Türkiye’de yaşayan 83 milyondan fazla insanın yaklaşık yarısını (%49,6) kadınlar oluşturmaktadır. Buradan yola çıkarak, toplumun yarısını oluşturan kadınların toplumsal göstergelerde konumunu inceleyerek gerçekten de varlığı kadar yer edinip edinmediğini araştırmak istedik. Aşağıdaki tabloda bazı toplumsal göstergede kadın ve erkeklere ait değerler incelenmiş, yer yer uçurumların, yer yer eşitliğin olduğu göstergeler üzerinde durulmuştur.
Tablo incelendiğinde, kadın erkek arasındaki en büyük farkın “Hanedeki işlerden sorumlu olma durumu” göstergesinde öne çıktığı görülmektedir. Toplumsal olarak daha çok kadınlarla bütünleşmiş ev işlerinde erkekler daha çok tamir ve boya gibi işlerde öne çıkmaktadır. Ev işlerinin paylaşımında, kadınların %92’ye varan oranları dikkat çekmektedir. Ayrıca kadınların %86’sı hanedeki küçük çocukların gündüz bakımı ile ilgilenirken hiçbir erkeğin bu görevi almadığı göze çarpmaktadır. Zira 3 yaşının altında çocuğu olan kadınların istihdam edilme oranı da sadece %26,7 seviyelerinde kalırken bu oran erkeklerde %87,3’tür. Kadınların çocuk bakımı ile ilgili bu denli bütünleşmesi işverenlerin istihdam tercihine oldukça yansıdığı bu verilerden kolaylıkla anlaşılabilmektedir. Buna ek olarak kişilerin işgücüne dahil olamama nedenleri incelendiğinde, 11 milyondan fazla kadın ev işleriyle meşgul oldukları için işgücüne dahil olamamışken hiçbir erkek bu sebeple işgücünden uzak kalmamıştır.
Kadınlar ile erkekler arasındaki farkın en fazla olduğu alanlardan bir diğeri de eğitim konusudur. Okuma yazma bilmeyenlerin %85,8’ini kadınlar oluşturmaktadır. Okuma yazma bilenler arasında dağılım daha dengeli iken bilmeyenler arasında kadınların büyük oranı dikkat çekicidir. Okuma yazma bilenler baz alındığında eğitim durumlarında görece daha eşite yakın bir dağılım söz konusudur. Bu durum da eğitime bir kere dahil olan kadınların bu durumu sürdürebildiğini ancak öncelikli sorunun eğitime girilebilmesinde olduğunu göstermektedir. Bu bulgu, çocukların okula gitmeme nedenlerinin incelendiği verilerde daha net görülebilmektedir. Okula ailesi izin vermediği için gidemeyenlerin %66,2’sini kız çocukları oluştururken, hanehalkı fertlerine ev işlerinde/ aile bireylerine bakımda yardım etmek zorunda olduğu için okula gidemeyenlerin ise %71,4’ünü kız çocukları oluşturmaktadır. Bu veriler kız çocuklarının eğitiminden daha çabuk vazgeçilebildiğine işaret etmektedir. Eğitim hakkı konusunda kadınların erkeklerden sonra gelmesi, işgücü istatistiklerine de yansımaktadır. İşsizlik göstergelerde kadınların erkeklere görece daha yüksek olan oranlarına ek olarak en büyük fark işgücüne katılım oranında görülmektedir. Çalışan ile işsiz ve iş arar durumdaki nüfusun toplam nüfusa oranını gösteren işgücüne katılım oranı, kadınların eğitimde olduğu gibi işgücünde de geride kaldığını göstermektedir.
İstihdam edilenler arasında kadınların konumu incelendiğinde, bazı meslek ve faaliyetlerde kadınların çok daha az tercih edildiği görülmektedir. Bunlardan bazıları güç gerektiren fiziksel açıdan kadınlar için uygun olmayan işler olmasının yanı sıra bazıları bu tip bir gereksinim olmamasına rağmen kadınların çok fazla yer almadığı alanlardır. Örneğin ulaştırma ve depolama faaliyet alanında istihdam edilenlerin %90,8’i erkek, %9,2’si kadındır. Benzer şekilde gayrimenkul faaliyetlerinde çalışanların %83,2’si erkek, %16,4’ü kadın; kamu yönetimi ve savunma alanında çalışanların %80,7’si erkek, %19,3’ü kadındır. Kültür, sanat, eğlence, dinlence ve spor alanında faaliyet gösteren kadınlar, toplam çalışanların %26,7’sini oluşturmaktadır. Bu farklılık meslek grubuna göre incelendiğinde ise yöneticilerin sadece %16,2’sini kadınların oluşturması dikkat çekicidir. TÜİK tarafından yayınlanan seçilmiş mesleklere göre istihdamın dağılımı incelendiğinde kadınlar, akademik kariyer ve hakimlikte görece erkeklerle benzer oranda istihdam edilirken, büyükelçilik, rektörlük, cumhuriyet savcılığı, valilik ve kaymakamlık mesleklerinde erkeklere nazaran bir hayli geri planda kalmaktadırlar. Verilerin incelendiği 2004 yılı itibarı ile hiç kadın merkez bankası başkanı olmamışken sadece 2 defa merkez bankası başkan yardımcılığı görevini kadınlar üstlenmiştir. Buna ek olarak mevcut durumda bakanların %12,5’i, milletvekillerinin ise %17,3’ü kadınlardan oluşmaktadır. Nüfusun yarısında yakınını oluşturan kadınların mecliste ve hükümette temsil edilme durumu oldukça düşüktür.
Tablo: Çeşitli Toplumsal Göstergeler
Kaynak: TÜİK
TÜİK verilerine göre, cinsiyetler arası ücret farkının ise ortalamada %7,7 olduğu, bu farkın eğitim durumuna göre en fazla görüldüğü grubun ise %28,8 ile meslek lisesi mezunlarında olduğu görülmektedir. Ücret farkı meslek grubuna göre incelendiğinde ise en az farkın %6,3’lük bir oran ile aslında kadınların çok da yer etmediği yöneticilik gurubunda olduğu görülmektedir. Bunlara ek olarak incelenen teknolojik gelişime ışık tutabilecek nitelikteki bazı göstergeler de kadınların erkeklere nazaran geride kaldığını göstermektedir. Günümüzde kadınların sadece yarısı bilgisayar kullanabiliyorken internet kullanımı ise %68,9 civarındadır. Bu değerler erkeklerde sırasıyla %68,6 ile 81,8’dir. Benzer şekilde yükseköğretimde bilişim ve iletişim teknolojileri bölümüne kayıtlı öğrencilerin de sadece %22,2’si kadındır.
Sürdürülebilir kalkınma için kadınların ekonomideki rolünün önemine sürekli dikkat çeken ve kadınların ekonomideki rolünü artırmak için ciddi çalışmalar yapan Japonya, başbakanı Abe’nin önderliğinde 2013 yılından beri “Abenomics” çerçevesinde yer alan “Womenomics” kapsamında tedbirler uygulamışlardır. Bu tedbirler kapsamında, 3 milyondan fazla kadının Japon iş gücüne dahil olması sağlanmakla birlikte doğumdan sonra işe dönüş oranını da arttırılmıştır. Bu anlamda ilk önlemler, 1999 yılında Goldman Sachs tarafından hazırlanan “Buy the Female Economy” raporunda Womenomics önlemleri kapsamındaki 11 öncelikli hedeftir. Bunlar hedefler:
- Cinsiyet eşitliğini teşvik eden eğitim ve öğretimi zenginleştirmek ve seçim hakkını kolaylaştırarak “eşitliğe” katkıda bulunmak.
- İstihdam alanında eşit fırsat ve muameleyi güvenceye almak.
- Kadına karşı her türlü şiddeti ortadan kaldırmak.
- Kadınlar için hayat boyu sağlığı desteklemek.
- Kadınların politikada karar verme süreçlerine katılımını genişletmek.
- Kadınların ve erkeklerin çalışmalarını aile ve toplum yaşamı ile uyumlu hale getirme çabalarını desteklemek.
- Kırsal alanlarda cinsiyet eşitliğini sağlamak.
- Medyada kadın haklarına saygı göstermek.
- Sosyal sistemleri ve uygulamaları gözden geçirmek ve reform yapmak.
- Toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı bir bakış açısıyla farkındalık yaratmak.
- Yaşlı kadınların huzur içinde yaşamaları için koşulları geliştirmek.
2019 yılı nisan ayında yeni versiyonu yayınlanan “Womenomics 5.0” raporunda Goldman Sachs’e ait olan ve Abe hükümeti tarafından benimsenen Womenomics politika hedefleri ise aşağıdaki gibidir:
Japonya tarafından geliştirilen politika önlemleri ile kadınların istihdamı, işgücüne katılım yani ekonomide daha fazla rol üstlenmeleri ile gelen ekonomideki olumlu gelişmeler tüm ülkeler için bir örnek niteliğindedir. Bu gelişmelerin yanı sıra içinde bulunduğumuz pandemi sürecinde kadın liderlerin başarıları göz ardı edilemez düzeydedir. Forbes Dergisi’nin haberine göre koranavirüsüne karşı en büyük başarıyı kadın liderlerin yönettiği ülkeler (Almanya, Danimarka, Finlandiya, İzlanda, Norveç, Tayvan ve Yeni Zelanda) göstermektedir. Tüm bu gelişmeler, kadınların ekonomi, siyaset, sosyal yaşam, yönetim vs. hayatın her alanında çok önemli katkılar sağladığını ve bu kaynağın daha doğru bir şekilde sisteme entegre edilmesi gerektiğini göstermektedir.
Seçil Gülbudak Dil
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Müşaviri