Antalya Ticaret ve Sanayi Odası yılın son meclis toplantısını gerçekleştirdi. Meclis Başkanı Süleyman Özer’in başkanlığında yapılan toplantının açılışında bir konuşma yapan Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin, Oda faaliyetleri ve ekonominin yanı sıra, kent ve ülke gündemine yönelik değerlendirmelerde bulundu.
2022 yılında pandemisiz günler görmeyi dileyen Davut Çetin, “2020 yılına göre bu yıl biraz daha iyiydi, ama pandemiden kurtulamadık. Maalesef yine kaybettiğimiz yakınlarımız, arkadaşlarımız oldu, halen günde 200’e yakın kayıp veriyoruz. Yeni önlemlerin alınması şart görünüyor. Bu konuyu ihmal etmemeli, önlemlerde gecikmemeliyiz. Gelecek yıl artık pandemisiz günler görmeyi diliyorum” dedi.
ANTALYA EKONOMİSİNDE 2020’YE GÖRE DÜZELME OLDU
Antalya ekonomisinde turizmde, ticarette, sanayide, inşaatta yine 2020 yılına göre bir düzelme olduğunu ifade eden Davut Çetin, şunları kaydetti;
“Yılın başında 2019 yılının yarısına geliriz demiştim. Yabancı turist sayısında 2019 yılının %55’i düzeyine geldik, vatandaş ziyaretçilerimizle birlikte %60’a yaklaştık. Rusya, Ukrayna ve Polonya pazarları sayesinde biraz toparlandık. Biraz sonra anket verileri paylaşacağım, 2019 yılına göre ne durumda olduğumuzu orada göreceğiz. İstihdamda pandemi öncesi düzeye geri döndük. İhracatta başarılı bir yıl geçirdik. Geçen yıl ihracatımız 2 milyar dolara yaklaşmıştı, bu yıl 10 ayda geçen yıl düzeyini yakaladık. İnşaat sektöründe girdi maliyeti ve fiyat artışlarına rağmen konut satışı beklentilerimizden daha iyi oldu. Tarım sektörü bu yıla iyi başlamıştı, ancak son dönemde domates gibi önemli ürünlerimizde fiyatlar iki yıl öncesinin de altına inmiştir. İhracatta artışa rağmen tarımda sorunlar büyümüştür.”
TÜRKİYE EKONOMİSİNİN DURUMU
Türkiye ekonomisinin 2021 yılına iyi başlamasına karşın, son üç ayda faiz tartışmasıyla yeni bir fırtınaya yakalandığını ifade eden Davut Çetin, şu değerlendirmeyi yaptı;
“Türkiye ekonomisine baktığımızda 2021 yılına Türkiye ekonomisinin de iyi başladığını söyleyebiliriz. Bu yıla yüksek büyüme, düşük cari açık, düşük bütçe açığıyla başlamıştık. Fakat buna rağmen son üç ayda faiz tartışmasıyla yeni bir fırtınaya yakalandık. Son haftalarda piyasalarda büyük bir sarsıntı ve panik yaşandı. Doları 3 yılda 4 liradan 18 liraya kadar çıkardık, şimdi 12 liraya düşürdük. Bir günde %15 artış, bir günde %30’a yakın düşüş gördük.
Ekonomi yönetimi bu fırtınayı döviz satarak, mevduata kur garantisi vererek durdurdu. İki haftada piyasaya bir miktar döviz sürüldü. Hem mevduata kur garantisi getirdik hem de mevduat faizinden alınan %10 stopajı da kaldırdık. Böylece mevduat faizini %10’dan fazla artırmış olduk. Şu anda mevduata yüksek getiri bütçeden, yani ödediğimiz vergilerle karşılanıyor.
Bu süreçte önce düşük kurdan iş yapanlar, mal satanlar kaybetti, sonra yüksek kurdan mal alan, girdi alan, döviz alan kaybetti. Döviz artarken kaybeden de düşerken kaybeden de bizim üyemiz, bizim vatandaşımız. Keşke bu sarsıntıya meydan verilmeseydi, bu önlemler baştan alınsaydı.
Şimdi döviz düştü, fiyatlar da hemen düşmeli deniyor. Oysa dolar 12 liraya düşse de yıllık artış %60’dır. Döviz yüksek iken hammadde ve girdi alan üyelerimiz var. Yüksek fiyatla hammadde ve mal almış firmaların fiyat düşürmesi için bu malların bitmesi, daha düşük fiyattan girdi alması gerekir.
Önümüzdeki haftalarda enflasyonda artış devam edecek, daha sonra kur yavaşlaması etkisiyle enflasyonda da yavaşlama olacaktır. Halkın alım gücünde düşüş iç piyasayı bir miktar daraltacaktır. Şu anda asgari ücret artışı, girdi maliyetleri artışı sektörleri fazlasıyla zorlamaktadır. Asgari ücret artışı karşısında yapılan vergi indirimi yetersiz kalmıştır. Hükümet, KGF kredileri verileceğini, KDV indirimleri yapılacağını açıkladı. Piyasaya döviz sürmek, marketleri indirime zorlamak ancak kısa vadede çözüm olur. Bu yılı krediyle, KDV indirimleriyle geçiririz. Fakat bu enflasyon ve vergi politikası orta sınıfı eritir, orta sınıf eriyince KOBİ’ler de zayıflar ve orta gelir tuzağında kalırız. Bu nedenle enflasyonun düşmesi, vergi adaletinin sağlanması, kayıt dışılıkla mücadele, istihdam teşviklerinin artması gerekiyor. Bu yönde adımların atılmasını ve 2022 yılında ekonomide istikrar ve huzur yılı olmasını temenni ediyorum.”
TİCARET BAKANI MUŞ’A KAPSAMLI RAPOR
Ekonomideki son gelişmeler üzerine komitelerle gerçekleştirdikleri anket ve sektörel toplantılar sonucu hazırlanan raporu Ticaret Bakanı’na sunduklarını belirten Davut Çetin, “Ankara’da TOBB yönetimi ve konsey üyeleri ile Ticaret Bakanımızla bir araya geldik ve sorunları konuştuk. Kendilerine raporumuzu da takdim ettim. Bu dönemde Bakanlıklarımızın sektörel sorunların çözüme kavuşması hususunda daha duyarlı olacaklarını ümit ediyorum” dedi.
SEKTÖRLERİN BEKLENTİSİ
Davut Çetin, müşterek toplantıda gerçekleştirilen elektronik anket sonuçlarıyla ilgili şunları söyledi;
“2021 yılını Antalya ekonomisi, bizim üyelerimiz nasıl geçirmiştir diye baktığımızda en önemli veri üyelerimizin satış hacminin reel olarak pandemi öncesine göre ne durumda olduğudur. Müşterek toplantı anketi, daha önceki anketimiz, sektör toplantılarımızda aldığımız değerlendirmeler birbirini teyit etmiştir. Bu nedenle bu anket sonuçlarının durumu yansıttığını gördüğümüz için paylaşıyorum.
2021 yılında satış hacminde reel değişim sorumuzun cevabı şu şekildedir.
Satışı artan firma oranı %33’dür. Firmalarımızın yarısının satış hacmi 2019’un altındadır. Turizmdeki durum birçok sektöre yansımıştır. Karlılık nasıl değişti diye sorduk. Onun da cevabını görelim. Burada %69 karlılığın pandemi öncesine göre düşmüş olduğunu beyan etmiştir. Bu yıl hem turizmde pandemi öncesinden geride olduğumuz için hem de girdi maliyetleri nedeniyle bu sonuç da doğaldır.
Çalışan sayınız nasıl değişti diye sorduk. Bu soruda %34 azaldı diyor, %49’da değişme yok, %16 istihdamı artırmış görünüyor. Kayıtlı istihdam verisinde pandemi öncesine döndük, ama turizmde ve turizme bağlı sektörlerde halen pandeminin bir miktar gerisinde kalındı. Dolayısıyla bu sonucun da gerçekçi olduğunu düşünüyorum.
Antalya ekonomisi gelecek yıl beklentisi olumlu yönde. Olumsuz beklenti oranı %33’de kalmıştır. Gelecek yıl turizmin daha iyi olacağını, bir engel çıkmazsa 2019 düzeyine döneceğimizi, hatta geçeceğimizi temenni ediyoruz. Şunu da ilave edeyim. Antalya ekonomisine dönük beklenti Türkiye ekonomisi beklentilerinden daha iyi durumdadır. İnşallah ülke ekonomisi de beklenenden daha iyi olur. Fakat son dönemdeki durum beklentileri bozmuştur. Bunu TUİK reel sektör güven endeksinde de görüyoruz.
Antalya ekonomisinde beklentilerle ilgili bir soru daha var. Burada da gelecek yıl istihdamı sorduk. Çalışan sayısı artar diyenlerin oranı %17, ama azalır diyenler %32. Asgari ücret artışının yüksek olacağı bekleniyordu. Bu nedenle istihdam beklentisi maalesef olumsuz yönde değişti.
Sektörel sorunlar konusunda bu ay çok çalıştık hem anketlerde hem toplantılarda sektörel sorunları ele aldık.
Birinci sırada girdi maliyetleri ve enflasyonun geldiğini görüyoruz. İkinci sırada döviz artışı, üçüncü sırada belirsizlik geliyor. Sonra rekabet koşulları, kira sorunu, vergi ve talep düşüşü var. Yüksek faiz %4,3, kredi alamamak %1,4 olmuş. Benzer bir sonucu diğer anketimizde de gördük.
Ekonomi yönetimi bizi dinleseydi, önce girdi maliyetleri ve dövizde istikrarı hedef alsaydı ekonomi çok daha iyi olurdu. İstişarenin, veriye dayalı politika belirlemenin ne kadar önemli olduğunu burada da anlıyoruz.
Anketlerle yetinmedik, komitelerimizle tekrar çalışmalar yaptık. Bu toplantılara katılarak sorunları ve önerileri paylaşan bütün başkanlara ve arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Sektörel toplantılarla daha fazla odaklanma sağlıyoruz, sektör mensuplarıyla daha detaylı konuşabiliyoruz. Bu nedenle önümüzdeki aylarda bu tür toplantılara daha fazla önem vereceğiz.
Kapsamlı bir rapor hazırladık. Raporda yer alan en önemli konuların başlıklarını sizlere sunayım.
MESLEK KOMİTELERİ-SEKTÖREL SORUNLAR VE TALEPLER;
-Asgari ücret artışı nedeniyle vergi ve prim indirimlerinin, İŞKUR desteklerinin artırılması
-KGF kredileri verilmesi, kredide borçsuzluk koşulu olmaması
-Firmaların kredi limitlerinin enflasyon dikkate alınarak gerçekçi değerlerle güncellenmesi
Tarımda üreticilere acil finansman desteği sağlanması
-Gübre ve diğer girdilere daha fazla destek verilmesi
-Fırıncılık veya unlu mamüller sektörüne sübvansiyon sağlanması veya fiyat baskısına son verilmesi
-Gıda ve temel girdilerde iç piyasa yeterliliğinin öncelikli olması, stratejik ürünlerde ihracata kota konulması, ithalat kotalarının kaldırılması
-Sanayi, yiyecek-içecek hizmetleri, taşımacılık, tarım, gıda gibi her sektörde kalifiye olan veya olmayan eleman bulunamaması
-İşsizlik sigortasının kötüye kullanılması
-Kamu kurumlarıyla çalışan firmalara fiyat farkı ödemesi yapılması
-Özel eğitim sektöründe, özel yurtlarda yıllık fiyatlamalar nedeniyle yaşanan sorunlar
-KDV alacaklarının ödenmesi, KDV farklılıkları ve yüksek KDV tevkifatı sorunları
-Medikal sektör alacakları, Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) tarifeleri
-Özel eğitim, reklam-fuarcılık, plastik, yapı malzemeleri gibi sektörlerin KDV indirimi talepleri
-Taşımacılık, taşıt kiralama gibi sektörlerde motorlu araçlara ÖTV indirimi, ticari kullanımda akaryakıt ÖTV indirimi,
-Sektörlerde haksız rekabet, “merdiven altı” işletmelerin ve üretimin haksız rekabeti,.
-E-ticarette büyük pazar yerlerinin yanıltıcı indirim kampanyaları, ürün satışının işletme faaliyet alanına göre yapılması kuralı getirilmesi
-Zincir marketlerin promosyon fiyatları ve haksız rekabet
-Ticaret planlaması, sektörlerde işletme enflasyonun önlenmesi,
-Ruhsat harçlarının gözden geçirilmesi ve tapu harçlarının düşürülmesi.
Asgari ücret artışına karşılık vergi indirimlerinin ve istihdam desteklerinin artması gerektiğini söyledim. KGF kredileri verileceği açıklandı.
Tarım sektöründe gerçekten sıkıntı çok büyük. Ambalajın, plastik kasanın maliyeti sebze ve meyvenin değerini aşmıştır.
ANTALYA TOPTANCI HAL-DOMATES FİYATI | ||
27-12-2019 | 26-12-2020 | 27-12-2021 |
2,5-2,5 TL | 1,4-5 TL | 1- 4 TL |
Domates fiyatı 2 yıl önce bugünkünden daha yüksek. Sadece domates değil, biber, salatalık, elma, patlıcan, patates de böyle.
Mazot dövizle birlikte arttı, gübre arttı, plastik arttı, elektrik arttı, ama domatesin bir kısmını üretici 1 liraya satıyor.
Bazen ürünün toplanmadığını, tarlada, serada kaldığını görüyoruz. Çünkü toplama, ambalaj-kasa, taşıma masrafları binince satılamaz fiyatlar çıkıyor. Şu anda hayvancılık yapan, süt üreten de benzer sıkıntılar yaşıyor. Her şeye zam geliyorsa üreticinin aldığı fiyat da artmalıdır, aksi halde tarımda üretici bulamayız. Bu dönemde özellikle küçük tarım üreticisine dekara bakmadan doğrudan gelir desteği verilmelidir.
Gıda başta olmak üzere iç piyasada sıkıntı yaşanan ürünlerle ilgili önlem gerekiyor. Önemli ürünlerde iç piyasanın öncelikli olmasını istiyoruz. Un, yağ, şeker, nişasta gibi gıda ürünlerinde iç piyasada yokluk yaşamak pahasına ihracatı artırmaya çalışmak doğru değildir.
ELEMAN SIKINTISI HAD SAFHADA
Sektörlerimizde eleman sıkıntısının da çok arttığını görüyoruz. Sanayide, tarımda, taşımada, yiyecek-içecek hizmetinde eleman sıkıntısı had safhada.
Bu nedenle bu konuya dikkat çekmek istiyorum. Eleman bulunamamasının bir nedeni nüfusumuzun hızla yaşlanmasıdır. Ülkemizde artık gençlerin nüfusa oranı artmamakta, azalmaktadır. Size bir tablo göstereceğim.
Toplam Nüfus | 15-24 Yaş | |
2007 | 70,5 milyon | 12,4 milyon |
2020 | 83,6 milyon | 12,9 milyon |
2007’den itibaren nüfusumuz 70 milyondan 84 milyona geldi. Fakat 15-24 yaş grubu, yani genç sayımız sadece yarım milyon arttı. Nüfus arttı, ekonomi büyüdü, işletme sayısı arttı, ama genç sayısı neredeyse sabitlenmiş durumda.
Olan gençlerimizin de büyük kısmı üniversitelerde. Bir kısmı ev hanımı oluyor ve çalışmıyor.
Dolayısıyla bu eleman sorunu basit ve geçici bir sorun değildir. Konu sadece meslek lisesi konusu da değildir. Eğitim sistemi okul öncesinden, özel eğitime, üniversiteye kadar sil baştan değişmelidir. Oda olarak bu meseleye daha fazla eğileceğiz. BAKA, İşkur ve ilgili tüm kurumlarla istihdam konusunda yeni adımlar atacağız.
Sektörel toplantılarda çok konuşulan bir sorun ise plansızlık, denetimsizliktir. Merdiven altı çalışana hiçbir kural, vergi, denetim yok. Düzgün çalışan her türlü yükü çekiyor. Özel eğitimden nargile kafeye, plastik üreticisinden, sağlık ve sigorta sektörüne kadar her sektörde boşluk, haksız rekabet var. Bu nedenle firmaların ve ekonominin verimi düşüyor. Yıllardır yapısal reform dedik, bizim üyemiz bile reform gibi uzun vadeli konulara ilgi göstermiyor. Şimdi ticaret planlaması, eğitim, vergi, hukuk gibi yapısal konuların ayağımıza dolandığını görüyoruz. Yeni yıl için bir dileğim de bu konuların ülke gündemine gelmesidir.
ATSO’NUN ÇALIŞMALARI
2021 yılı pandemiye, Manavgat yangını gibi felaketlere, son aylarda ekonomideki sarsıntıya rağmen Odamız açısından verimli bir yıl olmuştur. Pandemiye kısıtlamaları devam etse de biz hep birlikte sektörlerimizin sesi olduk.
2021 yılında 80 bin civarında belgelendirme yaptık. E-belge sayımız 17 bine çıktı. Müşterek toplantımızda da söyledim. Bazen dernek gibi görüldüğümüz oluyor. Oda sadece aidat alıyor diyen üyemiz oluyor. Oysa bizim temel işimiz belgelendirmedir. Biz Antalya ticaretinin tapu dairesiyiz. Biz resmi görevimize ilave olarak sektörel projeler üretiyoruz.
En önemli faaliyetlerimizden birisi eğitimdir. Mesleki yeterliğin öneminin nasıl arttığını görüyoruz. ATSO Akademi eğitimleri aksamadan devam etti. Çok sayıda sertifika programı, panel, konferans düzenledik. Bu panellerde sektörel sorunlar, sektörlerin geleceği ele alındı.
Ticareti geliştirmek için yeni çalışmalar başlattık. Arabuluculuk ve Tahkim Merkezini kurduk.
Uluslararası ilişkilerimizi geliştirmeye devam ettik. Pandemiye rağmen uluslararası ticaret ve alım heyetleri toplantıları düzenledik. AB İşletmeler Ağı ve diğer dış ticaret hizmetlerimiz, İstihbarat hizmetlerimiz pandemi koşullarında da başarıyla yürütüldü.
Turizmde Rota Antalya uygulamasına, gastronomi turizmi için önce coğrafi işaretli ürünlere önem verdik. İki yılda birçok ürüne coğrafi işaret aldık.
Sosyal medya ticareti ve tanıtımında üyelerimize daha iyi yol göstermek için Odamızda Facebook Uydu istasyonu kurduk.
Growtech fuarında Inovasyon yarışması yaptık.
İnovatso’da genç girişimcilerimiz güvenlik robotu, yapay zeka destekli seyahat asistanı gibi projeler geliştiriyorlar. Yönetim kurulu olarak İnovatso’da yapılan projelere startup desteği de sağlamaya karar verdik ve destek başlattık.
Tarımda Vodafone ile yaptığımız dijital tarım örnek projelerini yaygınlaştırmaya çalışıyoruz.
Antalya’nın sosyal, kültürel, ekonomik hayatına değer katmaya devam ediyoruz.
Bu yıl Mural Antalya projemiz gerçekten çok başarılı, örnek bir proje oldu. Sadece bu proje bile Antalya için önemli bir hizmettir. Şimdi Büyükşehir belediyemiz de bu projeye devam ediyor.
Antalya Kültür Sanat pandemi koşullarında çok önemli işler çalışmalara imza attı.
Kent otellerimizde güvenli turizm sertifikasına, spor turizmine, kongre ve fuar turizmine destek verdik.
Sanat, spor, sosyal sorumluluk projesi gibi birçok alanda yer aldık. Çok sayıda sosyal sorumluluk faaliyetimiz oldu. Kadın Girişimciler Kurulumuz ve Genç Girişimciler Kurulumuz güzel projeler başlattılar.
Manavgat’a destek için gerçekten çok çaba harcadık. 13 TIR ev eşyası topladık. Ayrıca doğrudan desteklerimiz de oldu.
İlçelerimize yatırımlarımız yine gurur verici yatırımlardır. Bu projeler Antalya turizmine, ilçelerimizin ticaretine de katkı sağlayacaktır.
ÇEVRECİ VE YEŞİL DÖNÜŞÜM
Antalya’nın çevreci veya yeşil dönüşümünde büyük bir adım attık, önemli bir birlikteliği Büyükşehir Belediyemizin ve tüm kurumlarımızın işbirliğiyle hayata geçirdik: Özlediğimiz bir birliktelik projesini yeşil dönüşüm gibi sektörlerimize çığır açacak bir alanda gerçekleştirmekten gerçekten mutluluk duyuyorum.
Oda olarak da çevreci oda unvanı almak istiyoruz. GES projemizi başlattık. Sıfır atık hedefini de koyduk.
Komitelerimizin ortak projesi olan Cumhuriyetimizin 100. Yıl projesi de bu yılı taçlandıran bir proje oldu. Geçen hafta Büyükşehir Belediyemizle bu projede birlikte ilerleme kararını aldık. Muhittin Böcek başkanımıza hem çevreci dönüşüm hem de bu projedeki birlikteliği için teşekkür ediyorum. Bundan sonra ilçe belediyelerimiz, tüm kurumlarımız ve sivil toplumla birlikte ilerleyeceğiz.
ATSO’NUN 140. YILI
Gelecek yıl Odamızın 140. Yılıdır. KÖK ödülleri, İlçe yatırımları, Cumhuriyetin 100. Yılı, Bölgesel Ticaret Zirvesi, Yeşil dönüşüm dışında, eğitim ve istihdam konusu da önceliğimiz olacaktır.
Turizm tanıtımında hep söylediğim husus tanıtımın yerelden yapılmasıydı. Şimdi Büyükşehir ve ilçe belediyelerimizin Antalya.com.tr projesine de destek vereceğiz. Önümüzdeki yıl turizm tanıtımında, sağlık turizminde daha ileri adımlar atacağız.
Ticarette planlama veya planlı ticaret öncelikli bir konumuz olacak. Önemli sektörlerde sektörel kapasiteye göre işletme sayısı, işletmecilik koşulları nasıl olmalı konuşacağız. Bakanlık ve Büyükşehir Belediyesi ile birlikte ilerlemeye çalışacağız. Zor bir konu, ama bir yerden başlanması gerekiyor.
Sektörlerimizin eleman bulamama sorunlarını da öncelikli çalışma konusu yapacağız. Sektörlerin ihtiyacını karşılamak için hem mesleki yeterlik ve sertifika eğitimi hem de işe yerleştirme programları üzerinde çalışacağız.
Üye memnuniyeti anketinde üyelerimiz bizi çalışan ve dürüst bir oda olarak tanımlamışlar. Hep birlikte emek veriyoruz, ama karşılığını da alıyoruz.
Biz Antalya’yız, biz ülkemizin de önünde gitmek, birçok konuda örnek olmak zorundayız. Bizim tarihimiz, doğal zenginliğimiz böyleyken hiç ümitsiz olamayız. Türkiye’den, dünyadan insanlar gelip Antalya’ya yerleşmeye çalışıyor. Artık her yerde, sektörlerimizde, üyelerimiz arasında yabancı kökenli Antalyalılar var. Bu da Antalya’nın büyük bir zenginliğidir. Dolayısıyla Antalya’nın farkının, fırsatlarının değerini bileceğiz. Antalya’nın geleceğine yatırım yapmaya devam edeceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle yeni yılın ülkemize, Antalya’ya ve sizlere sağlık, huzur, bereket getirmesini diliyorum.
Öte yandan Meclis toplantısında ATSO’nun 2022 yılı bütçesi 58 milyon 250 bin lira olarak kabul edildi.