Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) 46.Grup (Taşıt Kiralama ve İlgili Hizmetler) Meslek Komitesi Temmuz ayı olağan toplantısı gerçekleştirildi.
Komite üyeleri tarafından toplantıda, 2020 yılı Eylül ayında gündeme getirilen 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nu tekrar gündeme getirildi.
Toplantıda; “Hukuki sorumluluğa” ilişkin 85. maddesi uyarınca, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”, aynı kanunun 3. maddesi uyarınca İşleten, “araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehini gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” maddesi hatırlatıldı.
Üyeler bu hükümlerden, aracın uzun süre kiralanması durumunda araç sahibi “işleten” sıfatından kurtulacağı ve dolayısıyla motorlu aracın yol açtığı kazalardan ve zararlardan sorumlu tutulmayacağının anlaşıldığını belirtti.
Komite, “uzun süreli” sayılabilmek için kira ilişkisinin ne kadar süreli olması gerektiği ile ilgili kanuni bir düzenlemenin mevcut olmadığını ifade ederek, uzun süreli Rent A Car sözleşmelerindeki uzun sürenin ne olduğu hususunda da net bir Yargıtay kararı olmamakla birlikte, Yargıtay’ın bu konuda her olayın ayrı ayrı değerlendirilmesi görüşünde olduğu kaydedildi.
Üyeler Yargıtay’ın, işleten sıfatının belirlenmesinde kiralayan ve kiracı arasında tanzim edilen kira sözleşmesinin uzun süreli ve 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olup olmadığı, aracın teslim edilip edilmediği, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı, kira sözleşmesinin ve kira bedelinin maliye ve vergi dairelerine bildirilip bildirilmediği, gerektiğinde işleten ve kiracının ticari defter ve kayıtları üzerinde kira sözleşmesinin, fatura ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği gibi hususları dikkate aldığını belirttiler.
46.Grup üyeleri konuya ilişkin şunları kaydetti: “Günlük/kısa dönem araç kiralamalarında, motorlu aracı kiralayanın söz konusu motorlu araç ile bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda motorlu aracın sahibi olan kiralama şirketi aracın işleteni kabul edildiğinden, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulduğu, bu düzenlemenin günlük/kısa dönem araç kiralama sektörü için büyük sorun teşkil etmektedir.
Sorunun çözümü için de, araç kiralamalarında kiralamanın bir sözleşme ile belgelendiği durumlarda, günlük/kısa dönem veya uzun dönem kiralama ayrımı yapılmaksızın, kiralama sözleşmesinde belirtilen kiralama süresi boyunca işleten sıfatının, sadece aracın kiracısında olması yönünde kanuni bir düzenleme yapılması önerilmiştir.”
Bahse konu önerinin önceki yazıya atıf yapılarak bir yazı ile TOBB aracılığıyla İçişleri Bakanlığı’na iletilmesi hususunun Yönetim Kuruluna sunulmasına karar verilmiştir.” şeklinde ki sektörel sorunlara tekrar değinilerek, komite önerisine bu güne kadar nihai bir dönüş olmadığı belirtilmiştir.”
Toplantıda konunun ilgili Bakanlığa tekrar yazılması hususunun Yönetim Kuruluna sunulmasına karar verildi.
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu, komitenin önerisiyle ilgili gerekli girişimi başlattı.