirerek projenin mevcut durumu hakkında bir araştırma gerçekleştirdi. TCDD tarafından etüt ve proje faaliyetleri tamamlanmış, tüm güzergâh ve güzergâh üzerindeki istasyon, köprü, tünel ve viyadükleri belirlenmiş ve hatta ÇED olumlu raporları alınmış, kısacası her şeyi ile tamamlanmış 2 farklı proje yer almaktadır.”
ANTALYA HATTI BÜYÜK KATMA DEĞER
“Her iki hattın da hat uzunluğu ve ekonomik maliyeti birbirine eşit olsa da, getirileri bakımından ciddi bir fark söz konusudur. Öyle ki, yıllardır üzerine konuştuğumuz Antalya – Konya – Kayseri hattı için yapılan etüt çalışmalarında ön görülen yıllık yolcu sayısı 4 milyon iken bu sayı Eskişehir hattında 5 milyon, Kayseri hattı için ön görülen yıllık yük taşıma kapasitesi 4,5 milyon ton iken bu sayı Eskişehir hattında 10 milyon ton olarak ön görülmektedir. Hatta bu veriler 2020 yılında yapılan çalışmanın verileridir. Bugün şehrimizin geldiği yer malumunuzdur ki bu sayılar ve verimlilik daha da artmıştır. Sonuç olarak Antalya – Eskişehir hattının hayata geçirilmesi durumunda Antalya – Kayseri hattına göre yaklaşık 2 kat daha yüksek bir katma değer yaratması beklenmektedir. Diğer taraftan bu hattın Afyon üzerinden hızlı tren ile İzmir ve Ankara’ya, Eskişehir üzerinden ise Bursa ve İstanbul ile bağlanacak olması, Antalya’mıza kazandıracağı ekonomik değeri kat be kat artıracaktır.”
YATIRIM PROGRAMINA ALINMASINI SAĞLAYACAĞIZ
“Antalya – Eskişehir hattının hayata geçirilebilmesi için atmamız gereken ilk adım ise bu projenin 2024 yılı Cumhurbaşkanlığı Yatırım Programına alınmasını sağlamaktır. Bu kapsamda;
14 Mayısta gerçekleştirilecek seçimin hemen akabinde ATSO olarak bir imza kampanyası başlatacağız. Bu imza kampanyasına şehrimizdeki tüm paydaşlardan destek isteyerek yola çıkacağız ve tren hattının geçeceği tüm şehirlerde bulunan Ticaret ve Sanayi Odalarını da kampanyamıza dahil edeceğiz. Ardından da Ankara’nın yolunu tutarak şehrimizin ve güzergah üzerinde yer alan diğer şehirlerin milletvekillerinin de desteğine alarak, projenin Cumhurbaşkanlığı Yatırım Planı’na dahil edilmesi ve hayata geçirilmesi için yoğun çaba sarf edeceğimizi belirtmek isterim. Bunun için yola çıkıyoruz. Hedef 200.000 imza. Değerli arkadaşlarım bu büyük bir projedir. Gelin ilk imzalar bizim olsun. Meclis toplantımız sonrasında kampanya için hep beraber imzalarımızı atalım.”
EL VERİN EV YAPALIM
“Geçtiğimiz günlerde biraz önce söylediğim gibi iki bayramı birden kutladık ve yine geçtiğimiz günlerde yaşadığımız hepimizi derinden sarsan deprem felaketi ile arkasından meydana gelen fırtına ve sel felaketlerinde can ve mal kayıplarımız oldu. Bu nedenle tüm Türkiye olarak içimiz buruk bir bayram geçirmiş olduk. Depremin ilk günlerinden itibaren devletimiz deprem bölgesi için tüm imkânlarını seferber etmiş, milletimiz de tek yürek halinde seferber olmuştur. AFAD’ın, Kahramanmaraş merkezli depremlerde 11 il için ilan edilen “Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi” kararı; Bingöl, Kayseri, Mardin, Tunceli, Niğde ve Batman’ı da içerecek şekilde 17 ile çıkarılmıştır. Son rakamlara göre 329 bin çadır ve 103 bin konteyner kurulumu gerçekleştirilerek yaklaşık 1,5 milyon depremzedeye geçici barınma imkanı sağlanmıştır. Hepinizin bildiği gibi asrın felaketinde 50 binden fazla vatandaşımız hayatını kaybederken 100 binlerce ev de kullanılamaz hale gelmiştir. Bu kapsamda depremde evlerini kaybeden ve barınma sorunu yaşayan vatandaşlarımızın derdine bir nebze çare olabilmek adına; TOBB Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu’nun çağrısı ile “El Verin Ev Yapalım” kampanyası hayata geçirilmiştir.”
DEPREM ÇALIŞTAYI YAPILACAK
“Bizler biliyoruz ki, deprem bölgesindeki en önemli ihtiyaç, geçici çözümler sunmak yerine, güvenli ve kalıcı konutların ivedilikle inşa edilmesidir. Bu bilinçten hareket ile Antalya ve ilçe oda ve borsalarımız ile bir araya geldik, bu büyük felaketin yaralarını birlikte sarmak için ilk günlerde gösterdiğimiz birlikteliği, artırarak devam ettireceğimiz konusunda da hemfikir olduk.
Depremin yaşandığı ilk andan itibaren siz değerli üyelerimizin gerçekleştirdiği tüm desteklere bir kez daha teşekkür ederken; Başlatmış olduğumuz konut kampanyasına vereceğiniz desteklerin çok önemli olduğunu bir kez daha hatırlatmak isterim. Odamız 44. Grup meslek komitesinin öncülüğünde Haziran ayı içerisinde bir deprem çalıştayı düzenlenmesi planlanmıştır. Jeoloji mühendisi Prof. Dr. Naci Görür’ün de davet edilmesinin planlandığı çalıştay, ilgili meslek odaları ve komitelerimizi bir araya getirecek, Antalya’nın deprem konusunda öncelikli olarak alması gereken önlemleri masaya yatıracak önemli bir etkinlik olacaktır.”
EYT İŞVERENLERİ ZORLAYACAK
“Birçok komitemiz tarafından dile getirildiği üzere, EYT’lilere yönelik kıdem tazminatı ödemeleri için KGF destekli kredilerin hem kullanımı hem faiz oranları açısından yazılı ve görsel medyada yer aldığı biçimde olmadığı, bu durumun işverenlerin hem nakit akışını bozduğunu hem de işveren ve çalışanlar arasındaki sosyal barışın tesisi noktasında çeşitli zorluklara sebep olabileceği ifade edilmektedir. Bu durum; ekonomik olarak çeşitli zorluklar yaşayan işletmelerimizin daha da zorlanabileceği ve EYT nedeniyle oluşabilecek işten ayrılmalardan dolayı insan kaynağı açısından da sorun yaşayabilecekleri ihtimalini güçlendirmektedir.”
FİNANSMANA ULAŞIM SORUNU
“KGF sorunu maalesef aylardır komitelerimizden bize ulaşan sorunlar arasında en ön sıralarda yer almaya devam etmektedir. KGF, bizim de üzerinde durduğumuz ve konunun muhatapları ile yaptığımız her toplantıda, her ziyarette yani her fırsatta dile getirdiğimiz bir konudur. EYT ve diğer ekonomik sorunlar nedeniyle üyelerimizin finansman ihtiyacının ne kadar ciddi boyutlarda arttığını yakinen takip ediyor, çözümü için elimizden gelen çabayı sarf ediyoruz.
KOBİ tanımının sakatlığı nedeniyle ve işletme sermayesi için ayrılan KGF miktarının aşırı yetersiz olmasından dolayı, şirketlerimiz yükselen enflasyon nedeniyle ihtiyacı olan finansmana ulaşamamaktadır. Bu en büyük sorundur, bu sorun üretimin düşmanıdır. Artık bu durum sanayiciyi, üreticiyi, imalatçıyı tüm enerjisini finansman bulmak için harcar hale getirmiştir. Belirsizlik iş dünyasının en büyük düşmanıdır. Finansman riskinin en aza indirilmesi açısından bu belirsizliklerin giderilmesi büyük önem arz etmektedir.”
ANTALYA YAZILIM ÜSSÜ OLMALI
“Amerika ve Avrupa’dan gelen ekonomik veriler küresel büyüme eğiliminde yavaşlama sinyalleri vermektedir. Dünya Bankasının Mart ayında yayımladığı raporunda da 2022-2030 dönemi için küresel büyüme oranlarının yavaşlama eğilimine gireceği açıkça ifade edilmektedir. Bu da bizlere büyüme yavaşladığında sorun yaşanmaması için verimlilik artışı sağlamanın ne kadar önemli olduğunu hatırlatmaktadır. Verimliliğin artırılabilmesi için de “teknolojik gelişme” ve “teknoloji” kullanımının yaygınlaştırılması hayati öneme sahiptir. Hem Antalya hem de ülke ekonomisi için stratejik sektör durumunda olan tarım ve turizmden başlayarak, çevreci bir yaklaşımla tüm sektörlerde dünyadaki gelişmelere paralel olarak “Akıllı teknoloji” uygulamalarını iş modellerine dahil etmek gerekmektedir. Ayrıca, turizmde gerçekleştirdiğimiz faaliyetleri büyütmek ve turizmde kırsal kalkınmayı destekleyecek faaliyetleri çeşitlendirmemiz de gerekmektedir. Bu kapsamda AB’nin IPARD (Avrupa Birliği Katılım Öncesi Destek Paketleri) desteklerinden başlayarak, uluslararası proje desteklerinden, TÜBİTAK, KOSGEB ve Sanayi Bakanlığı gibi ulusal düzeyde farklı kurumlarından faydalanacak projeler üretmemiz gerekmektedir.Şehrimizde biri organize sanayi bölgesinde, biri üniversite bölgesinde olmak üzere iki teknopark bulunmaktadır. Şehrimizin turizm potansiyeli ve bu alandaki şöhreti de dikkate alındığında Antalya’nın “yazılım merkezi” ya da “yazılım üssü” olabilme potansiyeline sahip olduğu söylenebilir.”
İNOVASYONU DESTEKLEMELİYİZ
“Dünya artık bilgi ve veri odaklı olarak yol almaktadır. Bizim de bu gelişmelerin gerisinde kalmamak için bu verilerden faydalanmamız; tarım, turizm, inşaat ve sağlık başta olmak üzere tüm sektörlerde verimliliği ve inovatif çözümleri destekleyecek, dijitalleşmeden yüksek seviyede fayda sağlayacak iktisadi kararlar almamız gerekmektedir. Bu kapsamda geçtiğimiz ay Odamızın destekleriyle bir E-Ticaret ve E-İhracat etkinliği gerçekleştirilmişti. Bu etkinlik kapsamında üyelerimiz “dijital platformda” E-ticaret ve E-ihracat uygulamalarını görme fırsatı yakalamışlar ve oldukça pozitif geri dönüşler almıştık. Bu etkinliklerin artarak devem edeceğini ve ilerleyen günlerde inşaat sektörümüz ile inşaat sektörüne girdi temin eden diğer tüm sektörlerimizin de yer alacağı, sektörlerimiz arasında network yaratacak bir B2B etkinliği gerçekleştireceğimizi bir kez daha hatırlatmak isterim.”
AFET ÇALIŞMALARI YETERSİZ
“Deprem, yangın ve sel gibi doğal afetlerin yanı sıra küresel iklim değişikliği ülkelerin kalkınma sürecinde en önemli tehdittir. Özellikle iklim değişikliğine bağlı olarak gittikçe artan kuraklık ve aşırı hava koşulları nedeniyle yaşanan insani ve ekonomik kayıplar artmaktadır. Yaşadığımız her afet sonrasında üzülerek görmekteyiz ki, işletmelerimizin bu tür tehdit ve afetlere yönelik çalışmaları çok yetersizdir. Mevcut KOBİ’lerin sadece %30’unun sigorta poliçesine sahip olduğu tahmin edilmektedir. Yaşadığımız Kahramanmaraş depremi de göstermiştir ki Doğal Afet Sigortası (DASK)’a katılım da yeterli düzeye ulaşamamıştır. Türkiye genelinde %54 olan DASK oranı, deprem bölgesinde %49’larda kalmıştır. Hatta bazı illerde %30’lara kadar düşmüştür. Oysa DASK’ın artık zorunlu tutulması, prim, teminat ve tazminatların gerçekçi olması, sigortalamanın afet hazırlık denetiminin de bir parçası olması gerekiyor. Bu yönde yeni düzenlemeler yapılmalı ve uluslararası düzeydeki örnekleri incelenerek hızla hayata geçirilmelidir.”
YÖRESEL ÜRÜN PAZARLARI SORUNU
“Paylaşmak istediğim bir diğer konu ise, şehrimizin bazı bölgelerinde ve özellikle kapalı semt pazarlarında “Yöresel Ürünler Pazarı” veya benzer isimlerle çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Bu etkinliklerde birçok yönden ciddi sıkıntılar olduğu komitelerimiz tarafından da dile getirilmiştir. Öyle ki, bu pazar yerlerinde sergilenen ürünler hem halk sağlığı hem de gıda güvenliği açısından uygun olmayan koşullarda sergilenirken, diğer taraftan seyyar olarak çalışan kişiler her türlü vergisini ödeyen ve istihdam sağlayan firmalara karşı haksız rekabet ortamı oluşturarak gıda sektörü üyelerimizin ekonomik olarak yıpranmasına neden olmaktadır. Bu konuda belediyelerimizin ve ilgili kurumlarımızın dikkatini çekmek istiyoruz.”
İHRACAT VE TURİZM FAALİYETLERİNİ ÇEŞİTLENDİRMELİYİZ
“Hepimizi yakından ilgilendiren Türkiye’nin temel ekonomik sorunları arasında özellikle enflasyon, gelir dağılımındaki bozulma, işsizlik, cari açık ve döviz kuru artışları gelmektedir.
TÜİK verilerine göre Ocak – Şubat döneminde ihracat %1,4 artmasına rağmen ithalattaki artış oranı %15,4 olarak gerçekleşmiş ve cari açık geçen yılın aynı dönemine göre %44 oranında artarak tüm zamanların en yüksek düzeyine ulaşmıştır. Aynı dönemde Antalya’nın 136 milyon dolar cari fazla vererek ülkemizin cari açığına pozitif katkı yapması bizleri gururlandırmış, beraberinde daha çok çalışma sorumluluğumuz olduğunu bir kez daha hatırlatmıştır. Özellikle ticaret partnerimiz olan Avrupa bölgesinde sanayi üretiminde yaşanan gerileme ile birlikte enflasyonist sürecin devam etmesi, turizm ve ihracat gelirlerimiz açısından risk arz ettiğinden ihracat ve turizm gelirlerinin artırılması için bu faaliyetlerimizde çeşitlendirmeye gidilmesi daha da önemli hale gelmektedir.”
GİRİŞİMCİLİK EKOSİSTEMİNE ZARAR
“Geçtiğimiz sene yatırım almış ve emisyon primi elde etmiş girişimcilerimizin, %10 oranında ek vergi ödemelerini gerektiren karar resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Özellikle cari açığımızın tarihi boyutlara ulaştığı böyle bir dönemde getirilen bu ek vergi uygulamasının, ülkemizin girişimcilik ekosistemine ve yatırım ortamına ciddi anlamda zarar vereceği açıktır. Girişimlerin yurtdışına yönlenmesine ve yurt dışından gelecek yatırımların önünün kesilmesine neden olacak bu karardan dönülmesinin son derece olumlu bir adım olacağını buradan belirtmek isterim. Bu konuda da gerekli girişimlerde bulunduk bulunmaya da devam edeceğiz.”
DIŞ TİCARETE OLUMLU KATKI
“Antalya yüksek potansiyeline rağmen, gelir seviyesi, ticaret düzeyi, yaratılan katma değer ve kent yaşam kültürü ile henüz arzu edilen seviyede değildir. Ancak Antalya olarak hedefimiz salt ekonomik büyüme değil, sürdürülebilir kalkınma ile paralel bir ekonomik büyümenin sağlanmasıdır. Yani, nitelikli büyümeli ve büyürken de çevreyi ve doğayı koruyup, gelecek nesillere aktarabilmeliyiz. Bu bilinçten hareket ile uluslararası işbirliği ağlarımıza bir yenisini daha ilave ederek geçtiğimiz günlerde Türk-İspanyol Ticaret ve Sanayi Odası ile işbirliği anlaşması imzaladık. Bu işbirliği anlaşması ile karşılıklı ticaret ve alım heyetlerinin, ikili iş görüşmelerinin artırılması amaçlanmıştır. Böylelikle Türkiye – İspanya arasında var olan yüksek ticaret hacminden yeterince pay alamayan Antalya’nın dış ticaret hacmine olumlu katkılar sağlamayı hedefliyoruz.”
URGE PROJELERİ HAYATA GEÇİYOR
“Hali hazırda devam eden HİSER Sağlık Turizmi Küme çalışmalarına ilave olarak; önümüzdeki aylarda; üyelerimizi yeni pazarlara açmak, yurtdışı pazarları, rakip ülke ve ürünleri tanımak, yeni pazarlama stratejileri, yeni işbirlikleri ve ihracat olanakları sağlayacak 4 yeni projemiz olduğunu da sizlerle paylaşmak isterim. Bu projelerden birisi Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi (URGE) projesi kapsamında daha önce 2 sefer başarıyla yürüttüğümüz 3. Tarım Kümesi projesi, ikincisini başlatacağımız Gıda Kümesi Projesi ve yine bir URGE projesi olan Mobilyacılık sektörü küme projesi ve Hizmet Sektörü Rekabet Gücünün Artırılması Projesi (HİSER) kapsamında Bilişim Sektörü Kümesi çalışmalarını başlatıyoruz. Bu küme çalışmaları ile ilgili talep toplama çalışmaları başlatılmış olup, projelerde yer almak isteyen üyelerimizin ilgili birimlerimize gerekli başvuruları yapmaları gerekmektedir.”
KOMİTELER İÇİN GÖRÜŞMELER GERÇEKLEŞTİRİYORUZ
“Biz ATSO ailesi olarak tüm komitelerimizle, 58 bini aşkın üyemizle bütün sorunların üstesinden birlikte gelebilecek kuvvetteyiz. 46. grup taşıt kiralama komitemizin yıllardır devam eden ve büyük bir çıkmaz haline dönüşen ruhsat sorununu, gerçekleştirdiğimiz lobi faaliyetleri ile Kepez ve Muratpaşa ilçelerinde çözüme kavuşturduk, Aksu ve Konyaaltı ilçelerinde de görüşmelerimiz devam etmektedir, oralarda da çok kısa bir süre içerisinde sonuç alacağımızı düşünüyoruz.Benzer şekilde turizmde faaliyet gösteren, reklam ve eğlence sektörüne mensup üyelerimiz, yabancı istihdamında bir takım sorunlar yaşadıklarını bizlere ilettiler. 1 Mayıs tarihine kadar sorunun çözülmemesi halinde çalıştıracak kalifiye yabancı iş gücü bulamayacaklarını ilettiler. Çalışma bakanlığı ile birebir yaptığımız görüşmeler neticesinde sektörümüzde yaşanan sorunları birebir ifade etme fırsatı bulduk. Gerekli dosyaları Bakan Yardımcımıza ilettik, ATSO bünyesinde bakanlığa bağlı bir birim kurulması önerisinde bulunduk ve hatta Antalya’da gerçekleştirilecek bakanlık denetimlerinde oluşturulacak ekipte ATSO’nun da yer alabileceğini ifade ettik.”
TELİF SORUNUNA KALICI ÇÖZÜM GETİRECEĞİZ
“36. grup Oteller ve Benzer Konaklama Yerleri komitemiz ile 37. Grup Restoran, Yiyecek, İçecek ve Eğlence Hizmetleri komitelerimizden gelen talepler doğrultusunda, üyelerimizin Kaleiçi’nde yaşadıkları sorunların giderilmesi için de ciddi girişimlerimiz oldu, birçoğunu çözüme kavuşturduk. Ayrıca yine her iki komitemizi ilgilendiren telif hakları sorunu ile ilgili çok önemli adımlar attık. Gelinen noktada ise, yine ortak çalışmanın bir ürünü olacak şekilde her iki komitemizin de içinde yer alacağı bir Kaleiçi Komisyonu kurulması üzerine çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Bu çalışmalarında sonuna geldiğimizi, Antalya’mızın en önemli merkezlerinden birisi olan Kaleiçi’ndeki sorunların ortak akıl ile ele alınacağını söylemek istiyorum.”
ÜYE AİDATLARINA YAPILANDIRMA
“7440 Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun uyarınca; Üyelerimiz, 31.12.2022 ve bu tarihinden önceki geçmiş yıllara ait aidat borçlarının yapılandırılması için 31 Mayıs 2023 tarihine kadar dijital ortamlardan başvuru yapabileceklerdir. Bu kapsamda, 13.03.2023 tarihi itibariyle toplam 46.695 üye yapılandırmadan faydalanabilecektir. Yapılandırmadan faydalanabilecek tüm üyelerin yapılandırmaya dahil olmaları halinde 44 milyon 461 bin 843 TL, Odamıza ödenmiş olacaktır.
Bugün yani 25 Nisan 2023 tarihine kadar af kapsamında yapılandırmaya dahil olan tutar 910 bin 314 TL’ye ulaşmış durumdadır. Bu haktan yararlanan tüm üyelerimize teşekkür ederim.”
1 MAYIS KUTLU OLSUN
“Mayıs ayı, birçok önemli günü de beraberinde getirecektir.
İlk olarak, Antalya ve Türkiye ekonomisi için üreten, katma değer yaratan siz değerli üyelerimizin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü kutlarım. Bu günün dostluk ve dayanışma havasında geçmesini diler, Emeğin en yüce değer olduğunu buradan ifade etmek isterim.
14 Mayıs iki önemli günü bir araya getiren bir tarih olacaktır. İlk olarak yeryüzünde en kutsal görevi üstlenen, karşılıksız sevgi, hoşgörü ve mutluluğumuzun kaynağı olan, bizlerin en iyi şekilde yetişmesini sağlayan; sevginin, şefkatin, sabrın eşsiz örneği meclisimizde sayıları az da olsa aramızda olmalarından büyük mutluluk duyduğumuz kadın üyelerimizin, sonra tüm annelerimizin anneler gününü kutlarım.”
DEMOKRATİK BİR SEÇİM SÜRECİ DİLİYORUM
“Demokrasiyle yönetilen ülkelerde siyasal iktidarın meşruiyeti ifade özgürlüğünün olduğu, baskılardan uzak halk iradesiyle sağlanmaktadır. Halk iradesi ise en somut biçimde seçimlerle ortaya çıkmaktadır. Farklı dünya görüşleri ve menfaatlere sahip bulunan kişi ve toplulukların serbest şekilde örgütlenerek siyasal iktidar yarışına dahil olabilmelerini ifade eden çoğulcu siyaset, ancak çoğulculuğu koruyan bir özgürlükler düzeninde hayat bulabilir. Bu çerçevede 14 Mayıs 2023 Pazar günü ülkemizde gerçekleşecek olan seçimlerin Cumhuriyet’imiz 100. yılına yakışır bir şekilde barış, huzur ve demokratik bir ortamda geçmesini diler, tüm siyasi parti temsilcilerine buradan başarılar dilerim. Seçimlerin hemen ardından ise Cumhuriyetimizin 100. Yılına ulaşması yolunda çok önemli bir tarih ve ülkemizin bağımsızlığı yolunda atılan en önemli adım olan 19 Mayıs 1919’un seneyi devriyesini kutlayacağız. Bu vesile ile 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramınızı şimdiden kutlarım. Bu duygu ve düşüncelerle hepinize tekrar teşekkür ediyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”