Antalya Ticaret ve Sanayi Odası 49.Grup (Sağlık Hizmetleri) Meslek Komitesi’nin Aralık ayı olağan toplantısında, Komite üyelerine grup üyelerinden gelen talepler doğrultusunda, 06.10.2022 tarih 31975 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yayımı tarihinde yürürlüğe giren ancak sonuna ilave edilen “….bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç üçüncü ayın sonuna kadar müdürlüğe ibrazı zorunludur.” şeklindeki geçici madde çerçevesinde, aşağıdaki yönetmelik maddeleri komite üyeleri tarafından etraflıca değerlendirildi.
Komite üyelerince atıf yapılan; Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkındaki Değişiklik Yapan Yönetmelik’in 2.maddesinde;
MADDE 2- …..“(12) Muayenehanesi bulunan hekimler, 1219 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince hizmet bedeli hasta tarafından karşılanmak ve Sosyal Güvenlik Kurumundan talep edilmemek kaydıyla, muayenehanesine müracaat eden hastalarının teşhis ve tedavisini yıllık sözleşme yapmak suretiyle ve ilgili branşta boş uzman hekim kadrosu olması halinde tıp merkezlerinde yapabilirler. Tıp merkezlerinin boş uzman hekim kadrosu olmaması durumunda, ruhsatında ve/veya faaliyet izin belgesinde kayıtlı uzman hekim branşlarındaki toplam kadro sayısının %15’ine kadar uzman hekimle sözleşme imzalayabilir. Aynı branşta birden fazla hekimle sözleşme imzalanmak istenmesi durumunda ilgili branşın toplam kadro sayısının üçte birinden fazla uzman hekim ile sözleşme imzalanamaz. Muayenehane hekimiyle yapılan sözleşmenin taraflarca imzalanmış nüshası, tıp merkezi tarafından il sağlık müdürlüğüne gönderilir. Bu durumdaki hastalar, tıp merkezindeki tedavi masraflarının kendileri tarafından karşılanacağı hususu ile tıbbi müdahalenin konusu ve sonuçları hakkında muayenehanede bilgilendirilir ve hastanın bilgileri tedavi olacağı tıp merkezine, Muayene Bilgi Yönetim Sistemi (MBYS) üzerinden gönderilir. Hastaya sunulan teşhis ve tedavi hizmetlerinden muayenehane hekimi ve tıp merkezi müştereken sorumludur. Tıp merkezinde gerçekleştirilecek ayakta veya yatarak tedavi öncesi muayenehane hastalarına ilişkin bilgilendirilmiş rıza formu hasta veya kanuni temsilcisi, muayenehane hekimi, özel sağlık kuruluşunun ilgili birim sorumlusu ve mesul müdür tarafından imzalanır. Bu hekimlere hizmet sunan tıp merkezinin mesul müdürü her ay sonu itibarıyla tedavi edilen hasta sayısı ve hekim ismi ile rıza formunu müdürlüğe bildirir. Ayrıca bu şekilde tedavi gören hastalara ayrıntılı fatura düzenlenir.”
Özel Hastaneler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in 3.maddesinde ise;
MADDE 3- ……. “4) Özel hastaneler, tabip ve diş tabibi kadro sayıları için ayrı ayrı hesaplanmak şartıyla ve bu kadro sayılarının yüzde yirmisini geçmemek üzere belirlenen sayıda profesör ve doçenti, 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 36 ncı maddesinin yedinci fıkrası kapsamında devlet üniversitesi ile yapacakları kurumsal sözleşme çerçevesinde ve Bakanlıkça planlama amacıyla oluşturulan komisyon tarafından; özel sektör için öngörülmüş il özel oranı, ilgili uzmanlık branşının ülkemizdeki durumu, müracaat edilen ilde ilgili branşta milyon kişiye düşen uzman tabip sayısı, aynı ilde özel sağlık tesislerinde ilgili branşta çalışan uzman tabip sayısı gibi kriterler çerçevesinde yapılacak değerlendirmede uygun bulunması halinde özel hastanenin boş uzman hekim kadrosunda çalıştırabilir.”
“ı) Muayenehanesi bulunan hekimler, 1219 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince hizmet bedeli hasta tarafından karşılanmak ve Sosyal Güvenlik Kurumundan talep edilmemek kaydıyla, muayenehanesine müracaat eden hastalarının teşhis ve tedavisini yıllık sözleşme yapmak suretiyle ilgili branşta boş uzman hekim kadrosu olması halinde özel hastanelerde yapabilirler. Özel hastanelerin boş uzman hekim kadrosu olmaması durumunda, ruhsatında ve/veya faaliyet izin belgesinde kayıtlı uzman hekim branşlarındaki toplam kadro sayısının %15’ine kadar uzman hekimle sözleşme imzalayabilir. Aynı branşta birden fazla hekimle sözleşme imzalanmak istenmesi durumunda ilgili branşın toplam kadro sayısının üçte birinden fazla uzman hekim ile sözleşme imzalanamaz. Muayenehane hekimiyle yapılan sözleşmenin taraflarca imzalanmış nüshası, özel hastane tarafından SKYS’ye eklenir ve müdürlüğe gönderilir.
Bu durumdaki hastalar, hastanedeki tedavi masraflarının kendileri tarafından karşılanacağı hususu ile tıbbi müdahalenin konusu ve sonuçları hakkında muayenehanede bilgilendirilir ve hastanın bilgileri tedavi olacağı özel hastaneye, Muayene Bilgi Yönetim Sistemi (MBYS) üzerinden Bakanlıkça belirlenen form ile gönderilir. Özel hastanede gerçekleştirilecek ayakta veya yatarak tedavi öncesi muayenehane hastalarına ilişkin bilgilendirilmiş rıza formu hasta veya kanuni temsilcisi, muayenehane hekimi, özel hastanenin ilgili birim sorumlusu ve mesul müdür tarafından imzalanır. Hastanın hastanede tedavisi süresince ilgili hekim tarafından kesintisiz hizmet sunumu sağlanır. Hastaya sunulan teşhis ve tedavi hizmetlerinden muayenehane hekimi ve özel hastane müştereken sorumludur. Bu hekimlere hizmet sunan özel hastanenin mesul müdürü her ay sonu itibarıyla tedavi edilen hasta sayısı ve hekim ismini müdürlüğe bildirir. Ayrıca bu şekilde tedavi gören hastalara ayrıntılı fatura düzenlenir.”
“o) Vakıf üniversitesi kadrosunda bulunan tıp ve diş hekimliği fakülteleri öğretim üyeleri üniversite hastanesi ve işbirliği yapılan özel hastane dışında 1219 sayılı Kanunun 12 nci maddesine uygun olmak kaydıyla özel hastanenin boş uzman hekim kadrosunda çalışabilir.” hükmüne yer verildiğine dikkat çekildi.
Bu çerçevede yapılan değerlendirmede, bu düzenleme ile hekimlerin bağımsız ve özgürce serbest çalışma haklarının ellerinden alındığı, hekimlerin istedikleri hastanede ameliyatını yapamadığı gibi hastalarında da istediği hastaneyi seçemeyeceği, 4 bini İstanbul’da olmak üzere yaklaşık 7 bin muayenehane hekiminden ancak 500’ünün hastanelerle sözleşme yapabileceği ifade edildi. Bu durumun, mesleğini muayenehanesinde bağımsız olarak icra eden hekimlerin çalışmalarının büyük ölçüde engellenmesi anlamına geldiği ile tüm mesleklerde mesleğini kendi ofisinde bağımsız icra etmek isteyen kişilere bir kısıtlama olmadığına dikkat çekildi. Komite üyeleri, hekimlerin kanunlarla yetkilendirilmiş çalışma hakları olduğuna değinerek, serbest çalışan hekimlerin kamu yararına çalıştığını ve ülkemizin sağlık sektöründeki hasta teşhis ve tedavisindeki aksaklıkları ‘telafi edici rol’ oynadığını bildirildi.
Yarattıkları istihdam ve ödedikleri vergilerle, kamuya faydalı şekilde ‘vatandaşlık görevlerini’ yerine getirmekte olan serbest hekimlerin tüm faaliyetlerinin gerek İl Sağlık Müdürlükleri gerekse Defterdarlıklar tarafından yakından izlenmekte ve denetlenmekte olduğundan bahisle, hastane şartlarındaki hasta tedavi ve ameliyatlarının da kesinlikle kayıt altında olduğu, bunun da hasta takibi ve olası adli problemler için zorunluluk olduğu belirtildi.
Toplantıda, hastaların istedikleri hekimi ve sağlık kuruluşunu seçme ve burada tedavi olabilme haklarının yasalarca güvence altına alındığı, ülkemizin sağlık turizminde lider ülkeler arasında bulunduğu, sektördeki bu gücü serbest hekimlerden aldığı ifade edilerek; yukarıda bahsi geçen yönetmelik maddesinin hayata geçirilmesi halinde hasta kabulü yapamayacak serbest hekimler yanı sıra; sağlık turizminin zarar göreceği, dolayısıyla kamusal bir zarar oluşacağı yönünde görüş bildirildi.
Toplantıda ayrıca, bundan hekim yetiştirmenin zahmetine katlanmayan yabancı ülkelerin faydalanacağı, küçük ve orta ölçekli hastanelerin serbest hekimlerin tanı ve tedavi için yönlendirdiği hastalardan büyük gelir sağladığı, bu hastanelerinde bu süreç ile maddi kayba uğrayacağı ve geçen zaman zarfında ekonomilerinin giderek kötüleşeceği ile fiyat belirleme tekelinin sadece özel hastanelerin eline geçeceği, rekabetin ortadan kalkacağı ve bu tedavi ücretlerini kontrolsüz hale getirebileceği belirtildi.
İşbu yönetmelik ile ilgili; Türk Tabipleri Birliği, yerel de tabip odaları, uzmanlık dernekleri ve muayenehane hekimleri tarafından Danıştay nezdinde açılan dava süreçlerinin ise halen devam ettiği belirtilerek; kamu yararı sağlamayan bahse konu yönetmeliklerin geri çekilmesi ve/veya içinde bulunulan ekonomik koşullar çerçevesinde en az 1 yıl ertelenmesi talep edildi.
Söz konusu komite talebinin TOBB aracılığıyla T.C. Sağlık Bakanlığına iletilmesi hususunun yönetim kuruluna sunulmasına karar verildi.
ATSO Yönetim Kurulu, komitenin önerisiyle ilgili gerekli girişimleri başlattı.