ATSO Başkanı Davut Çetin, Cumhuriyetin 100’üncü yılına sadece 4 yıl kaldığını belirterek, “Ekonomide güncel gündemlerle oyalanmaya hakkımız yoktur. Bundan sonra her 29 Ekim tarihimize ve gelecek nesillere karşı muhasebe günüdür. Cumhuriyetimizin başarısı her birimiz için bir onur ve haysiyet meselesidir” dedi.

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Ekim Ayı Olağan Meclis Toplantısı, Meclis üyelerinin yoğun katılımı ile yapıldı. Meclis Başkanı Süleyman Özer’in başkanlığında gerçekleşen toplantının açılışında bir konuşma yapan ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin, oda faaliyetlerinin yanı sıra, kent ve ülke gündemine yönelik değerlendirmelerde bulundu.

Konuşmasının başında Suriye’deki terörle mücadele hareketinde şehit olan askerlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize acil şifalar dileyen Davut Çetin, “Geçtiğimiz hafta STK’larımızla birlikte basın açıklaması yaparak Mehmetçiklere desteğimizi ifade ettik. Antalya olarak birlik ve beraberliğimizi gösteren STK başkanlarımıza tekrar teşekkür ediyorum. Yönetim Kurulumuz böyle bir dönemde Türk Silahlı Kuvvetleri’ne maddi ve manevi desteğimizi göstermek adına Mehmetçik Vakfı’na bağış yapma kararı almıştır. Meclisimizin de bizimle aynı görüşte olduğunu biliyoruz” dedi.

“Suriye’de önce İŞİD veya DAEŞ sonra onunla mücadele için YPG denilen örgüt sahaya sürüldü. Bu duruma gelinmesinde İsrail, ABD, Fransa, Suudi Arabistan birinci derecede sorumludur” ifadesini kullanan Davut Çetin sözlerini şöyle sürdürdü;

“Rusya ve İran olmasaydı, Suriye çoktan bölünmüş olacaktı.  Suriye’den sonra en ağır bedel ödeyen ülke oldu, 4 milyona yakın mültecinin yükünü biz çektik. YPG 5 yıldır sınırımızdadır. Barış Pınarı operasyonu sınırımızda bu terör odağına karşı gecikmiş bir operasyondur.  Buna rağmen Trump’un densizce mektuplarına ve tweetlerine maruz kaldık. Temennimiz artık Suriye’ye barış ve huzurun gelmesi, bölgemizin terör odaklarından kurtulmasıdır.

Üzücü bir nokta, bu operasyonu dünya kamuoyuna anlatamamış olmamızdır. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğimiz yabancı odalara yazı yazarak, operasyonun gerekçelerini açıklamıştır. Türkiye’nin gerekçelerini dünyaya iyi anlatmak zorundayız. Bu çağda “dünyadan bize ne” diyemeyiz. Her adımda ve her sözde Türkiye’nin imajına özen göstermeliyiz.”

ŞIRNAK VE CİZRE ZİYARETİ

 Odalar ve Borsalar Birliği adına Şırnak ve Cizre’de oda ve borsaları ziyaret ettiğini belirten Davut Çetin, “Orada bölge halkı ve bölge ekonomisi Suriye’deki durumdan dolayı zarar görmektedir. Bu dönemde bölge halkıyla iletişim çok önemli bir konudur. Bölge halkına karşı ayrımcı davranış ve sözlerden herkes sakınmalıdır. Terörle mücadelenin ekonomik ve sosyal politikalarla desteklenmesi gerektiğini bilen bir ülkeyiz. Çok boyutlu politikalarla ulusal birlik ve beraberliğimizi korumalıyız.

Ülkemizin kalkınması her bölgenin kalkınmasına bağlıdır. Aksi halde ekonomik ve sosyal sorunları önleyemeyiz. Şırnak ve Cizre Ticaret ve Sanayi Odalarımızla neler yapabileceğimizi konuştuk.  Antalya’daki mantar üreticiliği ve seracılık konusunda tecrübe paylaşımı yapmayı kararlaştırdık.

Kadın girişimcilere destek konusunda işbirliği yapacağız. Bizim Kadın Girişimciler Kurulu’muz tecrübelidir, başarılıdır. Eminim ki, bölgedeki kadın girişimcilerle işbirliğinde de başarılı olacaklardır. Ülkenin batısından doğusuna her yerde kadın girişimciler güçlenir ve başarılı olursa birçok sorunu çözeriz” dedi.

ŞAMPİYON SPORCULARA KUTLAMA

Son günlerde spor dünyasındaki önemli başarıların Suriye gündemi nedeniyle geri planda kaldığını vurgulayan Davut Çetin, Artistik Jimnastik Dünya Şampiyonasında altın madalya alan İbrahim Çolak ile Dünya Boks Şampiyonası’nda altın madalya kazanan Busenaz Sürmeneli’yi kutladı.

ANTALYA’NIN YENİ MÜZE PROJESİ

 Vali Münir Karaloğlu başkanlığında gerçekleşen Van ziyareti hakkında da bilgiler veren Davut Çetin şöyle konuştu;

“Sayın Valimiz başkanlığında gittiğimiz Van’da sosyal hayatın, akşam ticaretinin nasıl canlı olduğunu gördük. Van, Gaziantep, Şanlıurfa illerimiz artık büyük ve güzel müzelere sahipler. O müzeleri görünce Antalya’nın yeni müze projesinin önemini daha iyi anlıyoruz. Karayolları arsasını başka bir arsa ile değiştirerek artık daha hızlı bir ilerleme sağlamalıyız. Ulaştırma Bakanlığımız bu arsayı Antalya’ya armağan etmelidir.

Bu vesileyle Antalya’da müzecilik ve kent kültürü konusunda güzel bir gelişmeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Kepez Belediyesi, eski Dokuma fabrikasındaki idare binasını kent müzesi yaptı.

Hakan Tütüncü başkan nezaket gösterip, bize açılış öncesi müzeyi tanıttı. Antalya’ya değer katacak güzel bir proje olmuş. Sayın başkana ve emeği geçenlere teşekkür ediyoruz.

Antalya’da kent merkezi canlılığı henüz istediğimiz düzeyde değil, ama yine de şehrimizin hakkını da verelim.

Aspendos festivali, Odamızın sokak şenliği, AKS sergi ve etkinlikleri, Akra Meze Festivali, Kaleiçi festivali, Tiyatro festivali, Opera ve Senfoni Etkinlikleri, Konyaaltı açık hava konserleri, Antalya Kitap Fuarı, Kepez Belediyesi Sahaf Festivali, Altın Portakal Film Festivali diye sayarsak, Antalya’nın çok sayıda kültürel etkinliğe ev sahipliği yaptığını söyleyebiliriz.

Giderek izleyici veya katılımcı sayıları da artmaktadır. Kent kültürünün gelişmeye başladığını görüyoruz ve bundan mutlu oluyoruz. Kurumlar olarak, özellikle de iş dünyası olarak bu değişimi dikkate almalıyız.

Sokak şenliklerimizi gelecek yıl Belediyelerimiz ve turizm sektörümüzle birlikte yapmak için çalışıyoruz. Sosyal ve kültürel canlılık turizme ve ticarete de katkı sağlayacaktır.”

KOMİTELERİN ÇALIŞMALARI

Oda çalışmalarının eylül ve ekim aylarında tempo kazandığını vurgulayan ATSO Başkanı Davut Çetin, ATSO komitelerinin çalışmalarıyla ilgili şunları kaydetti;

“Bu ay gerek yönetim kurulumuz gerekse komitelerimiz önemli çalışmalar yaptık. Ankara’da TOBB olarak, Thomas Cook’un iflasından zarar gören turizm şirketlerimiz için toplantı yaptık.

İngiltere’de hukuki süreç için Bakanlık ve TOBB destek olacak. Şirketler bakanlığa veya Odalar kanalıyla TOBB’a müracaatlarını yaptılar. Uzun bir süreç olsa da alacak hakları takip edilecektir.

Bu ay uluslararası temaslarımız da önemliydi. Tarım kümemiz Kenya’ya gitti. Kenya’da yatırım imkânlarını incelediler, bu arada orada muhabir bankamızın olmadığını da tespit ettiler.

İhracatımızı artırmak için bu tür eksiklikleri gidermemiz önemlidir. Kümede olan şirketlerimizden arkadaşlarımız izlenimlerini burada paylaşabilirler. Geçen hafta Macaristan, Hırvatistan, Kırgızistan ve Kazakistan heyetlerini kabul ettik.

Oda olarak Kepez Belediyesiyle İstihdam Yönlendirme Protokolü imzaladık. Komitelerimizin bu protokolü incelemelerini rica ediyorum.

Bu çalışmalar hem eleman temininde üyelerimize yarar sağlar hem de işsizlikle mücadeleye destek olur.

Diğer faaliyetlerden kısaca bahsedeyim. Bilişim sektörümüz kişisel verilerin korunması konusunda toplantı düzenledi. Ankara’dan kurum yetkilileri davet edildi ve yararlı bir bilgilendirme yapıldı.

Artık dünyanın en çok ürettiği şey veridir, bu verilerin bir kısmı kişisel verilerdir. Şirketlerimiz hem kendi verilerini hem müşteri verilerini doğru kullanmaya dikkat etmek zorundadır. Birçok şirket müşterinin kimlik bilgisi, kart numarası, medeni durumu, telefon ve adresi gibi kişisel verilere sahiptir.

Kişisel verilere sahip olan ve kullanan şirketlere, kişilerin onayını alma mecburiyeti ve veri sorumluluğu getirilmiştir. Kişisel verilerin kanuna uygun kullanılmaması durumunda hapis cezası alınabilmektedir. Bir şirket iyiniyetli olsa bile bilgisayar korsanları verileri alırsa şirket zamanında bildirim yapmakla yükümlüdür. Bu konuyu bütün üyelerimize anlatmalıyız.

ATSO 17. Grubumuz tıbbi cihaz ve kozmetik sektöründe ürün takip sistemi konusunda güzel bir toplantı gerçekleştirdi. Taklit veya merdiven altı ürünler her alanda vardır, ama tıbbi cihazlar ve kozmetik ürünlerde bu konu doğrudan insan sağlığını ilgilendirmektedir.

Örneğin şeker ölçme cihazı, cilde uygulanan bir krem standarda uygun üretilmemişse insan sağlığını tehlikeye atabilmektedir.

Bu nedenle artık ürün takip sistemiyle ürünün kaynağı, firması, satıcısı, sahtecilik olup olmadığı görülebilmektedir. Sağlık Bakanlığı bununla ilgili web sayfası açmıştır.

Teknoloji bu tür yeni sistemleri hızla hayatımıza sokmaktadır. Blok zincir teknolojisi sayesinde bu tür sistemler çok daha hızlı bir şekilde gelişecektir. Artık pazarda portakalın Finike olup olmadığını cep telefonuyla anında anlamak mümkündür. QR kodlar alkollü içki, parfüm gibi birçok üründe zaten kullanılmaya başlamıştır.

Artık tüketici yediği etin nereden geldiğini, peynirin içinde katkı olup olmadığını merak etmektedir. Yakında bunlar piyasayı değiştiren ciddi rekabet konuları haline gelecektir. Bu konularda bilgilendirme toplantılarına devam etmeliyiz.

İnşaat grubumuz ve 15. Grubumuz önemli toplantılar yaptılar. 15. Grubumuzun toplantısında tarımda ürün analizleri, gübre ve tarımsal ilaçlarla ilgili sorunlar ele alındı. Ürün analizlerinin maliyeti, gübre takip sisteminin maliyeti gibi sorunlar, ilaç kullanım denetim sistemi gibi alanlardaki kanun boşlukları görüşüldü.

Komite raporlarımızda da çeşitli sektörel sorunlar dile getirilmiştir. Bu ay öne çıkan konu elektrik zamlarıdır. Enflasyon tek hane oldu, ama elektrik fiyatı katlandı. Elektrik fiyatına döviz artışı gerekçe gösteriliyor, ama bütün elektrik petrolden, doğal gazdan gelmiyor.

Elektriğin bir kısmı barajlardan, bir kısmı kömürden, birazı rüzgârdan elde ediliyor. Fakat hep döviz kredisi kullanıldığı için fiyat dövize bağlanmış oluyor. Bu da yetmedi, enerji firmalarının kredileri geçenlerde yeniden yapılandırıldı.

Türkiye’de devlet enerjiden çıkmak için özelleştirmeler yaptı, ama şimdi de sorunlu şirketler yük olmaya devam ediyor.

Komitelerimiz bu ay yine zincir mağazaların haksız rekabetinden, ürünlerini kaldırıma çıkarmalarından, kayıt dışı işyerlerinden yakınmaktadırlar.

MEVZUAT DEĞİŞSİN

Bu kürsüden bu tür sorunları, sektörel sorunları dile getiriyoruz, komitelerimiz yazıyor ve bu yazıları bakanlıklara iletiyoruz. Biz bu çalışmaları sektörlerimizin, üyelerimizin sorunları çözülsün diye yapıyoruz. İlginç bir durum, bazen bakanlıkların bize mevzuat maddelerini yazarak cevap vermesidir. Sanki biz mevzuatı bilmiyormuşuz gibi, bize mevzuat böyle diye cevap veriliyor. Biz zaten mevzuat değişsin, bakanlıklar bunun için çalışsın diye yazıyoruz.

Bir hukuk devletinde kanunların değiştirilmesi bu kadar zor olamaz. Avrupa’da bazı kurumlar her yıl ilgili kesimlere sorar, geri bildirim alır ve gerekli revizyonu yaparlar. Bizde bürokrasi, mevzuatı gökten inmiş, değişmezmiş gibi kabul ediyor.

Sorunlar bürokrasiyle, yazı yazmayla çözülemeyince, herkes belediye başkanlarıyla, bakanlarla görüşerek kendi sorununu çözmek istiyor. Eskiden milletvekillerine gidilirdi, artık milletvekillerine de gidilmiyor.

Sorunlar kolay çözülemediğinde herkes öne geçip kendi işini görme peşine düşmektedir. Böyle olunca sistem büsbütün kilitlenmektedir. Bu konu Cumhurbaşkanlığı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi düzeyinde ele alınmalıdır. Sistemi daha esnek, kurallı, vatandaş odaklı, şeffaf, hesap veren bir sistem haline getirmezsek kilitlenmeyi önleyemeyiz.”

ANTALYA 4.0 PROJESİ

Antalya 4.0 raporunun basımının tamamladığını belirten Davut Çetin konuşmasını şöyle sürdürdü;

“Kent 4.0 kavramını Türkiye’de ilk biz kullandık, 2 yıl önce dünyada kullanan da azdı. Bu rapor hem yerel yönetimler hem sektörler için oldukça yararlı bir belgedir. Kent 4.0, Tarım 4.0, Ticaret 4.0, Turizm 4.0, Sanayi 4.0 konularını herkes iyi anlamalıdır.

Bildiğiniz gibi batı ülkeleriyle bizim aramızdaki fark sanayi devrimiyle açıldı. Onlar bize önce sanayi devrimiyle, sonra eğitim ve teknolojiyle fark attılar. Halen bu farkı kapatamadık. Teknoloji treni hızlanıyor, bu treni de kaçırırsak tarih bizi affetmez.

Antalya 4.0 vizyonunu geliştirmemiz ve Cumhuriyetimizin 100. Yılına bu hedefle hazırlanmamız gerekiyor.

İşte bu düşüncelerle Antalya 4.0 ve dijitalleşme alanında Oda olarak yapabileceklerimizi ele aldık. Birkaç konuya öncelik vermeyi düşünüyoruz.

ATSO Akademide veri analitiği eğitimleri planlıyoruz. Veri analisti şu anda bile en çok aranan meslekler arasına girmiştir.

Turizmde dijital hafıza projesini bitirdikten sonra, alternatif turizm dijital veri tabanı konusunda çalışmayı planlıyoruz.  TEPAV ile işbirliğiyle yapay zeka tabanlı turist tercihleri araştırması yapmak üzere BAKA’ya proje sunduk. Büyük veri ve yapay zekayla turisti nereye nasıl yönlendiririz sorusuna cevapları net bir şekilde bulmalıyız. Bunu yaparsak turizmde hedeflerimize ulaşabiliriz.

Ticarette üyelerimize dijital dönüşüm eğitim ve danışmanlık hizmeti başlatmayı düşündük. TOBB’un başlattığı bir proje kapsamında ücretsiz pazar yeri sağlama hedefimiz de var. İnovasyon Merkezimizin sanayi ve tarımda inovatif network oluşturmasına çalışacağız.

Tarımda Growtech İnovasyon Ödülü programımız devam ediyor. Kasım ayı başında fuarda bu ödülleri vereceğiz. Akıllı tarım alanında da bir örnek proje üzerinde çalışmayı hedefliyoruz.

Komitelerimizin bir ATSO hobi bahçesi, ATSO Köyü 4.0 önerisi  var. Bunun yerine katma değer yaratacak örnek olacak bir proje daha doğru olur diye düşünüyorum. Kırsal turizm potansiyeli olan veya akıllı tarımla kalkındırabileceğimiz bir yer üzerinde hep birlikte çalışmalıyız.  Bu fikirleri geliştirirsek, sonra birlikte oturup daha detaylı olarak ele alırız.

TURİZM SEZONU KASIMA UZADI

İklim değişikliği sayesinde turizm sezonumuz Kasım sonuna kadar uzamaktadır, böylece yeni rekorlar kırabiliyoruz.

Turizm sektörümüzde yatırımlar da artmaya başladı. Yatırım teşvik belgesi hacmi %50 artışla yedi ayda 1 milyar 200 milyon TL’ye yükseldi.

Tarım sektörümüzde de modern sera yatırımları hızlanmıştır. Ekonomide durgunluk sanayi yatırımlarında yavaşlama yarattı. Tarımda 317 milyon liralık teşvik belgesine karşı sanayi teşvik belgesi hacmi 162 milyonda kalmıştır.

Bir başka sıkıntılı veri ihracat tarafıdır. Bu yılın ilk aylarında üretim yetersiz kaldığı için 9 aylık tarım ihracatımız yerinde saydı.

Madencilik, çimento ihracatında düşüş devam etmektedir. Bu nedenle sektörlerimiz, üyelerimiz ihracat kümeleri gibi çalışmaları ciddiye almalıdır. İhracat için el birliğiyle çaba harcamalıyız.

Ülkemizin genel ekonomik durumunda Eylül ayında kredi faizlerinin düşmesiyle biraz canlanma başlamıştı, son günlerde operasyon ve yaptırım korkusuyla bir kesinti oldu.  Döviz çok fazla dalgalanmıyor, çünkü ekonomide durgunluk cari açığı ve döviz ihtiyacını düşürmüştür.

Piyasadaki duruma gelince TUİK’in perakende satış göstergeleri durgunluğa işaret etmektedir. Bu tablo satış miktarında bir önceki yıla göre değişimi gösteriyor. Giyim ve internet satışları dışında perakende de reel artış halen görülmedi. Giyimde de muhtemelen turizmin de etkisi oldu.

Burada internet üzerinden yapılan satışlara dikkat edelim. Ekonomide büyüme sıfır düzeyindeyken, internet %20 artıyor. E-ticaret bizde halen bir Çin veya İngiltere gibi değil. Fakat bu %20-%30 artışlar yıllardır devam ediyor, gelecek yıllarda da devam edecektir. Zincir mağazalar hem her yerde mağaza açıyorlar, yetmiyor internetten satıyor, yetmiyor eve servis yapıyor.

Bu nedenle e-ticaret ve dijital dönüşüm konusuna önem veriyor ve her fırsatta bunu anlatmaya çalışıyoruz.

Otomobil satışları Eylül’de canlandı, ama canlanma derken şunu kastediyoruz, 2015 eylül ayında 47 bin otomobil satılmış.

2016 Eylül’de 51 bin,  2017 Eylül’de 53 bin adet satış olmuş. Geçen yıl kur şoku sonrası satışlar 17 bine düşmüş, geçen ay 35 bin olmuş.

Şimdi, biz canlanma var dediğimizde geçen yıla göre canlanmayı kastediyoruz.  Fakat diğer taraftan önceki yıllara gidersek otomobil satışında 2015 yılının, hatta 2013 yılının gerisindeyiz.  Beyaz eşyada da durum benzerdir.

Örneğin normalde Türkiye’de Eylül ayı buzdolabı satışı 300 bine yakındır. Geçen yıl 176 bine düştü, bu yıl bunun biraz üzerine çıkıldı. Geçen yıla göre canlanma var, ama 5 yıl önceki satışın gerisinde. Üretici ihracatla biraz kurtarıyor, fakat içeride bayi,  servis ağı 5 yıl önceki işini yapamıyor.

Konut satışlarında durum daha iyi görünüyor. Kredi kampanyası sayesinde konutta bir ivmelenme oldu. Antalya’da Eylül ayı satışı geçen yıla göre %18 arttı. Burada da bir grafik paylaşalım. Eylül ayındaki 6500 konut satışı 2015 Aralık ayı sonrası en yüksek artıştır. Grafikte mor alan 2019 yılına ait. 2018 yeşil, 2016 mavi bölge. Görüldüğü gibi Eylül’de net bir çıkış oldu.

Kredi kampanyaları konutta olumlu bir etki yapmıştır.

Bankalar şu dönem kredi vermeye istekli, çünkü banka geri dönen krediyi tekrar kredi vermek durumunda. Ayrıca kredi yapılandırmaları da devam etmektedir.

Bankalar, geçen ay cirosu 25 milyon üzerinde olan şirketlerin kredilerini ele almaya başladılar. Biz KOBİ kredileri konusunda da adım atılması gerektiğini söylüyorduk.

Geçen hafta da KOBİ kredilerinde yapılandırma onayı çıktı. KOBİ’ler piyasadaki durgunluktan, maliyetlerin yüksekliğinden dolayı zaten sıkıntı çekmektedirler. Son dönemde elektrik maliyetleri, bankaların masrafları da ilave yük yaratmaktadır. Bu nedenle büyük şirketlere gösterilen kredi kolaylıkları KOBİ’lere de sunulmalıdır.

Ekonomide bu haftanın gündemi Merkez Bankası faizleridir. Merkez Bankası faizde 1-1.5 puanlık bir indirim yapabilir. Suriye’deki operasyonunun geleceği ve dış ilişkilerimiz ekonomi açısından önemlidir.

Merkez Bankası bu durumu dikkate alacaktır. Büyük şirketlerin döviz ihtiyacı, bütçe açığı ve enflasyon nedeniyle  artık büyük faiz indirimleri beklemiyoruz.

29 EKİM GELECEK NESİLLERE KARŞI MUHASEBE GÜNÜDÜR

Gelecek hafta Cumhuriyetimizin 96. yıldönümüdür, 100. yıla sadece 4 yıl kalmıştır. Ekonomide güncel gündemlerle oyalanmaya hakkımız yoktur. Bundan sonra her 29 Ekim tarihimize ve gelecek nesillere karşı muhasebe günüdür. Cumhuriyetimizin başarısı her birimiz için bir onur ve haysiyet meselesidir.

Mustafa Kemal Atatürk İzmir İktisat Kongresi açılışında ekonominin önemi konusunda o dönem için çok yüksek düzeyde düşünceler dile getirmiştir. Atatürk’ün “kılıçla fetih yapanlar, sabanla fetih yapanlara yenilmeye mecburdurlar” sözünü unutmamalıyız.

Yani dünya ile yarışacak üretimi yapmayanlar, iktisadi zafere önem vermeyenler sonunda yenilmeye mahkum olur.

Atatürk bizlere çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkma hedefini göstermiştir. Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olarak Türkiye Cumhuriyeti’ni bu hedefe yaklaştırmak hepimizin boynunun borcudur. Türkiye ne yapıp edip, 2023’te demokraside, hukuk sisteminde, eğitim sisteminde dünyada örnek gösterilecek reformlar yapmış olmalıdır.

YÖREX’E DAVET

Yarın YÖREX günümüzü tekrar hatırlatayım.  YÖREX organizasyona Oda olarak destek oluyoruz.  Yörex, Ali Çandır arkadaşımız sayesinde tanındı, gelişti, ama son dönemde diğer illerimizde de YÖREX fuarları yapılmaya başlandı.

Bir de her yerde semt pazarları gibi yöresel ürün pazarları kurulmaya başlandı. Bu yöresel ürün tanımına bir standart getirmeliyiz, yörenin adını koymalı, bu işin sahibini belirlemeliyiz. Yöresel ürün, ilin veya ilçenin oda veya borsasından onay belgesi almalıdır.

28 Ekim’de Antalya Turizm Fuarı organizasyonu var. Bu fuarda Oda olarak stand açacağız. Antalya Tanıtım A.Ş. ATAV ve üyelerimiz bu standı kullanabilecekler. Alternatif turizm firmalarımızı ve etkinliklerimizi,, kent otellerimizi ve kent etkinliklerini tanıtabiliriz.

9 Kasım’da Genişletilmiş Müşterek Meslek Komiteleri Toplantımızı Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Muhittin Böcek ve ekibiyle yapacağız. Sizlerden daha önce belediyelerden talepleri almıştık, yine de lütfen çalışın, sektörlerimizle, ticaretle, kentle ilgili sorunlarımızı konuşalım.

10 Kasım sabahı kısa bir saygı duruşu törenimiz olacak, sonra da Halk Sigorta Gn. Md. alacak sigortası konusunda bilgilendirme yapacaklar.

12 Kasım’da Milliyet gazetesi ile ekonomideki durumla ilgili panel yapacağız. Gazeteci ve uzmanlar Sn. Zeynep Aktaş, Sn Ali Ağaoğlu, Sn. Mete Belovacıklı, Sn. Şükrü Andaç gibi isimler katılacak, böylece ekonomiyi daha detaylı konuşacağız.

Ayrıca THY Antalya Açık Golf Turnuvası da önümüzdeki ay yapılacak. Bildiğiniz gibi Belek’e golfün başkenti diyoruz, her yıl 135 bin golfçü geliyor. Bu turnuvayı Sky Tv canlı yayınlıyor ve dünyada milyonlarca kişi tarafından izleniyor.

Antalya’nın güzelliği ve zengin doğası golfte de kendisini gösteriyor.

29 Ekim’de de Antalya’yı her yıl olduğu gibi bayraklarla donatacağız.

Sizlerin ve milletimizin Cumhuriyet Bayramını tekrar kutluyorum. Hepinize ilginiz, çalışmalarınız, desteğiniz için teşekkür ediyorum.”