Antalya’ya yabancı ilgisini sadece konut fiyatlarındaki artışlar gibi negatif yönleri ile ele almamak gerektiğini vurgulayan ATSO Başkanı Ali Bahar, “Antalya’da nitelikli bir dönüşüm için bir fırsat yakaladığımızı düşünüyorum. Hayatın her alanında Antalya’ya yerleşmiş yabancıları daha sıkça görüyoruz. Bunu sadece konut fiyatlarındaki artışlar gibi negatif yönleri ile ele almamalı, uzun vadede elde edilecek fırsatlar, katma değer, ekonomik ve kültürel zenginlik gibi olumlu taraflarını da düşünelim. Dünya kenti olmak böyle bir şeydir. Antalya krizin içindeki fırsat ile yüzleşmelidir. Birlikte yaşamayı, birlikte çalışmayı öğrenmeli, ötekileştirmeden, entegre ederek, birlikten kuvvet doğurmalıyız. Bu fırsatı iyi değerlendirdiğimiz takdirde gerçek bir dünya kenti olabilir, müreffeh yarınların hayalini kurabiliriz” ifadesini kullandı.

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası yılın son meclis toplantısını Meclis Başkanı Ahmet Öztürk’ün başkanlığında, meclis üyelerinin katılımıyla gerçekleştirdi.

Toplantıda Oda çalışmalarının yanı sıra, kent ve ülke gündemine yönelik değerlendirmelerde bulunan ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bahar’ın konuşmasında öne çıkanlar şöyle;

“Hafta sonu yoğun bir katılım ile Meslek Komiteleri Müşterek Toplantısı yaptık. Son derece verimli ve yüksek tempoda geçen bir buluşmaydı.  İlk gün ATSO’yu konuştuk. Hızlı tanışma etkinliği ile güçlü bir enerji yakaladık. Çok değerli dostlarım Mustafa Sak ve Mehmet Semih Söylemez’le girişimcilik ve sanayi üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Pazar günü Hakan Güldağ ve Ali Ağaoğlu ile Türkiye ekonomisini ve iş dünyasını konuştuk. Son seansta da “Nasıl Bir ATSO?” diyerek programımızı tamamladık.

Oldukça keyifli ve verimli iki gün geçirdik. Geri dönüşler son derece olumluydu. En kısa sürede yenisinin yapılması, tekrar bir araya gelinmesi konusunda çokça talep aldık. Buradan anlaşılıyor ki tadı, hepimizin damağında kalmış. Bu enerji önümüzdeki süreçte çıtayı daha da yukarı taşımak için bizlere güç veriyor. Organizasyon ile ilgili tek keşkemiz, katılımın yüzde 100 olmayışıdır. Bundan sonraki toplantılarımızı tam katılım ile icra edelim ki hiçbir keşkemiz kalmasın.

Katılamayanlar ve tüm üyelerimiz izleyebilsin diye meslek komiteleri müşterek toplantısının tamamını sosyal medya üzerinden canlı yayınlayıp bir ilke imza attık.

ATSO, Antalya’nın sadece ekonomisini değil, sosyal ve kültürel hayatını da şekillendiren bir kurum konumundadır. Meslek Komitelerimizin de bu bilince sahip olduğunu mutlulukla görüyoruz. Önümüzdeki Müşterek toplantılardan Antalya’nın vizyonunu, şekillendiren iş planlarıyla çıkmamız gerektiğini düşünüyoruz.

Bizler hafta sonunu böylesi tatlı bir telaş ve çalışma içerisinde geçirirken, canımızı yakan haberler de almadık değil. Antalya’mızın duayen gazetecilerinden Ali Orhan Lazaloğlu’nun ve Yönetim Kurulu Üyemiz Mustafa Yayla’nın ağabeyi, Arslan Yayla’nın vefat haberleri, hepimizi yasa boğdu. Merhumlara Allahtan rahmet, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı dileriz.

SEL MAĞDURU ÜRETİCİLERİMİZİN ZARARLARI KARŞILANMALI

Geçtiğimiz ay başta Kumluca, Finike ve Demre olmak üzere doğal afetler ilçelerimizi kötü etkilemiştir. Çok sayıda konut ve işyeri ile binlerce dekar sera, maalesef zarar görmüştür. Bölgemiz afet etkili bölge ilan edilerek yaralar sarılmaya başlanmıştır. SGK ve vergi borçları ertelenmiş, TOBB, TESK ve AFAD tarafından 100 milyon lira yardım gönderilmiş, KOSGEB’den faizsiz kredi desteği sağlanmıştır.

Üreticilerin önemli bir kısmının TARSİM’e zararları için başvuru yaptığını biliyoruz. Fakat zararlarının tamamının karşılanıp karşılanamadığını henüz bilmiyoruz. Karşılanması noktasındaki kararlılığımız ve takibimiz, netice alınana kadar sürecektir. Her koşulda üreticimizin yanında olduğumuzu bu vesile ile bir kez daha göstermiş olacağız.  

Sosyal medyadan takip ediyorsanız görmüşsünüzdür, ziyaretçi trafiğimiz büyük bir hızla devam ediyor. Fakat Aralık ayı itibariyle kabul ettiğimiz, görüştüğümüz kişi ya da heyetler ile hayırlı olsun sohbetleri yapmıyor, vaat ettiğimiz lobi faaliyetlerini gerçekleştiriyoruz. Artık iş ve proje konuşmaya, olası ortaklıkları değerlendirmeye başladığımızı bilmenizi özellikle isterim.

Bu kapsamda TOBB Başkanımız Rifat Hisarcıklıoğlu’nu ziyaret ettik ve birçok konuyu dikkatlerine sunduk. Kredi derdi birinci konumuzdu, Oda üyelerinin esnaf kredisinden yararlanamamasını da konuştuk. Rifat başkan KGF’nin TOBB’un ortaklığında bir fon olduğunu ve son 3 yılda 700 milyar lira KGF kredisi kullandırıldığını ifade ettiler. Bunlar çok kıymetli işler, bu bakımdan başta TOBB olmak üzere odaların üyelerine ve iş dünyasına sağladığı faydayı daha iyi anlatmalıyız.

Bu arada Hazine desteğiyle 250 milyarlık KGF kredi paketi açıklanmıştır. Önümüzdeki günlerde farklı paketler olarak uygulamaya girecektir. KOBİ desteği, EYT desteği, yatırım, ihracat desteği şeklinde farklı paketler halinde uygulanacaktır.

KGF KREDİSİNİ BİLMEYEN, KOBİ TANIMINI YANLIŞ YORUMLAYAN BANKALAR VAR

Rifat başkanımıza Bankalardan kredi alırken yaşanan zorlukları da anlattık. Halen KGF kredisini bilmeyen, KOBİ tanımını yanlış yorumlayan bankalarımız bulunuyor. Özellikle Antalya OSB sanayicileri bu konudan çok muzdariptir. Yanlış yorum ve uygulamaların finansmana erişimi engellediğinden şikayetçiler. Şikayetleri ve önerilerimizi ilk elden aktarmış olduk.

TOBB’dan sonra Dışişleri Bakanımıza, akabinde de Kültür ve Turizm Bakanımıza gittik. Antalya’da Organize Sanayi ve Serbest Bölgenin genişleme konusunu ele aldık. Hem OSB hem Serbest Bölge’nin sorununu çözecek bir düzenleme için görüşlerimizi paylaştık. Bakanlarımızın ilgi ve hassasiyeti nedeniyle bu hususta bir ilerleme sağlayacağımıza inanıyorum. Bildiğiniz üzere Korkuteli OSB’de görev dağılımını yaparak yeni dönemin startını verdik. Konu hakkında Bakanlarımıza da gerekli bilgilendirmeyi yaptık.

Bulgaristan’da TIR’larımızın bekleme sıkıntısını konuştuk, Sayın Çavuşoğlu zaten konuya hakim ve yakından ilgili. Nitekim yapılan girişimlerle sorun büyük oranda azalmıştır. Kendisine teşekkürlerimizi bir kez daha iletmek isterim.

Sayın Bakan Antalya Diplomasi Forumu’na Odalar olarak destek vermemizi beklediklerini ifade ettiler. Antalya Diplomasi Forumu Mart ayında yapılmış, çevrim içi olarak dünyadan 200 bin kişi izlemiş. Sadece diplomasi konusu olmayan ekonomiden, enerjiye birçok küresel konunun ele alındığı bu forum Antalya’nın küresel prestijini artıracak bir organizasyondur. Bu forumda Oda olarak yer almamız, uluslararası ticaret ve yatırım konusunda katkı yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Önümüzdeki Mart ayına az zaman kaldı, yine de belki bir oturumu biz organize edebilir, böylece uluslararası bağlarımızı güçlendirebiliriz.

Kültür ve Turizm Bakanımız bizi birçok alanda aydınlattılar. Sayın Bakana da sektörlerimizin  kredi ihtiyacını anlattık. Kendileri de son dönemde ihracat ve yatırım kredisine ağırlık verildiğini, turizm yatırımlarının da öncelikli alan olarak belirlendiğini söylediler. Güvenli turizm sertifikası konusunda sektörün talepleri üzerine esneklikler getirildiğini belirttiler.

TURİZMDEN SANAYİYE HER ALANDA YEŞİL DÖNÜŞÜM

Ayrıca Yeşil turizm sertifikasyon programına önümüzdeki yıl başlanacağını, 2030’a kadar bütün tesislerin gerekli koşulları sağlayarak sertifika almak durumunda olduğunu açıkladılar. İklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin bu kadar sert bir şekilde yaşadığımız bir dönemde, hayatın her alanında bu dönüşümü gerçekleştirmenin ne kadar elzem olduğu ortadadır. Oda olarak turizmden sanayiye kadar her alanda yeşil dönüşümü destekleyecek ve sürdürülebilirliği sağlayacak adımları atmaya devam edeceğiz.  

Yine sayın bakanlarımızla görüştüğümüz bir konu da enerji maliyetleri oldu. Dışişleri bakanımız Türkmenistan enerji boru hattı gibi projeler hakkında bizimle bilgi paylaştılar. Rusya’nın da Türkiye’de doğal gaz dağıtım merkezi kurması gündemde. Bu projeler gerçekleştiğinde Türkiye’nin küresel gaz ticaretindeki ağırlığı artacak ve enerji maliyetlerimiz azalacaktır. ATSO olarak bu tür konular her zaman bizim radarımızda olacaktır. 

Kültür ve Turizm Bakanımızla da güneş enerjisi ve enerji depolama sistemleri konusunu görüştük. Güneş enerjisi yatırımları, Çatılara Özgürlük Projemizin de katkısıyla hem sanayide hem turizmde nisbeten kolaylaşmıştır. Şimdi ayrıca Depolamalı Elektrik Üretim Tesisi düzenlemesiyle enerji depolama yatırımlarının da önü açılmıştır.

EYT, FİNANSMAN YÜKÜ VE İSTİHDAM BAKIMINDAN KAYGI YARATIYOR

EYT, Odamızın ve iş dünyamızın gündeminde birinci sıradaki yerini koruyor. Konuyu TOBB Başkanımızla da görüştük. EYT’deki belirsizlik, finansman yükü ve istihdam bakımından kaygı yaratmaya devam etmektedir. Bu hususta KGF kredi paketinde EYT’ye yönelik bir destek bekliyoruz.

EYT ile ilgili bir diğer önemli nokta da emekli olup tekrar işe dönecek çalışanlarımız için acil mevzuat değişikliği yapılmasıdır. Sistem bu şekliyle kalırsa emekli olup işe devam etmek isteyenler 3-4 ay ara vermek zorunda kalacaktır. Bu nedenle SGK kayıt sisteminde yeni tanımlamalar yapılmalı ve çalışanlarımızın otomatik olarak işe devam etmeleri sağlanmalıdır.

EYT’de her sektörün spesifik sorunlar yaşayabileceğine de dikkat etmeliyiz. Örneği eğitim sektörü. EYT’nin özel okullarda öğretmen sorunu yaşanması mümkündür. Bu nedenle sektörde uygulamaya Haziran ayında geçilmesi önerilmektedir. Eğitim Komisyonumuzun konu hakkında başta meclisimiz olmak üzere anne-babaları bilgilendirmesi, görüş ve önerilerini bir rapor haline getirmesi faydalı olacaktır.

EYT’de bir önemli mesele ise istihdam maliyetlerimizdeki artıştır. Asgari ücretin bizlere maliyeti 11 bin 760 lira oldu. Yan maliyetlerle birlikte 14-15 bin liraya kadar çıkıyor. Bu koşullarda 250 TL’lik işveren desteği yetersiz kalmaktadır, mutlaka artırılmalıdır.

ÇALIŞANLARA KİRA VE ÇOCUK EĞİTİM DESTEĞİ VERİLMELİ

Konuya sadece işveren açısından yaklaşmadığımızı da vurgulamak isteriz. Geçen ay söyledim; artık ülkemizde çalışanlara kira desteği, çocuk eğitim desteği gibi destekler devreye girmelidir. Avrupa ülkeleri bu şekilde istihdam maliyetini nispeten düşük düzeyde tutabiliyorlar. Artık istihdam maliyetlerinin de düşürülmesi, SGK yükünün azaltılması, çalışanlar üzerindeki vergi yükünün azaltılması adımları atılmalıdır.

ÜYELERİMİZ İŞYERİ KİRA ARTIŞLARINA TAVAN GETİRİLMESİNİ İSTİYOR

Antalya iş dünyasında kira artışlarından yakınma artmıştır. Son açıklanan verilere göre Antalya’daki kira artış oranları yüzde 300’ü aşıp yeni bir rekor kırmıştır. Mahkemeler mal sahibi-kiracı davalarıyla dolmaktadır.

Üyelerimiz işyeri kira artışlarına tavan getirilmesini talep etmektedir. Oda olarak biz de bu fikri destekliyoruz. Hem konut hem de iş yerleri için makul, kimseyi mağdur etmeyecek bir oran belirlenmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Son dönemde üyelerimizin ortak bir diğer şikayeti de elektrik aboneliği depozitolarıdır. Bu bedel ciddi bir yük getirmektedir. Elektrik dağıtım şirketlerine önerimiz depozito gibi eski uygulamalar yerine alacak sigortası gibi çözümler geliştirmeleridir. Bu yapılırsa hem riski ortadan kaldırmış olurlar hem de şirketler bu yükten kurtulmuş olurlar. Bu hususu dağıtım şirketi ve EPDK gibi kuruluşların dikkatine sunuyoruz.  

Burada komitelerin sorunlarını birer cümle ile konuşup geçmek istemiyorum. Önemli birkaç majör sorunun üzerinde hassasiyetle durup sözü komite temsilcilerine bırakmak istiyorum. Örneğin Akaryakıt sektörü. Kangrene dönüşmüş birçok sorunu bulunmaktadır. Kar marjları yıllardır aynı, hiç değişmedi. Bir sektör düşünün ki sattığı ürün 5 lira iken de 1 lira kazanıyor, 20 TL iken de 1 lira kazanıyor. Böyle bir sektörün gelişmesi ya da ayakta kalması mümkün müdür? Bunu ancak akıl tutulması olarak yorumlayabiliyorum. Bu sorunun 2 yıldır sadece konuşuluyor olması, hiçbir şekilde çözüme kavuşmuyor olması da bir başka akıl tutulmasıdır.

Komitemiz bu ayki raporunda çok sayıda soruna dikkat çekmiştir. Bunlardan birisi hava kirliliği ile ilgili olduğu için hepimizi yakından ilgilendirmektedir. Kömür satışlarında kalite denetiminin yetersiz olduğuna dair uyarılarına hassasiyetle yaklaşılmalıdır. Kaldı ki ne kadar haklı oldukları akşam saatlerinde ortaya çıkmaktadır. Derin bir nefes almaya çalışın, ne demek istediklerini ve tehlikeyi çok net bir şekilde fark edeceksiniz. Şehrimizde trafik kaynaklı hava kirliliği ve kömür yakma gibi konulara gerçekten dikkat edilmelidir.

Önemli konuların yıllardır konuşulup çözüme kavuşturulamamasını mantıklı bir temele oturtamıyor, kabullenemiyorum. Aylardır kimya, plastik, gübre, alüminyum gibi sektörlerde faaliyet gösteren tesisler sigorta yaptırmakta zorluk yaşamaktadır. Artan maliyetler nedeniyle sigorta şirketleri risk almaktan kaçınmaktadır. Büyük şirketler uluslararası firmalar sayesinde çözüm bulsa da KOBİ’ler için sorun büyüyerek devam etmektedir. Konuyu bir kez daha Hazine ve Maliye Bakanlığımızın dikkatlerine arz ediyoruz.

PANDEMİ KAYIPLARINI TELAFİ ETMEYE BAŞLADIK

Bütçe gündemimiz olduğu için uzun konuşmak istemiyorum. Yılın son günlerine gelmemiz vesilesiyle 2022 yılının muhasebesini yapmak ve 2023 beklentilerimizi paylaşmak istiyorum. 2022 Antalya turizminde, ticaretinde, sanayisinde önceki 2 yıla göre daha iyi bir yıl oldu. Bu yılın başındaki kötümser tahminlere rağmen turizmde ve ekonomik büyümede beklentilerin üzerinde bir performans kaydettik. Türkiye ekonomisi bu yıl %5’in üzerinde bir büyüme yakaladı, biz Antalya olarak ülke ekonomisi üzerinde bir büyüme gerçekleştirip pandemi kayıplarını telafi etmeye başladık.

ANTALYA’YA YABANCI İLGİSİ

Antalya’da nitelikli bir dönüşüm için bir fırsat yakaladığımızı düşünüyorum. Hayatın her alanında Antalya’ya yerleşmiş yabancıları daha sıkça görüyoruz. Bunu sadece konut fiyatlarındaki artışlar gibi negatif yönleri ile ele almamalı, uzun vadede elde edilecek fırsatlar, katma değer, ekonomik ve kültürel zenginlik gibi olumlu taraflarını da düşünelim.

Dünya kenti olmak böyle bir şeydir. Antalya krizin içindeki fırsat ile yüzleşmelidir. Birlikte yaşamayı, birlikte çalışmayı öğrenmeli, ötekileştirmeden, entegre ederek, birlikten kuvvet doğurmalıyız. Bu fırsatı iyi değerlendirdiğimiz takdirde gerçek bir dünya kenti olabilir, müreffeh yarınların hayalini kurabiliriz.

Antalya’nın cazibesinin yerli ve yabancı yatırımcının iştahını arttırdığını görmekten memnunuz. Yatırım teşvik belgelerine bakacak olursak buradaki artışın ne kadar dikkat çekici olduğunu görmek mümkündür. 10 ayda alınan teşvik belgeleri yatırım hacmi geçen yıl 5 milyar iken bu yıl 29 milyarlık rakamlara ulaşmıştır. Pandemide tarım yatırımları artmıştı, şimdi turizmde yatırımlar yeniden başlamaktadır. Sanayide de yatırım talebinde önceki yılların oldukça üzerine çıktık. Hep hayalini kurduğumuz yüksek katma değerli ekonomi olma yolunda, daha yüksek ivme ile ilerleyeceğimize inanıyoruz.

DÜNYA VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ 2023 BEKLENTİLERİ

Dünya ve Türkiye ekonomisindeki 2023 beklentilerini hafta sonu Hakan Güldağ ve Ali Ağaoğlu ile detaylı bir şekilde konuştuk. Avrupa’da resesyon riski bulunduğu herkesin malumudur ve bu durum son dönemde ihracatımızı etkilemektedir. İçeride maliyetlerimiz artarken döviz kurunun sabit kalması, rekabet gücümüzü zayıflatmaktadır. Brüt asgari ücret Sırbistan’da 400 euro, Karadağ’da 532, Bulgaristan’da 363, Macaristan’da 503 euro iken Türkiye brüt asgari ücret 600 euroya yaklaştı. Sayın Hakan Güldağ, bu açıdan maliyetler ve döviz kuru arasında bir dengelenme olması gerektiğini söyledi. Zaten Merkez Bankası piyasa anketi önümüzdeki yıl yüzde 4 büyüme, yüzde 40 enflasyon, dolar kurunu 23 TL, Merkez Bankası faizini de yüzde 15 olarak ön görmektedir. Biz de önümüzdeki yılın ilk yarısında iç piyasanın, ikinci yarısında da turizm ve dış piyasanın daha canlı olmasını, enflasyon, faiz ve döviz kurunun beklentiler yönünde değişeceğini bekliyoruz. 

Sayın Ali Ağaoğlu, 2023 yılı risklerine ve özellikle borsadaki yükselişe dikkat çekti. Son veriler Antalya’dan 102 bin kişinin borsada 22 milyar TL’lik yatırımının olduğunu gösteriyor. Son 2-3 ay içerisinde borsaya Antalya’dan ciddi bir yöneliş olmuştur. Esasen tasarrufların altın ve döviz gibi geleneksel yatırım araçları yerine, sermaye piyasasında değerlendirilmesi olumlu bir gelişmedir. Ancak bunun günlük şans oyunu gibi değil, uzun vadeli, bilinçli ve akılcı bir şekilde planlanmasına dikkat edilmelidir. Sayın Ağaoğlu ile KGF kredileri konusunda fikir ayrılığına düştüğümüzü sizlerle paylaşmak istiyorum. Sayın Ağaoğlu, reel sektörün işletme sermayesi ihtiyacının hazine destekli KGF kredisi ile karşılanmasının yanlış olduğunu savundu. Enflasyon ve faiz oranlarının düşük olduğu ülkelerde bu tespitin doğru olduğunu söyleyebiliriz. Ancak yüksek enflasyonun işletme sermayelerini erittiği bir dönemde, KGF desteğinin şart olduğunu düşünüyorum. Önümüzdeki yıldan itibaren enflasyonu düşürerek bizim de ideal koşullara ulaşmamızı temenni ediyorum. 

TURİZMDE REKOR KIRACAĞIMIZ BİR YIL OLACAĞINA İNANIYORUM

Antalya olarak biz 2023 yılına yeni ümitlerle, güven ve heyecanla giriyoruz. Turizmde yeni bir rekor kıracağımız, yatırımlarda yeni bir hamle yapacağımız bir yıl olacağına inanıyorum. 2023 yılı aynı zamanda Cumhuriyetimizin 100. Yılı olması bakımından ayrı bir önem taşımaktadır. 100. Yılın Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği çağdaş uygarlık yolunda demokrasimizi güçlendirecek, yapısal reformlarla ekonomide yeni bir sıçrama sağlayacak bir yıl olmasını diliyorum. Bu hedef 86 milyonluk milletimizin ortak hedefidir ve ortak görevimizdir. Böyle bir yılda milletimizin birlikteliğini, mutluluğunu, gururunu her şeyin üzerinde tutmalıyız. Biz de bu anlayışla, bu hedef doğrultusunda şehrimiz ve odamız için birlikte çalışacağız.”