Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin, Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) tarafından açıklanan Ağustos Ayı enflasyonuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. TÜFE’de son 13 yılın, ÜFE’de 12 yılın en yüksek enflasyon rakamlarının yaşandığını kaydeden Başkan Çetin, üreticilerin ve geniş kitlelerin yüksek kur ve enflasyonun maliyetini ödemeye başladığını söyledi.
Başkan Çetin açıklamasında şunları kaydetti:
“2018 Ağustos ayı enflasyonu bir önceki aya göre TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi)’de %2,30, Yİ-ÜFE (Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi)’de %6,60 artış göstermiştir. Yıllık enflasyon ise tüketici fiyatlarında %17,90, yurt içi üretici fiyatlarında %32,13 artış göstermiştir.
TÜFE’de son 13 yılın Yİ-ÜFE’de 12 yılın en yüksek enflasyonu
Aylık olarak en yüksek artış gösteren seçilmiş maddeler %25,56 ile salça, %21,44 ile yumurta ve %20,74 ile karpuz olurken; en fazla düşüş gösteren seçilmiş maddeler ise %30,57 ile soğan, %19,93 ile havuç ve %18,77 ile domates olmuştur.
Ana harcama grupları itibariyle bir ay önceye göre en yüksek artışlar %5,85 ile “çeşitli mal ve hizmetler” , %4,56 ile “ev eşyası” ve %4,45 ile “ulaştırma” gruplarında görülürken, en yüksek düşüş ise %1,59 ile “giyim ve ayakkabı” grubunda gerçekleşmiştir.
Yıllık bazda enflasyondaki en fazla artış %27,13 ile “ulaştırma”, %23,76 ile “ev eşyası” ve %23,23 ile “çeşitli mal ve hizmetler” gruplarında gerçekleşmiştir.
Dövizdeki artışa bağlı olarak enflasyonda hızlı yükselişin maalesef başlamış olduğunu görüyoruz. Açıklanan Ağustos enflasyon rakamlarının beklentilerin altında kalmasına rağmen TÜFE’de son 13 yılın, Yİ-ÜFE’de ise son 12 yılın en yüksek değerlerine ulaşılmış, yeniden yüksek enflasyon dönemine geri dönülmüştür. Kurlarda önü alınmayan yükselişin yarattığı maliyet artışları ve belirsizlik bütün sektörlerde fiyat istikrarını bozmuştur. Yüksek kur ve enflasyonun maliyetini, KOBİ’ler ve geniş kitleler ödemeye başlamıştır.
Yİ-ÜFE ve TÜFE makası açılıyor, üretici üzerindeki maliyet baskısı artıyor
Açıklanan rakamlara baktığımızda, piyasada da hissedildiği üzere; Yi-ÜFE ve TÜFE makasının açılmaya devam ettiğini görüyoruz. Makasın açılması, üreticiyi üzerinde maliyet yönlü bir baskı oluşturmaktadır. Önümüzdeki dönem enflasyonuna ilişkin güçlü sinyaller barındıran çekirdek enflasyonda da artış trendinin devam ettiğini görüyoruz. Tüm bu işaretler, enflasyonla mücadele konusunda ivedilikle hayata geçirilecek kararlı bir sürecin hayati önemde olduğuna işaret etmektedir.
Merkez Bankası’nın, kriz yönetimindeki hataları ve mevcut etkinliği gözden geçirmeli
Yaşanan süreçte Merkez bankamızın iyi bir sınav verdiğini söylemek zordur. Bilindiği üzere, Merkez Bankası son zamanlarda ağırlıklı ortalama fonlama maliyetini %19.25’e çekmiştir, ancak diğer ülkelerle karşılaştırıldığında bu fonlama maliyeti bile piyasa gerçeklerinin oldukça gerisinde kalmaktadır.
Türkiye ekonomisinde risk prim oranı (CDS) 562 gibi rekor bir düzeye yükselmiş ve piyasanın Merkez Bankasına ve milli paramızın gücüne güveni çok azalmışken, MB politika faiz oranının enflasyon oranının altında kalması piyasa gerçekleri ile uyuşmamaktadır.
Merkez Bankası’nın para politikası ve döviz krizi yönetimindeki hataları ve mevcut etkinliği yeniden gözden geçirilmelidir. Enflasyonla mücadelenin ancak döviz kuru ve fiyat istikrarını sağlamaya dönük kararlı bir duruşla, bağımsız bir Merkez Bankası yapısıyla hayata geçirilebileceği unutulmamalıdır. Gelinen süreçte Merkez Bankası gibi hayati bir kurumun yeniden güven kazanması için köklü bir değişim gerekli görünmektedir.
Batı Akdeniz’de Ağustos enflasyonu Türkiye ortalamasının altında
Açıklanan rakamlara göre Antalya, Isparta ve Burdur illerini kapsayan Batı Akdeniz Bölgesi’nin, aylık enflasyonda Türkiye ortalamasının altında kaldığı, sekiz aylık ve yıllık bazda Türkiye ortalamasının üzerinde olduğu görülmektedir. Bölgemizdeki TÜFE oranı, aylık %1,99, sekiz aylık %13,34 ve yıllık bazda %18,79 olarak gerçekleşmiştir.”