Antalya çevreci dönüşüm hedeflerinin belirlenmesine öncülük etmek, Antalya ekonomisinde çevreci dönüşüm yol haritasını hazırlamak amacıyla düzenlenen “Antalya Çevreci Dönüşüm Çalışmaları Tanıtım Toplantısı” ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ve Oda Başkanları, sivil toplum örgütü temsilcileri ve akademisyenlerin katılımıyla gerçekleştirildi.
ATSO Atatürk Konferans Salonu’nda düzenlenen toplantıya, Davut Çetin ve Muhittin Böcek’in yanı sıra; Meclis Başkanı Süleyman Özer, ATSO Başkan Yardımcıları Mustafa Atılgan ve M.Cihangir Deniz ile Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Derya Ünver, Şehir Plancıları Odası Başkanı Ebru Manavoğlu, İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Mustafa Balcı, Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı Şaban Tat, Mimarlar Odası 2. Başkanı Hakime Yılmaz, Makina Mühendisleri Odası Başkanı İbrahim Atmaca, Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Bayram Ali Çeltik, akademisyenler ve çok sayıda basın mensubu katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan ATSO Başkanı Davut Çetin, “Antalya’da, Antalya ekonomisinde çevreci veya yeşil dönüşüm gibi önemli bir konuda paydaş kurumlarımızla güçlü bir birlikteliği yaşama geçirmiş bulunuyoruz. Mimar ve mühendis odalarımızla Antalya Ekonomisi Çevreci Dönüşüm çalışması yapmayı kararlaştırmıştık. Sonra da Büyükşehir Belediyemiz ile birlikte bunu bir Kurul çalışmasına dönüştürmeyi düşündük. Ancak, yeni bir resmi kurul oluşturmak yerine, teknik çalışma grupları çerçevesinde ilerlemeye karar verdik. Büyükşehir Belediyemiz zaten çevre konusunda çeşitli projeler yürütmektedir. Şimdi birlikte özellikle Antalya ekonomisine dönük ortak projeler de üreteceğimize inanıyorum” dedi.
Antalya ve sektörler için yol haritalarını oluşturacaklarını belirten Davut Çetin şöyle konuştu;
“Ticaret ve Sanayi Odası olarak bizim asıl amacımız Antalya’nın çevre hedefleri ışığında Antalya ekonomisinin çevreci dönüşüm vizyonunun belirlenmesi, tarımda, sanayide, turizmde, inşaat sektöründe, ticarette yeşil dönüşümün yol haritasının çıkarılmasıdır. Buna göre Antalya işletmelerine destek olarak bu dönüşümü hep birlikte başlatacağız.
Çalışma gruplarımızın Şubat ayına kadar genel bir çerçeve oluşturmalarını, mevcut durumu değerlendirmelerini bekliyoruz. Şubat ayında geniş katılımlı bir çalıştay yapacağız.
Bakanlıktan, Avrupa Birliği’nden, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası gibi kurumlardan temsilcileri de davet edeceğiz. Şubat ayındaki çalıştayda çıkacak çerçeveye göre sektörel çalışmalara geçeceğiz. Sektörel dönüşüm projeleri için dış finansman destekleri de arayacağız.”
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ EKONOMİYİ DOĞRUDAN ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Türkiye’nin ekonomide zor günlerden geçtiğini belirten Çetin, konuşmasını şöyle sürdürdü;
“Döviz kuru artışı, enflasyon ve girdi maliyetleri herkesi sıkıntıya soktu. Un, demir, gübre gibi temel girdilerde fiyatlar günlük değişmeye başladı. Tedarik sıkıntısı bitmiyor. Hükümetin ve Merkez bankasının ekonomide istikrarı sağlayacak önlemler almasını istiyoruz ve bekliyoruz. Böyle bir ortamda iklim değişikliği konuşmak zor, ama buna rağmen iklim değişikliği konusunu ihmal etme gibi bir lüksümüz de yoktur.
Çünkü iklim değişikliği ekonomiyi doğrudan etkileyen faktörler arasına girmiş bulunmaktadır.
2021 yılında buğdayda %14, arpa ve çavdarda %30, nohutta %24, mercimekte %20-30 civarında üretim düşüşü bekleniyor. Bunun bir nedeni de kuraklıktır. Aşırı sıcaklıklar, aşırı yağışlar, hortumlar, su kaynaklarının azalması örneklerini konuşmaya gerek yok. İklim değişikliği artık yangınlarla, sellerle, kuraklıkla hayatımızın içinde.
Dünyada da bu alandaki değişimin hızlandığını hep birlikte görüyoruz. Pandemiye rağmen, dünya ekonomisinde sorunlara rağmen iklim değişikliğiyle mücadele dünyanın bir numaralı ortak gündemi haline gelmiştir.
Biz bu çalışmalara başlarken Paris İklim Anlaşmasın’ın onaylanmasını tartışılıyordu. Türkiye nihayet Paris anlaşmasını onayladı, fakat biz Paris anlaşmasını onaylarken Glasgow’da COP21’in yerini COP26 aldı. Bazı ülkeler Paris Anlaşmasından daha ileri taahhütlerde bulundular.
Fakat yapılan bu taahhütlerin de küresel ısınmayı 1,5 derecede tutmayacağı anlaşıldı. Bu nedenle dünya bu konuda daha ileri adımlar atmak zorundadır.
Avrupa Birliği de Yeşil Mutabakat Belgesi’nin de ötesine geçme çalışmaları yapıyor. Şimdi 300 milyar dolarlık altyapı finansman projesi açıklandı. “Avrupa geçidi” isimli bu programda çevre projeleri öncelikli olacaktır. Almanya’da yeni koalisyon hükümetinin gündeminde de iklim değişikliği en önemli maddelerden birisi oldu.
Bu gelişmeler ister istemez Türkiye’ye, bize de yansıyacaktır.
KARBON VERGİSİ TON BAŞINA 30-40 EURO’DAN BAŞLAYACAK
Biz Avrupa Birliği’nin sınırda karbon düzenlemesinin ihracatımıza getireceği yükü hesaplamaya çalışırken, yeni düzenlemelerin de geleceğini hesaba katmalıyız. Bildiğiniz gibi karbon vergisi önce metrik karbon tonu başına 30-40 Euro’dan başlayacak, 2026’da 75 Euro’ya çıkacak, 2030’da 100 Euro’ya çıkması bekleniyor.
Bazı sektörlerde bu vergi daha yüksek olacak. Örneğin demir ihracatında vergi 144 Euro olarak hesaplanıyor ve şimdiden %10 civarında maliyet artışı anlamına geliyor. Yüzde 10 bize düşük gelebilir, ama Avrupa için çok büyük maliyet farkı demek, bu farklar ticaretimizi büyük çapta etkileyecektir.
Türkiye olarak biz bu sürece şimdiden girmiş bulunuyoruz. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız, Kirletici Salım ve Taşıma Kaydı Yönetmeliği’ni yayınladı. Artık kimya, ahşap, tekstil, atık su, hayvancılık, su ürünleri, süt işletmeleri gibi birçok işletme havaya, toprağa ve suya emisyon veya salım miktarlarını yıllık olarak Bakanlığa raporlayacak.Bu raporlama karbon vergisine hazırlık aşamasıdır, yani dönüşüm süreci artık başlamıştır.
YEŞİL DÖNÜŞÜMÜ ANTALYA VİZYONUNUN TEMEL UNSURLARINDAN BİRİSİ OLARAK ELE ALMALIYIZ
Bu dönüşüme ülke, kent ve işletmeler olarak erken uyum sağlamak için bizler de hızlı davranmalıyız.
Dünyada birçok şehir ülkelerin önüne geçerek daha radikal kararlar almaktadır. Dizel motorlu araçları yasaklayanlar var. Elektrikli taşıtlara geçişi hızlandıranlar var. Çevreci veya yeşil dönüşüm şehirlerin markalaşmasının yeni bir unsuru oluyor. Tarım ihracatından turizm tanıtımına kadar çevre faktörünün giderek belirleyici olacağını göreceğiz. Bu nedenle Antalya’nın karbon nötr şehir olması gelecek nesiller için ve bunun yanı sıra ekonomik gelişme için gerekli bir hedeftir.
Antalya olarak biz çevreci veya yeşil kent markası olmak için avantajlara sahibiz. Çevreyi kirleten bir sanayimiz yoktur. Tarım ve turizm için zaten çevreyi korumak durumundayız. Daha önce de söyledim, çevre bizim ekmeğimizdir.
Dolayısıyla yeşil dönüşümü Antalya vizyonunun, Antalya markasının temel unsurlarından birisi olarak ele almalıyız. Döngüsel ekonomiyi geleceğin ekonomisi, yatırım ve istihdam alanı olarak teşvik etmeliyiz.
Dolayısıyla Büyükşehir Belediyemizle, odalarımızla, kurumlarımızla, uzmanlarımızla artık çok daha güçlü bir kadroyla çevreyle ilgili bütün konuları birlikte çalışacağız.
Bütün kurumlarımızdan, temsilcilerimizden ricamız çalışma gruplarına destek olmaları, bilgi ve tecrübelerini paylaşmalarıdır. Bu dönüşümü ancak bütün kurumların işbirliğiyle başarabiliriz.”
BAŞKAN BÖCEK: ÇEVREYİ YAPTIĞIMIZ TÜM ÇALIŞMALARDA ODAK NOKTASINA ALDIK
Daha sonra kürsüye gelen Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Muhittin Böcek, Antalya’nın turizm, tarih, kültür ve sanat alanında olduğu gibi çevreci dönüşümde de öncü olması gerektiğini söyledi.
Başkan Böcek, “Hayatın her alanında baş döndürücü bir değişim hareketi vardır. Tüm bu değişim çevreyle uyumlu olmalıdır. Sözde, göstermelik çevrecililk yerine bu konuda örnek gösterilen çalışmalarımız bize güç vermektedir. Kısa vadeli, günü, dönemi kurtaran işler için uğraş vermedim. Yol arkadaşlarımla her zaman halkın menfaatini esas alan işler yapmaya çalıştım. Antalyamız turizm, tarih, kültür ve sanat alanında olduğu gibi çevreci dönüşümde de öncü olmalıdır.
Sadece 2 buçuk milyon için değil her yıl kentimize gelen yerli ve yabancı 23 milyona hizmet etmek durumda kalıyoruz. Tüm bu gelişmeleri yakından takip etmeli ve birlikte hazırlık yapmalıyız. Meslek odalarımızla bu çalıştayda bir aradayız. Antalyamızın tüm çevresel dönümlerini ele alacağız. Ortak akılla sorunlara çözüm bulacağız. Kentimizi su, atık yönetimi, hava kalitesi, ulaşım, enerji, afet riski, tarım, turizm, sanayi başta olmak üzere 12 konuda ele alacağız. Çevreyi yaptığımız tüm çalışmalarda odak noktasına aldık” diye konuştu.
ODA BAŞKANLARI: ANTALYA ANAYASASI
Toplantıda daha sonra sırasıyla Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Derya Ünver, Şehir Plancıları Odası Başkanı Ebru Manavoğlu, İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Mustafa Balcı, Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı Şaban Tat, Mimarlar Odası 2. Başkanı Hakime Yılmaz, Makina Mühendisleri Odası Başkanı İbrahim Atmaca, Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Bayram Ali Çeltik birer konuşma yaptı. İklim değişikliği, çevre yeşil mutabakatın önemine dikkat çeken başkanlar, yapılan çalışmanın Antalya Anayasası niteliğinde olduğunu kaydetti. Başkanlar, çevresel hedeflerin bir an önce belirlenip, somut adımlar atılması gerektiğini vurguladı.
Açılış konuşmalarının ardından Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Çevre Yüksek Müh. Lokman Atasoy, “İklim değişikliğinin Antalya üzerindeki etkileri ve Antalya Büyükşehir Belediyesinin iklim değişikliğine uyum çalışmaları” konusunda bilgiler verdi.
Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi ve Proje Koordinatörü Prof. Dr. Bülent Topkaya “İklim değişikliğinin Antalya ekonomisine etkileri ve Çevreci dönüşüm çalışmaları” başlıklı bir konuşma yaptı.
Toplantı çalışma grupları usül ve esaslarının görüşülmesi ile sona erdi.
Çalışma gruplarında yer alan akademisyenler, uzmanlar, kurum ve STK temsilcilerinin ortak çalışmaları sonucunda elde edecekleri bulguların, Şubat ayında yapılacak olan “1. Antalya Çevreci Dönüşüm Çalıştayı”nda kamuoyuyla paylaşılacağı bildirildi.
Haberin Videosu: