Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Mart ve Nisan Ayı Meclis toplantısını elektronik ortamda gerçekleştirdi. Meclis üyelerinin elektronik ortamda katılımıyla, Meclis Başkanı Süleyman Özer’in başkanlığında yapılan toplantıda, Meclis Üyeleri ağırlıklı olarak koronavirüs salgını nedeniyle dünyada ve Türkiye’de alınan önlemler ışığında, sektörlerinde yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Toplantıda ayrıca bu yıl Covid-19 salgınının sebep olduğu durum nedeniyle Ramazan pidesine zam yapılmaması yönünde karar alındı.
Elektronik ortamda yapılan bir meclisin ATSO tarihinde ilk olduğunu belirten ATSO Başkanı Davut Çetin, “Bir aydan bu yana yönetim kurulu toplantılarımızı ve komite toplantılarımızı elektronik ortamda yapıyoruz. Korona dolayısıyla bizim yönetim olarak iş yükümüz azalmadı, tersine arttı. Yüz yüze görüşmeler azaldı, ama telefonla çalışma birkaç misli arttı. İlk günden bu yana TOBB’da Rifat Başkan ve TOBB yönetimiyle Hükümetin destek paketi üzerinde çalışıyoruz. İşyeri kapanmaları dolayısıyla Sayın Valimizle ve Belediye Başkanlarımızla devamlı görüşme halindeyiz. Antalya, nazar değmesin, Türkiye’de en az vaka olan illerden birisidir. Antalya’yı korumak hepimizin sorumluluğudur. Şimdi ne kadar disiplin ve fedakârlık gösterirsek, o kadar hızlı sonuç alırız. Bu süreçte sağlık çalışanlarımız müthiş bir fedakârlıkla hizmet veriyorlar. Hepsine şükranlarımızı sunuyorum. Salgın nedeniyle Türkiye’de can kaybımız 2 bin kişiyi geçti. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı diliyorum.” dedi.
1 MİLYON MASKE
ATSO’nun maske üretimi ve dağıtımı konusunda ilk günden itibaren büyük sorumluluk üstlendiğini vurgulayan Davut Çetin, “1 milyon maske için kumaş aldık, Milli Eğitim okullarda maske üretimine başladı. Valilik tarafından kamu çalışanları ile Odamız web sayfasından maske talep eden işletmelere dağıtım yapıldı. Ayrıca Odamızda siperli maske üretiyoruz. Şu ana kadar 5 bin siperli maske üretip İl Sağlık Müdürlüğü’ne teslim ettik.” diye konuştu.
Dünya ekonomisinin, özellikle ABD ve Avrupa’da 1929 krizinden sonraki en büyük ekonomik krizin yaşandığını, Türkiye ekonomisinin de korona krizinden ağır biçimde etkilendiğini belirten Davut Çetin, “En önemli konu salgının büyümesini durdurmak ve normal yaşama en kısa zamanda dönülmesini sağlamaktır. İnsanlar marketlerde ve pazarlarda daha dikkatli olmalı, sıra ve mesafe kurallarına herkes uymalı. Şu anda 40 günlük bir zaman geçirdik. Vaka sayısı artışı durmaya başladı, ama halen zamana ihtiyaç olduğu görülüyor.
ANTALYA’DAKİ VAKA SAYISI
Yine de bugünlerde zirvenin geçilmesi ümidi vardır. Türkiye’de nüfusun genç olması bir avantajdır. Bizim için ayrı bir ümit kaynağı Antalya’daki vaka sayısının az olmasıdır. Antalya’nın korona virüsünden korunmuş olması büyük bir şans ve başarıdır. Bu başarıyı devam ettirmek en önemli hedefimizdir. Sayın Valimiz bu konuda çok çaba harcamaktadır. Vali Bey, yakın zamanda Antalya’da normal yaşama dönüleceğini söylemektedir. İnşallah Antalya dünya genelinden farklı bir tabloya sahip olur. Antalya’daki vakaların düşük olması alınan tedbirler sayesindedir. Antalya’da kısıtlamaların kalktığını bir an önce açıklamak istiyoruz” diye konuştu.
TÜRK ÖZEL SEKTÖRÜ GÜCÜNÜ, DİNAMİZMİNİ GÖSTERDİ
Korona konusunda Türkiye’nin başarılı bir sınav verdiğini belirten Davut Çetin şöyle konuştu; “Almanya dâhil birçok ülkede marketler boşaldı. Almanya’da tuvalet kâğıdı bulunamadı. İngiltere’de taze meyve ve sebze bulunamadı. ABD gibi bir ülke sağlık personeline maske veremedi. ABD’de silah alımları ve güvenlik harcaması arttı, çünkü zenginler yoksulların etrafa saldırmasından korkuyorlar. Türkiye’de ilk günlerde fahiş fiyatla maske satan, kolonya satanlar oldu, fakat genel olarak Türk özel sektörü gücünü, dinamizmini gösterdi. Ülkemizde herhangi bir kıtlık, tedarik sıkıntısı yaşanmadı.”
ANTALYA’DA ÇİFT ETKİ
Antalya ekonomisinin hem işyeri kapanmalarından hem de turizmdeki kayıptan dolayı iki taraflı bir etkilenme yaşadığını vurgulayan Davut Çetin, “Geçen yıl Nisan ayında 900 bin civarında turiste ev sahipliği yapmıştık, 4 ayda 1.5 milyona yakın ziyaretçimiz olmuştu. Yılın ilk aylarındaki yüksek verilerin etkisi ile bugüne kadar gelen 504 bin turisttir. Şu anda iç ve dış turizm durmuş bir halde. Koronanın etkisi turizmde, ticarette, sanayide daha bir süre yaşanacak. Yapılan anketlerde Avrupa’nın yüzde 50’si ilk 3 ayda tatile gitmek istiyorum diyor ama istemekle olmuyor” ifadesini kullandı.
DEVLET DESTEKLERİ
Konuşmasında devlet destekleri konusunda bilgiler veren Davut Çetin, “Hükümet 19 Mart’ta 100 milyar liralık ilk önlem paketini açıkladı, bu paket beklentimizin altında kaldı. Hatta ben bunu söyleyen ilk Oda başkanı oldum. Rifat Başkan’a ve TOBB yönetimine de bu önlemlerin yetmeyeceğini söyledim. Sektörlerden de yoğun talepler geldi, Hükümetle görüşmeler yapıldı, 24’ünden itibaren yeni adımlar da atıldı. Kuşkusuz sorun arttıkça bu önlemler de yetersiz kalıyor” dedi.
KDV, STOPAJ VE SGK PRİM ERTELEMESİ
Davut Çetin desteklerle ilgili şunları kaydetti; “19 Mart tarihinde açıklanan pakette kapatıla işletmelere ve 10 sektöre mücbir sebeple muhtasar beyanname, KDV beyannamesi ve SGK prim beyannamesine 6 ay erteleme getirildi. Biz buna tepki gösterdik. Sonra sektör sayısı 19’a çıkarıldı. Ayrıca gelir vergisi mükellefi serbest meslek sahiplerine, şahıs şirketlerine de bu hak verildi. Esasen bu imkân salgından etkilenen bütün sektörlere tanınmalıydı.
Diğer sektörler için Mart ayı KDV beyanı 1 ay ertelendi. Gelir vergisi beyannamesinde bir ay erteleme oldu. Kurumlar vergisinde 30 Nisan beyannamesi 1 Hazirana ertelendi. Turizm sektöründe Konaklama vergisi Ocak ayına ertelendi. otel irtifak ve hasılat payı ödemeleri 6 ay ertelendi. Oda ve Borsa aidatları da bizim Bakanlıktan talebimiz üzerine ertelendi. Yine geçen hafta torba kanun ile belediyelere kapanan ve faaliyette bulunmayan şirketlere ilan-reklam vergisinden, çevre vergisinden muafiyet sağlama, su faturalarını erteleme imkanı sağlandı. Toplu taşıma şirketlerine gelir desteği verilmesi yolu açıldı. Taşıt muayene, egzoz ölçüm süreleri 3 ay ertelendi.
İSTİHDAM DESTEKLERİ
Ekonomide en önemli konu istihdamın korunmasıdır. Zaten 4.5 milyon işsiz vardı, şimdi bu rakam 6 milyonu geçecektir. İstihdam konusunda en önemli desteklerden birisi kısa çalışma ödeneğidir. İşi %30 ve daha üzeri azalmış veya faaliyetleri toplam bir ay kesintiye uğramış işletmeler başvurabiliyor. Son düzenleme ile ödenek koşulları hafifletilmiş, belge sayısı 2’ye düşürülmüş, 3 yılda 600 gün çalışma süresi 450’ye, mevcut işte çalışma süresi 90 günden 60 güne indirilmiştir. Devlet brüt maaşın %60’ı kadar destek sağlamaktadır.
Geçen haftaki torba yasa işten çıkarma yasağı ve ücretsiz izin imkânı sağladı. 15 Mart itibarıyla ücretsiz izin verilecek çalışanlara günde 39 lira 24 kuruş ödenmesi, sağlık harcamalarının genel sağlık sigortasından karşılanması kararı alındı. Kısa çalışmadan ve işsizlik sigortasından yararlanamayan işçilere işsiz kaldıkları süre boyunca bu ödeme yapılacak.
Ayrıca; Asgari ücret desteğinin 2020 yılında da devam ettirilmesi, İstihdamdaki sürekliliği devam ettirmek amacıyla, 2 aylık telafi çalışma süresinin 4 aya çıkartılması yönünde adımlar da atıldı.
KREDİ DESTEKLERİ
Destek paketinde firmaların kredilerin anapara ve faiz ödemelerinin en az 3 ay süre ile ertelenmesi ve gerekirse ek finansman desteği sağlanması kararı alındı. Fakat bu konuda somut uygulama göremiyoruz. BDDK temerrüt süresini 90 günden 180 güne çıkardı.
Ayrıca 24 Mart 2020 öncesine ait ödenmeyen kredi/çek/ kart borçları yılsonuna kadar ödenir veya yapılandırılırsa sicile işlenmemesi kararı alındı. Dolayısıyla bu uygulama kamu bankalarında gerçekleşti. Özel bankalar kendileri bazı kampanyalara başladılar. KGF kredi teminatı önce 25 milyardan 50 milyar TL’ye yükseltildi. Geçen hafta da 100 milyara yükseltildiği haberi geldi, ancak henüz resmi karar çıkmadı.
KGF konusu iyi anlaşılmalıdır. KGF kefalet vermektedir, işletmeye kefil olmaktadır, kredi vermemektedir. Bankanın vereceği kredilerde toplam tazminat üst sınırı vardır. Banka toplamda100 milyar batırırsa, KGF bunun %10’unu veya %7’sini karşılamaktadır. Dolayısıyla KGF teminat sorunu olan KOBİ’lere destek olmaktadır, ama bankanın kredi verebilmesi için parasının olması gerekir. Yine de KGF teminatı bankanın riskini azaltmaktadır, daha fazla kredi vermesine imkân sağlamaktadır. Böylece bankalar işe devam kredisi, çek ödeme kredisi gibi krediler vermeye başlamışlardır. Bu konuda kamu bankaları Hazineden ayrıca destek aldıkları için daha rahat hareket etmektedirler. Kredilerde vergi ve SGK borcu olmaması koşulu yıl sonuna kadar kaldırıldı.
Kamu Bankaları istihdamın korunması şartıyla 6 ay ödemesiz, 36 ay vadeli %7.5 faiz oranıyla İşe Devam Kredisi paketini uygulamaya koymuşlardır. Buna ek olarak Bankalar Birliği öncülüğünde 3 ay ödemesiz, %9.5 faiz oranıyla “Çek Ödeme Destek Kredisi” paketi devreye alındı.Ayrıca Ekonomik İstikrar Kalkanı Kredisi paketleri özel bankalar tarafından da uygulanmaya başlandı. %9,5 faizli 3 ay ödemesiz 12 ay vadeli kredi imkânları sunulmaya başlandı. İcra iflas işlemleriNisan ayı sonuna kadar durduruldu Alacak sigortası kapsamı genişletildi. Mikro ve küçük ölçekli işletmeler için geçerli olan “Ticari Alacak Sigortası” kapsamına orta ölçekli (cirosu 125 Milyon TL’ye kadar olan) işletmeler de dâhil edildi
KİRA DESTEKLERİ
Kira konusu tüm sektörlerimiz için önde gelen sorunlardan birisidir. Maalesef kira desteği sınırlı kalmıştır.
–Kira ödenememesi durumunda tahliye ve sicil kaydı Haziran ayı sonuna kadar önlendi.
-Faaliyetleri zorunlu olarak durdurulan iş yerleri için kamu idarelerince kira bedeli tahakkuk ettirilmeyecek. Teknoparklardaki kuluçka firmalarından ve ticari işletmelerden 2 ay süreyle kira alınmaması,
-Otel kiralamalarına ilişkin irtifak hakkı bedelleri ve hasılat payı ödemeleri Nisan, Mayıs ve Haziran ayları için 6 ay süreyle ertelenmesi,
Geçen hafta kabul edilen Kanunla da belediyelere kapanan işyerleri için su, ilan-reklam, çevre temizlik vergilerini erteleme imkânı sağlandı.
Lojistik ve ihracat destekleri kapsamında reeskont kredilerinde vade uzatıldı, stok finansmanı kredisi getirildi. Sınır kapılarında korona testleri, şoför ve dorse değişimi önlemleri alındı. Tarımda kredi destekleri sağlandı ve mevcut krediler ertelendi.
Hükümetin destek önlemleri 19 Mart’tan sonra oldukça değişti ve güncellendi, bu destekler elbette önemlidir, ama yaşan sorunlar da rakamların da gösterdiği gibi ağırdır.
Bütün sektörlerde finansman sıkıntısı yaşanmaktadır ve kredi akışı henüz yeterli düzeyde değildir.
Önemli bir konu, mücbir sebeple vergi, prim ödemelerini erteleme imkânının korona virüs salgınından etkilenen bütün sektörlere tanınmasıdır. Şu anda gıda perakendesi, temizlik ürünleri, ilaç, kurye hizmetleri, e-ticaret dışında neredeyse etkilenmeyen sektör kalmamıştır. Dolayısıyla 19 sektör artık çok yetersiz kalmıştır.
Bir başka sorun, kapanan işletmeler ve yüksek derecede etkilenmiş işletmeler için elektrik ve kira ödemelerine destek sağlanmamasıdır. Stopaj ertelemesi ve kira ödenmemesinde tahliye yasağı geldi, ama asıl yapılması gereken kira ve elektrik desteği verilmesidir. Elektrikte üretici şirketlerin durumları nedeniyle bir erteleme kararı alınamadı. Kira konusunda mülk sahibi ve kiracı arasında bir arabuluculuk mekanizması kurulması gerekiyor.”
KOMİTELERDEN GELEN TALEPLER
Konuşmasında ATSO Meslek Komitelerinden gelen sektörel konulara da değinen Davut Çetin şunları kaydetti;
“Komitelerimizin raporlarına baktığımızda özellikle mücbir sebep kapsamına alınan sektör sayısının artırılması talebini görüyoruz. Vergi, SGK, stopaj ertelemelerinin 3 aydan 6 aya çıkarılması birçok komitemiz tarafından dile getirilmiş durumda. Özellikle KGF destekli kredilerde komisyon oranlarının düşürülmesi, kredi yapılandırma faizlerinin düşürülmesi isteniyor. Kira sorununu sürekli dile getiriyorum. Komitelerimiz de değinmişler. Özellikle faaliyeti durdurulan iş yerleri için mutlaka bir destek sağlanmalı. Stopajın alınmaması talebi birçok komitemizde de konuşulmuş.
Turizm komitemiz şehir otellerine kredi destek paketi, yıkıcı fiyat rekabetini önleyecek tedbirler, sezonda minimum fiyat uygulaması gibi öneriler getirmişler. Komitelerimiz genel sorunların yanı sıra sektörlerine özel önerilerde bulunmuşlar. Özellikle ulaştırma sektöründen yoğun öneriler gelmiş.
Komitelerimizde konuşulan konular çok önemli ve değerlidir. Bu öneriler yönetim kurulumuzun çalışmalarına da yön veriyor. Bu talepleri değerlendiriyoruz, TOBB’a iletiyoruz, hükümetle her sektör için görüşmeler yapılıyor. Desteklerin artırılması için bütün gücümüzle çalışıyoruz.
Fakat herkes hem kredi kaynağının hem devletin bütçesinin rahat olmadığını bilmelidir. KDV ve ÖTV olmadığı zaman Devletin kasası da boşalmaktadır. Bu nedenle Merkez Bankası’nın Hazineye ve bankalara para vermesinden başka yol görünmemektedir.
Burada hep söylediğimiz husus ihtiyacı olana destek ve kredi verilmesidir. Hem kredi başvurusunda bulunan vicdanlı olmalıdır hem de bankalar hakkaniyetli olmalıdır.”
UÇAK FİLOLARI KORUNMALI
Özellikle yerel uçak filolarının korunması gerektiğini belirten Davut Çetin, “Önümüzdeki süreçte biz de normalleşmeyi konuşmaya başlayacağız. Elbette ki, işler hemen eski düzeyine dönmeyebilir. Avrupa ülkeleri yurtdışına seyahat kısıtlamalarına devam edebilirler.
Korona krizi başından bu yana havayolu şirketlerinin ve uçak filolarının korunması gerektiğini söylüyorum. Turisti getiren yapı bozulursa bunu tekrar kurmak oldukça zordur. Umarım ki, şirketlere gerekli destekler verilir” dedi.
TURİZM SEKTÖRÜ YÖN DEĞİŞTİRECEK
Koronavirüs salgını ile birlikte turizm sektöründe de radikal değişiklikler beklendiğini vurgulayan Davut Çetin şunları kaydetti;
“Turizm grubumuzun önerileri önemlidir ve dikkate alınmalıdır. Otellerin bir kısmına yenileme yaparak kapalı kalma imkânı sağlanmalıdır. Şu anda 504 bin kişi. Benim öngörüm, bundan sonra geçen yılın ancak %30-40’ı kadar turist gelir. Kapasiteyi düşürelim belli bölgelere destek verelim, şehir içi otelleri koruyalım. Turizmin bundan sonra da yönü değişecek. Belki kitle turizminden çıkacağız. Şehir otelciliği ve kırsal turizm daha çok gelişebilir gibi gözüküyor.
Kundu gibi bölgelerimiz kapasiteyi düşürerek, her şey dahilden çıkarak, mesafe kurallarına uyarak, daha yüksek fiyatlarla çalışmayı deneyebilirler. Otel, restoran, kuaför, kreş gibi işletmelerde birinci slogan hijyen ve sağlık olmalıdır. Önümüzdeki günlerde dünyada bazı otellerin sağlık komplekslerine dönüşmesi mümkündür. Müşterilerine bağışıklık sistemi güçlendirme programı uygulayan oteller olacaktır. Belki korona testi yaptıran otel çıkacaktır.
Kültür ve Turizm Bakanımız Korona sertifikası üzerinde çalışma başlattıklarını söylemiştir. Buna göre; Araç sterilizasyonu, araç personelinin bağışıklık belgesi, personelin pandemi eğitimi alması, otel, havalimanı, restoran sterilizasyonu gibi koşullar getirilecektir.”
DİJİTALLEŞMEYE SEYİRCİ KALAMAYIZ
Covid-19 salgını ile birlikte dijital satışlarda büyük artışlar yaşandığını belirten Davut Çetin, “Yıllardan bu yana Oda olarak Antalya 4.0, e-ticaret, dijitalleşme deyip durduk. Bu dönemde büyük marketlerin dijital satışları 4 kat arttı. E-ticaretin nasıl ayakta kaldığını veriler göstermektedir. Eğitimde dijitalleşmede 3-4 yıllık mesafe 2 ayda alındı. 2 ay önceki mecliste “Gig ekonomisi”, yani evden çalışma, kısmi zamanlı çalışma artacak demiştim. Koronayla istihdamın büyük kısmı hızla dönüşmüş oldu. Bazı sektörler bir süre daha dijital kalmaya devam edecek. Sanal fuarlar yapılacak, B2B görüşmeler telekonferanslarla yapılacak. Yani dijitalleşme rüzgarı hız kazandı, hiç birimiz daha fazla seyirci kalamayız” dedi.
RAMAZAN PİDESİ’NE ZAM YOK
ATSO Meclis toplantısında Ramazan ayı pide fiyat tarifesi de gündeme geldi. ATSO Başkanı Davut Çetin, ATSO Meclisi’nin Ramazan pidesine zam yapılmaması yönünde karar aldığını belirterek, “Pandemiden dolayı Meclisimiz pide fiyatlarını, fırın sektörümüzün de önerisiyle, geçen yıl düzeyinde (300 gr pide 3TL) tutma kararı aldı. Artan maliyetlere rağmen Ramazan ayında halkımızın sofrasına destek olunmuştur.” dedi.