Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) ve Milliyet Gazetesi işbirliğiyle ‘Ekonomi ve İnovasyon Zirvesi’ düzenlendi. Ekonomi ve güncel gelişmelerin yanı sıra, teknoloji ve inovasyon konularının konuşulduğu Zirve, ATSO Atatürk Konferans Salonu’nda yapıldı.

Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mete Belovacıklı, Ekonomi Müdürü Şükrü Andaç, yazarlar Ali Ağaoğlu ve Zeynep Aktaş ile Milliyet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Menderes Özel’in konuşmacı olarak yer aldığı Zirve’de Başkan Davut Çetin bir konuşma yaptı.

Milliyet Gazetesi’nin gelecek yıl 70’inci yaşını kutlayacağını söyleyen Başkan Davut Çetin, “Biliyoruz ki, Milliyet Gazetesi ismi Atatürk dönemine kadar gitmektedir. Atatürk’e göre basın milletin ortak sesidir, milleti aydınlatan okuldur, rehberdir. Bunun için basın özgür olmalı, gazeteciler gördüklerini, düşüncelerini samimiyetle yazmalıdır. Atatürk, Milliyet’i kuran Mahmut Soydan’dan gazetenin Cumhuriyetin çağdaşlık mücadelesine destek olmasını istemiştir. Sonraki dönemlerde Milliyet gazetesinde Abdi İpekçi, Çetin Altan, Hasan Pulur, Güngör Uras gibi yazarlar büyük okur kitlelerine sahip olmuşlardır. Dün Sayın Mümtaz Soysal hocayı da kaybettik, Allah rahmet etsin. Bu vesileyle Atamızı ve bir dönem halkın gönlünde yer etmiş gazetecilerimizi de saygı ve sevgiyle anıyorum.” dedi.

Dünya Ekonomisi
Başkan Davut Çetin, dünya ekonomisini dikkatle izlememiz gereken bir belirsizlik döneminde olduğunu kaydetti. Çetin, Irak’ta, Şili’de, Bolivya’da, Fransa’da, Cezayir’de her yerde sosyal tepkilerin sokağa yansıdığını, ekonomik ve sosyal adaletsizliğin küresel ekonomiyi tehdit ettiğini belirtti. Çetin sözlerini şöyle sürdürdü: “Bütün ülkelerde toplumlar kutuplaşmakta, öfke ve ümitsizlik artmaktadır. Dünya siyaseti 1920’lerden, 1930’lu yıllardan İkinci Dünya Savaşı’ndan ders çıkarmalıdır. Ticaret yasakları, yabancı karşıtlığı tarihte çözüm olmamıştır, bugün de olmayacaktır.”

İnsani ve ekolojik dengeyi dikkate alan bir sistem geliştirmeliyiz
“Özel sektör olarak işsizliği, ekonomik ve sosyal sorunları görmezden gelemeyiz” diyen Başkan Çetin, “Ekonominin borsadan, dolardan ibaret olmadığını, insan hayatı olduğunu unutamayız. Küresel ekonomiyi yeniden düşünmeliyiz. Ahlaklı, insani ve ekolojik dengeyi dikkate alan bir sistem geliştirmeliyiz. Ekonomik büyüme ile birlikte bölüşümü de konuşmalıyız. Siyaset dünyası, medya ve özel sektör hep birlikte, yüksek işsizliğe, geçinme derdine, esnaf ve küçük üreticinin sorunlarına öncelik vermeliyiz.” dedi.

Türkiye ekonomisi gündeminde 11. Kalkınma Planı ve 2020 yılı Programında sanayi ekonomisine yönelik bir çabanın ipuçlarının görüldüğünü söyleyen Başkan Davut Çetin, “Kalkınma planında öncelikli sektörlere, kritik teknolojilere, borsanın büyütülmesine vurgu yapılması olumlu bir gelişmedir. Kredilerin ve KOSGEB desteklerinin daha çok imalat sanayine aktarılması hedefi konulmuştur. Fakat, bu hedeflere uyulacak mıdır şu anda bilmiyoruz. Çünkü dün Sayın Ağaoğlu, kamu bankaları eliyle büyüme mucizesi denendiğini yazdı. Oysa krediyle büyüme modeli yüzünden bu yıl sıfır büyüme yaşıyoruz. Aynı şeyleri tekrar etmemeliyiz.” şeklinde konuştu.
Davut Çetin sözlerini şöyle sürdürdü: ”Türkiye ekonomisinde enflasyon ve büyümede baz etkisi yanılsaması dönemindeyiz. Ekim ayı otomobil satışı rekor kırdı derken, 2013 yılı satışının gerisinde olduğumuzu unutmayalım.

Ekonomide kurumlara güvenin artmasına ihtiyacımız olduğu açıktır. Güven tesisi için siyasi uzlaşma ortamı oluşmalı, hukuk devleti kültürü geliştirilmelidir. Biz yapısal reform sözünü çok tükettiğimiz için, artık kullanmamaya başladık. Oysa yapısal reformun konuşulmaması hayra alamet bir durum değildir. Eğitim sistemi, hukuk sistemi, kayıt dışılık ve sosyal güvenlik alanlarında köklü dönüşüm ihtiyacı devam etmektedir. Enerji, temel girdi ve lojistik maliyetlerini düşürecek piyasa düzenlemeleri hep konuştuğumuz konudur. Zaman almamak için bütün yapısal sorunları bir kez daha tekrarlamak istemiyorum.
Önemini vurgulamak istediğim iki konu dijitalleşme ve ekolojidir. Dünyada sanayi ile hizmet iç içe geçmekte, temel mesele dijital yetkinlik kazanmak olmaktadır. Artık kişiler, şirketler, kentler ve ülkeler dijital yetkinlikle rekabet edecektir. Ancak, ülke ve siyaset gündemimizde bu konuların gereken yere sahip olduğunu söyleyemeyiz. Dijital hizmet vergileri, UBER’in, Booking’in, Wikipedia’nın yasaklanması gibi adımları tekrar düşünmeliyiz.”

Antalya ekonomisi
Konuşmasında Antalya ekonomisine de yer veren Başkan Çetin, Antalya turizminin bu yıl 16 milyon yabancı turist rekoruna ilerleyerek Türkiye ekonomisine ve cari açığın düşürülmesine önemli bir katkı sağladığını belirtti.  Davut Çetin sözlerini şöyle sürdürdü: “Bildiğiniz gibi bu yıl Turizm Tanıtım Ajansı turizm sektörüne katkı payı yükü getirdi. Şimdi ayrıca konaklama vergisi gündemde. Konaklama vergisi dünyada geceleme üzerinden yüzde 1 veya 1 Euro biçiminde, müşterinin ödediği, yerel yönetimlerin aldığı bir vergidir. Maalesef bu taslak özel sektörle istişare edilmeden gelmiştir. Taslakta ciro üzerinden vergi, Komisyonda yüksek bir maktu vergiye çevrilmiştir. Bu vergi makul bir orana çekilmeli ve merkezi yönetim bütçesine değil, ilgili yerel yönetime aktarılmalıdır. Detayına girmeyeyim, fakat şu kadarını söyleyeyim. Turizmin Antalya altyapısına yükü, nüfusumuzun yükünün üçte birinden fazladır. Yani Antalya nüfusu aslında 2.5 milyon değil, 4 milyondur. İlimizin yatırım bütçelerinin, yerel yönetim bütçelerinin 2.5 milyon nüfusa göre olması ciddi bir sorunumuzdur. Bir küçük ilçe olsak, bu sorun bizim sorunumuz olurdu. 16 milyon turist alan bir ilin bu sorunu aslında Türkiye’nin sorunu demektir.

Antalya olarak bir başka meselemiz yüksek katma değere geçebilmek
Antalya olarak bir başka meselemiz turizm, ticaret ve sanayide daha yüksek katma değere geçebilmektedir. X ve Y kuşakları çağında turizm faaliyeti otel içinde sınırlanamaz. Antalya’da geceleme sayıları bir dönem 7-8 geceydi. Bakanlık verilerine göre bu sayı giderek azalmış ve 5’in altına inmiştir. Kent turizmi, kültür turizmi, eğlence turizmi gibi alternatifler geliştirmezsek birkaç yıl sonra havanda su dövmeye başlarız.
Turizmi, tarımı, çevreyi, ticareti birlikte ele alan, bütüncül destinasyon yönetimi modeline geçmeliyiz. Kıyılarımızı Turizm Bakanlığı’nın, Ovalarımızı Tarım ve Şehircilik Bakanlıklarının, Dağlarımızı Enerji Bakanlığı’nın, kentin içini birden çok belediyenin planladığı bir yapıda bölge ekonomisini doğru biçimde yönlendiremeyiz.

Yeni bir tarım yönetimi ve teşvik modeli geliştirmeliyiz
Antalya’nın turizm dışında önemli sektörü yılda 5 milyon tona yakın üretim yapan seracılıktır. Geçen yıl kur ve maliyet şoku ve kış şartları nedeniyle üretim azalınca fiyatlar arttı, tanzim satışlar yaptık. Bu yıl ise ürün bol, ihracat yetmiyor ve Toptancı Hal fiyatlarımız ortalamada 1.5-2 lira düzeyindedir. Geçen yıl tanzim satışları tüketici için yaptık, bu yıl üretici için tanzim alımı yapılsa dengelemiş oluruz. Tarımda akıllı dijital tarım, akıllı lojistik ve demiryolu taşımacılığı gibi alanlarda ilerleyerek maliyetleri düşüremezsek enflasyonla mücadele kalıcı iyileşme sağlayamayız. Geçen hafta Çin’den gelen yük treni Marmaray’dan geçerek Avrupa’ya gitti. Çin 12 günde Avrupa’ya trenle teslimat yapacak. Buna karşı biz kara taşımasıyla rekabet edemeyiz. Bu yönde yeni bir tarım yönetimi ve teşviki modeli de geliştirmeliyiz.

SİAD’larımız ve yerel yönetimlerimizle işbirliği içindeyiz
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası olarak bu konularda sorunlara çözüm bulunması için çaba gösteriyoruz. Ayrıca, Antalya’da ticaret planlaması, kümelenme modelleri, kent estetiği konularında da çalışıyoruz. Antalya geleneksel olarak yerel birlikteliği zayıf bir kenttir. Bunu SİAD’larımızla ve yerel yönetimlerimizle işbirliği yaparak aşmaya çalışıyoruz.

Çok çalışmak zorundayız
Bunların dışında, bir önceki dönemimizde kent turizmini ve ticaretini desteklemek için kültür ve sanat alanında yatırımlara öncelik verdik. Son üç yılda ise önceliğimiz inovasyon ve dijitalleşmedir. Biz bu alanda farkındalık ve kültür yaratmak için Antalya 4.0 projesi başlattık. Bazı konuların anlaşılması, bir kültür haline gelmesi yıllar almaktadır. Bu nedenle üyelerimize inovasyon, e-ticaret, e-ihracat danışmanlık hizmetlerinden sonra dijital dönüşüm danışmanlığına da başlayacağız. Atatürk’ün söylediği gibi çok çalışmak zorundayız, Çünkü, Cumhuriyeti bilim, kültür, sanat, hukuk gibi her alanda çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmak hepimizin sorumluluğudur.”

Milliyet Gazetesi ekonomi Müdürü Şükrü Andaç moderatörlüğünde başlayan Zirve’de, Genel Yayın Yönetmeni Mete Belovacıklı “Güncel Politikada Son Gelişmeler”, Yazar Ali Ağaoğlu “Finans Dünyasında Neler Oluyor, Şirketler Stratejilerini nasıl belirlemeli?”, Yazar Zeynep Aktaş “İş Dünyası Piyasalardaki Son Gelişmelerden Nasıl Etkilenecek?” ve Yazı İşleri Müdürü Menderes Özel’de “Teknoloji, İnovasyon ve Start-Up Dünyası” konularında katılımcılara değerlendirmelerde bulundular.

 

Başkan Davut Çetin, Zirve öncesinde Milliyet Gazetesi yönetici ve yazarlarıyla, Antalya Kültür Sanat’ın sergilerini ziyaret etti.

 

Milliyet Gazetesi yönetici ve yazarları Odamızda bulunan teknoloji ve girişimcilik merkezi İNOATSO’da incelemelerde bulundu.