ATSO Başkanı Ali Bahar, Aralık ayında asgari ücrete yapılacak artışın belirleneceğini belirterek, “Maalesef yüksek enflasyon hem bizim sermayemizi hem de ücretleri eritmektedir. Çalışanların geçim koşullarının bozulduğunu biliyoruz. Bu meselenin çözümü çalışanlar üzerindeki vergi yükünün düşürülmesi, ayrıca düşük ücretli kesime sosyal yardımların artırılmasıdır. Antalya gibi yüksek kira artışlarının olduğu illerde çalışanlara kira ve çocuk eğitim desteği gibi yardımlar hızla hayata geçirilmelidir. Artık bu tür çözümleri uygulamaya geçirme zamanı gelmiştir” dedi.
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Kasım Ayı Olağan Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Ahmet Öztürk başkanlığında gerçekleşti. Toplantının açılışında bir konuşma yapan ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bahar, Oda çalışmaları ve ekonominin yanı sıra, gündeme yönelik değerlendirmelerde bulundu.
Başkan Ali Bahar’ın meclis konuşmasında öne çıkanlar şöyle;
“Konuşmama İstanbul ve Gaziantep’teki terör saldırılarında kaybettiğimiz vatandaşlarımıza ve sınır operasyonlarında şehit verdiğimiz Mehmetçiklerimize Allah’tan rahmet dileyerek başlamak istiyorum. Terörü ve terör örgütlerini destekleyen güçleri lanetliyorum.
Suriye ve Irak sınırında operasyonlar devam etmektedir. Sınırlarımızdan terörist ve mülteci geçişlerini önleyecek her türlü önlemi almak Türkiye’nin hakkıdır. Bu hakkın sonuna kadar kullanılmasını ve bu uğurda atılan her adımı, yürekten desteklediğimizi ifade etmek istiyorum.
Düzce depremi dolayısıyla Düzce halkına geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum. Depremin değil tedbirsizliğin öldürücü olduğunu ilgililere bir kez daha hatırlatıyorum. Yaşadığımız onca acı tecrübeye rağmen, maalesef depreme hala hazır değiliz.
24 Kasım Öğretmenler Günümüzdü. Bu vesileyle Eğitim Faaliyetleri Komitemiz nezdinde, tüm eğitim camiasının Öğretmenler Günü’nü kutluyor, Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı ve özlemle anıyorum.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dayanışma Günüydü. Kadın Girişimciler Kurulumuz açıklama yaparak duyarlılığını ortaya koydu. Biz de aynı duyarlılığı gönülden paylaşıyoruz.
Yaklaşık bir buçuk aylık bir süreyi geride bıraktık. Odada durumu görme, yapılan, yapılacak çalışmaları değerlendirme süreci devam etmektedir. Hepinizin malumu olduğu üzere yoğun bir ziyaret programı, onore edici bir teveccüh söz konusu. Teşekkür ediyoruz.
HER MECLİS ÜYEMİZ, KOMİTE ÜYEMİZ SEKTÖRÜNÜN TEMSİLCİSİ OLARAK ÖNEMLİDİR VE DEĞERLİDİR
2023 yılı bütçe hazırlığı çerçevesinde, gerek çalışma programımızı gerekse bütçemizi önümüzdeki ay sizlerle, komitelerimizle istişare ederek belirleyeceğiz. ATSO’nun her üyesinin Antalya’yla ve sektörüyle ilgili düşüncesini, önerisini bizimle paylaşmasını istiyorum. Her meclis üyemiz, komite üyemiz sektörünün temsilcisi olarak önemlidir ve değerlidir.
Birlikte yönetim bütün ATSO üyeleriyle istişare etmek demektir. ATSO vergi dairesi gibi resmi bir kurum değil, üyelerin ortak çatısı, adeta bir şehir kulübü gibi görülmelidir. Her üyenin gelip odanın ne yaptığını göreceği, eğitim ve proje çalışmalarına katılacağı, kolektif bir yapı kurma yönünde ilerlemek istiyoruz.
Elbette 140 yıllık bir kurum olarak ATSO’nun kurumsal ilke ve değerlerine sahip çıkarak ilerleyeceğiz. Fakat biliyorsunuz ki dünya tarihinde üretilen verinin %90’ı son iki yılda üretilmiştir. Veri ve bilgi patlaması yaşanan bir dönemdeyiz. Küresel ekonomi, küresel ticaret sistemi değişiyor. Böyle bir dönemde devamlı olarak kendimizi yenileme, sürekli ilerleme ve değişim içinde olacağız. Bunu ancak hep birlikte çalışarak başarabiliriz. Her birinizin elini taşın altına koymanızı samimiyetle rica ediyorum.
Yoğun ziyaret programına rağmen Antalya Kültür ve Sanat Vakfı kurul toplantımızı güzel bir şekilde gerçekleştirdik. Bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.
Geçen hafta Growtech Tarım Fuarı vardı. Türk Patent ve Marka Kurumu başkanı, coğrafi işaret çalışmalarımız nedeniyle Odamıza plaket takdim etti. Bu çalışmalar için Davut beye ve önceki yönetim kurulumuza teşekkür ediyorum.
Resort kongresinde ve Gastronomi toplantılarında da konuşulan bir konu yerel gıdaların turizme kazandırılmasıdır. Yerel ürünleri ve markaları turizm ve ticarette destekleyecek bu çalışmaları da birlikte daha ileri götürmeliyiz.
Resort Kongresi’nin açılışını Sayın Kültür ve Turizm Bakanımız yaptılar. Kongrede beklentilerin olumlu olduğunu gördük. Konaklama sektörü konaklama vergisinin ertelenmesini talep ediyor. Biz de alınacaksa yerel yönetimlere pay verilmesini savunuyoruz. Sayın Bakanın Doğu ve Batı Antalya’da arıtma yatırımlarına hız verdiklerini öğrenmekten mutlu oldum.
Sayın Bakan turizmde mesleki eğitim ihtiyacını vurguladı. Oda olarak mesleki eğitim konusunda çalışmalarımız var. OSB’de biz bu konuda doğrudan işin içine girerek büyük başarı sağladık. Mesleki eğitime her sektör için daha fazla ağırlık vereceğiz.
GELECEK YIL ANTALYA TURİZMİNİN YENİ BİR REKOR KIRMASINI BEKLİYORUZ
Turizmde bu yıl 2019 düzeyine yaklaştık ve Rusya turizminde aksamaya rağmen bu önemli bir başarıdır. Gelecek yıl Antalya turizminin yeni bir rekor kırmasını bekliyoruz. Biz de turizmin daha iyi olması ve sektörlerimizin turizmden daha yüksek pay alması yönünde çalışmalar yapacağız.
Hızla ele aldığımız bir konu Korkuteli Organize Sanayi Bölgesi projesidir. Çok uzun bir zaman alan bu projeyi artık hayata geçireceğiz. Sanayicilerimizin genel talebi bu bölgelerin karma organize bölge olmasıdır. Önemli olan Antalya sanayi katma değerini en yüksek düzeye çıkaracak sektörlerin yolunu açmaktır. Antalya OSB’de yer konusunda sona geldik. Tabi ki içinde mermerin de olacağı organize sanayimizi karmaya çevireceğiz. Böylece, hem doğayı koruyacak hem bölgeye katma değer sağlayacak hem de artık büyümeyi ilçelerimize kazandıracak aklı ve vizyonu gerçekleştireceğiz.
MALİYET VE FİNANSMAN BASKISI ARTIYOR
Bu yılı turizmde canlanma ve yabancıların Antalya’ya akını sayesinde nispeten iyi bir toparlanma yaşandı. Fakat son dönemde piyasada yavaşlama sinyalleri görüyoruz, maliyet ve finansman baskısı artıyor.
Sektörlerden gelen sorunlar arasında kredi sorunu ilk sıralarda yer almaktadır. İhracatçı, sanayici, taşıt kiralama gibi her sektörden kredi konusunda yakınma almaktayız. KGF kredi paketi aylardır konuşulmasına rağmen halen çıkmadı.
Eğer kredi verilmeyecekse faiz düşürmenin ne faydası var diye artık herkes sormaya başladı. Komitelerimiz Esnaf Odası üyelerine verilen krediyi örnek gösteriyorlar. Gerçekten ayakkabı tamircisine, saat tamircisine %7,5 faizli kredi verilsin, ama aynı işi yaptığı, aynı ölçekte olduğu halde bir tarafa verilip bir tarafa verilmemesi olmaz. Bu kredi ve faiz bu şekliyle adaletsiz ve sürdürülemez hale gelmektedir. Bankalar mevduata %25 faiz verirken Merkez Bankasının verdiği parayla ekonominin ihtiyacının karşılanamadığı açıktır. Ekonomideki durum faiz, döviz, enflasyon arasında dengesizliğin arttığını göstermektedir. Üretici maliyetlerinde ortalama yıllık artış %157, tarımda üretici maliyetinde ortalama yıllık artış %138. Bu maliyet artışlarına ve enflasyona rağmen Antalya’da 9 aylık kredi artışı sadece %25’tir. Bazı sektörlerde kredi artışı bunun da altındadır. KGF net görülmektedir.
İhracat kredileri serbest olduğu halde mevzuata takıldığı için kredi alamayan şirketlerimiz var. Dolaylı ihracat yapan, yani ihracata kayıtlı mal vererek ihracat yapan şirketler kredi şartlarını yerine getirdiği halde kredi alamıyor. Merkez Bankasının, BDDK’nın, Hazine ve Maliye Bakanlığımızın ve bankalarımızın bu konulara detaylı bakmasını istiyoruz. Biz iş insanlarına araba ve ev almak için kredi verilsin demiyoruz, üretim, ihracat ve yatırım için kredi istiyoruz. Biz kredinin terzi işi olmasını, gerçek ihtiyaca cevap vermesini istiyoruz.
TIR’LARIMIZIN BULGARİSTAN KAPISINDA BEKLETİLDİKLERİ ŞİKÂYETLERİNİ ELE ALDIK
Tarım ihracatı yapan şirketlerimizden TIR’larımızın Bulgaristan kapısında bekletildikleri şikâyetlerini ele aldık. Bulgaristan geçişindeki laboratuvar kapanınca alternatif olmadığı için iki haftadır ciddi sıkıntı yaşanıyor. Konuyla İhracatçı Birliklerimiz ve ilgili kurumlar ilgileniyor. Biz de sorunun çözümü için çaba harcıyoruz. Bu konuda kalıcı bir çözüm TIR’larımızın Antalya’da AB yetkili kurumları tarafından denetlenmesi ve sınır kapılarında beklememesidir. Ayrıca Yunanistan ve Romanya üzerinden yeni güzergahlar da oluşturulmalıdır. Bu konuyu takip ediyoruz.
KONUT SORUNU GEÇİCİ BİR SORUN DEĞİLDİR
Geçen hafta yönetim kurulumuza gelen ve arkadaşlarımızla birlikte tartıştığımız bir konu Antalya’da konut fiyatları ve kira artışlarıdır. Antalya konut fiyatı artışında, kira artışında, hatta satış artışında birinci ildir.
Konut fiyatı ve kiralarda yıllık artışı %250’ye yakındır. Bir tarafta Antalya’ya yabancı ilgisinin yarattığı canlılıktan kazanan üyelerimiz varken, diğer tarafta çalışanların barınma sorunuyla karşı karşıyayız. Eleman temini zaten sıkıntılıyken şimdi barınma sorunu nedeniyle bu sıkıntının arttığını görüyoruz. Konut satışının üçte biri yabancılara yapılıyor. Dahası gayrimenkul sektöründe kayıtdışı çalışan yabancıların sayısının çok arttığını da görüyoruz.
Konut sorunu geçici bir sorun değildir, çünkü son 4-5 yıldan bu yüksek maliyetler nedeniyle inşaat yatırımları azalmıştır. Ülkemizde yıllık konut ihtiyacı 800 bin-1 milyon arasındayken, son yıllarda yıllık üretim ortalama olarak 500 bin konut civarındadır. Buradan kaynaklanan konut açığının giderilmesi için kredi faizi düşürülmesi dışında daha ciddi önlemlere ihtiyaç vardır. Acil önlem ise kamunun arsa üretimine hız vermesi, arsa maliyetini düşürmesidir.
Otellerimiz büyük maliyetlerin altına girerek çalışanları için lojman yapmaya hazırlar. Bunun için imar düzenlemeleri yapılmalıdır. Fabrikalara ve otellere yakın çevreci toplu konut planlanmaları hızla ele alınmalıdır. Bu konuda kamu kurumları ve belediyelerle birlikte çalışmaya hazırız.
ENFLASYON MUHASEBESİ
Ekonomi ile ilgili olarak gündemimizdeki bir konu enflasyon muhasebesidir. Yüksek enflasyonun bir başka sonucu birçok sektörde şirketlerimizin fiktif, yani kağıt üzerinde yüksek görünen karlar nedeniyle yüksek vergi ödemesidir. Enflasyon muhasebesine geçilmediği ve şirketlerin amortisman gibi maliyetleri görünen değerin altında kaldığı için karlar yüksek görünmekte ve vergi yükümüz haksız şekilde artmaktadır.
Enflasyon muhasebesinin geçen yıl başlatılması gerekiyordu, işlem yükü gerekçesiyle karşı çıkıldı, geçilmedi. Şimdi yeniden değerleme oranları yüksek belirlendi, dolayısıyla yeniden değerleme bir çözümdür, ama orada da %2 değer artış vergisi var.
Gerek TÜSİAD gerekse TOBB enflasyon muhasebesine geçilmesi için çağrılar yaptı, ama yine 2024 beklenecek mi erkene çekilecek mi belli değil. Aramızda mali müşavir arkadaşlar da var, bu konu üzerinde onların da düşüncelerini almak istiyorum.
Önümüzdeki ay asgari ücrete yapılacak artışın oranı belirlenecektir. Maalesef yüksek enflasyon hem bizim sermayemizi hem de ücretleri eritmektedir. Yüksek maliyetlere rağmen piyasada daralma nedeniyle fiyatlarını artıramayan sektörlerde ücret artışı korkusu büyümektedir. Diğer taraftan çalışanların geçim koşullarının bozulduğunu da biliyoruz. Bu meselenin çözümü çalışanlar üzerindeki vergi yükünün düşürülmesi, ayrıca düşük ücretli kesime sosyal yardımların artırılmasıdır. Antalya gibi yüksek kira artışlarının olduğu illerde çalışanlara kira ve çocuk eğitim desteği gibi yardımlar hızla hayata geçirilmelidir. Artık bu tür çözümleri uygulamaya geçirme zamanı gelmiştir.
EYT KONUSUDUR VE HEPİMİZİ YAKINDAN İLGİLENDİRMEKTEDİR
Bildiğiniz gibi ülkemiz gündeminde en önemli konulardan biri, EYT konusudur ve hepimizi yakından ilgilendirmektedir.
EYT düzenlemesinin detaylarını henüz bilmiyoruz, ancak 1,5 milyon çalışanın emekli olması bekleniyor. Ben çalışan hakkının sonuna kadar korunmasından yana bir sanayiciyim. Bu konulara sadece ve sadece ülkenin geleceği ve toplumun ortak çıkarları açısından bakılmasını savunurum. Çalışan haklarını, işsizleri, gençleri, ekonominin ve reel sektörün durumunu, dünyada rekabet ettiğimiz ülkelerdeki durumu dikkate alarak karar vermeliyiz.
Türkiye, Avrupa’da ve OECD ülkeleri içinde 25-64 yaş grubunda çalışan nüfus oranı en düşük ülkedir. Bizim nüfusumuzda bir ülkede 40 milyon yakın çalışan olması gerekirken biz 30 milyondayız. Genç nüfusumuza rağmen sosyal güvenlik açığı nedeniyle istihdam üzerindeki vergi ve prim yükü yüksek kalıyor. Sosyal Güvenlik Sistemi aktüerya hesabı bozulduğunda bunun sonucu yüksek prim yükü, düşük ücret, düşük emekli aylığı oluyor. Dolayısıyla kayıtdışı istihdamın, sosyal güvenlik açığının artması, vergi ve prim yükü gibi sonuçlara dikkat edilmelidir.
Daha önemlisi benim yıllardır konuştuğum kıdem tazminatı yükünün de birden bire karşımıza çıkacak olmasıdır. Bugünün finansman darlığında, sermayeler erimişken şirketlerimizin böyle bir kıdem tazminatı yükünün altından kalkması mümkün değildir. Ben konuyu 6 yıldır konuşuyorum, bireysel emeklilik benzeri bir modelle, net bir çözüm önerimizi kamuoyunun dikkatine sundum. Bu çözüm herkese ve ekonomiye yararlı olacak, istihdamın önünü açacak bir çözümdür. Fakat, “ekonomide sorun çok şu anda zamanı değil” diye sürekli rafa kaldırıldı. Ancak rafa kaldırmak sorunun büyümesi demektir, nitekim şimdi önümüzde çığ gibi büyümüş olarak duruyor. Ocak ayında şirketlerimizin kıdem tazminatı yükü katlanarak büyüyecektir, bu koşullarda birçok işletmenin çığ altında kalma riski bulunmaktadır. Dolayısıyla Devlet, sendikalar ve özel sektör olarak artık çalışanların kazanılmış haklarını koruyan makul bir sistemi acilen gündeme almalıyız.
SEKTÖREL TALEPLER
Bu önemli konular dışında komitelerimizden gelen sorunları da yönetim kurulunda değerlendiriyoruz. Tarım, eğitim, mermer, akaryakıt, sigortacılık gibi komitelerimizden gelen çok sayıda konu var.
Tarım grubumuzla birlikte önümüzdeki günlerde güneş enerjisi çalışmasını gündemimize aldık. Mermercilik grubu sektörün durma noktasına geldiğini uzun zamandır söylüyor. Madencilik Genel Müdürlüğü ve TOBB Sektör Meclisiyle bir toplantıyı odamızda da yapabiliriz. Ruhsatsız işyerleri Antalya’da neredeyse her sektörde karşılaştığımız artık kangren olmuş bir meseledir. Yıllardır konuşup duruyoruz, artık bu meselede kanun, yönetmelik ne yapılacaksa oturup çalışalım ve devamlı aynı şeyleri konuşmayı bırakalım. Akaryakıt sektörünün avukat istihdamı mecburiyeti şikâyeti bulunuyor. Bu, benim yıllardır şikayet ettiğim bir konuydu. Neredeyse bu büyük şirketlerde olduğu gibi bir avukat lobisi işidir, öyle kokmaktadır.
Eğitim ve kişisel bakım hizmetlerinin KDV indirim talepleri de uzun süredir dile getirilen sorunlardır. Taşıt kiralama ve bazı sektörlerimiz ÖTV matrahlarında düzeltme istiyordu, çok sınırlı bir düzenleme yapıldı, beklenti karşılanamadı.
Tecrübeler gösteriyor ki bizim bu sorunları TOBB’a yazmamız, Bakanlıklara yazmamız sorunları çözmüyor. Biz bu konularda daha güçlü lobi yapacağız. Her konuda önce TOBB sektör meclisiyle temas kuracağız, sonra ilgili bakanlığın veya EPDK gibi kurumların yetkilileriyle masaya oturacağız ve onları dinleyeceğiz. Ondan sonra Büyük Millet Meclisi’ne gideceğiz, Bakanlar ve grup başkanvekilleriyle konuşacağız. Sektörün haklı olduğu ve Devletin yapabileceği her konuda sonuç almadan bırakmayacağız. Fakat kredi, KDV indirimi gibi taleplerin sadece lobi meselesi değil, ekonomi politikası meselesi olduğunu da biliyoruz. Bu nedenle önce kısa dönemde sonuç alabileceğimiz sorunlara odaklanacağız.
Meclisimizin birçok alanda komisyonları bulunuyor, bütün komisyonlarımız yönetimin önemli bir parçasıdır. Bu nedenle komisyonlarımızın daha aktif ve verimli çalışması için ne yapılması gerekiyorsa bunu da birlikte yapacağız. Yılın belirli dönemlerinde komitelerimizle birlikte kamu kurumlarını, üniversiteleri, sektörün duayenlerini de davet ederek sektörde durumu ve projeleri konuşacağız.
Bu çalışmaları önümüzdeki günlerde genişletilmiş meslek komiteleri toplantısında daha detaylı konuşacağız.
Ben bugün EYT-kıdem tazminatı, enflasyon muhasebesi, asgari ücret artışı, kredi ihtiyaçları, diğer sektörel sorunlar konularında sizlerin de fikirlerini almak istiyorum. Burası ATSO’nun ortak akıl platformudur. Antalya’nın turizmi, tarımı, sanayisi, ticareti, inşaatı burada konuşulacaktır. Herkesin konuşmasını, herkesin kendi sektöründe durum hakkında bilgi vermesini rica ediyorum. Her fikir değerlidir, burada konuşarak, fikir alışverişiyle ortak akılla çalışacağız. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası, Türkiye’nin tüm sektörlerinin konuşulduğu bir platform olsun.
Tüm bu konular ve hatta daha fazlasının konuşulması için sözü siz değerli meclis üyelerine bırakarak, saygı ve sevgilerimi sunuyorum.”