– Konyaaltı’na Araç Muayene İstasyonu Talebi
– Kiralanan aracın plakasına yazılan trafik cezaları
sektörü olumsuz etkiliyor!
ATSO 46.Grup (Taşıt kiralama ve ilgili hizmetler) Meslek Komitesi Eylül ayı olağan toplantısını online olarak gerçekleştirdi. Üyeler toplantıda pandemi döneminde her sektörde olduğu gibi araç kiralama sektöründe de büyük ölçüde azalma olduğu dile getirildi.
Konyaaltı’na araç muayene istasyonu talebi
Üyeler, iş yoğunluğu ve müşteri kapasitesi azalan, hatta iş bile yapamayan işletmelerin birçok sabit giderinin olduğunu belirterek, bunlardan birinin de her yıl yapılması zorunlu olan araç muayene ücretleri olduğunu, yapılan son zamlardan sonra bir binek aracın egzoz muayenesi ile birlikte genel muayene ücretinin 422 TL’ye çıktığını kaydetti. Buna karşılık tamir-bakım servislerinde bile genel bakım ücretlerinin 225 TL’ye düştüğünü söyleyen üyeler, bu süreçte söz konusu araç muayene ücretlerinin çok yüksek olduğunu dile getirdi. Komite üyeleri, Antalya merkezde bulunan Sütçüler ve Döşemealtı Muayene İstasyonları’nda yoğunluk yaşandığını da bildirdi. Kemer bölgesinde haftanın belli bir gününde seyyar muayene istasyonu kurulduğunu hatırlatan üyeler, bu bölgede de çok fazla yoğunluk olduğunu kaydetti. Komite, bu durumun giderilmesi için Konyaaltı bölgesine de bir araç muayene istasyonu kurulması gerektiğini önerdi. Pandemi döneminde sektörde faaliyet gösteren işletmelere destek olmak adına araç muayene ücretlerinin makul seviyelere çekilmesi ve Konyaaltı bölgesinde araç muayene istasyonu kurulması amacıyla TOBB aracılığıyla Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na yazı yazılmasının Yönetim Kurulu’na sunulmasına karar verildi.
Firmalara kesilen trafik cezaları
Komite toplantısında Emniyet Genel Müdürlüğü Kiralık Araç Bildirim Sistemi’de gündeme geldi. Toplantıda, Komitenin 2018 yılı Ağustos ve 2019 Şubat ayları toplantılarında ele alınan, “Trafik cezalarının plaka üzerinden araç sahibine kesilmesinin taşıt kiralama sektörü için çok ciddi bir sorun olmaya devam ettiği, taşıt kiralama sektöründe şahıs veya firma adına kayıtlı olan araçların şoförlü olarak kiralanmadığı, söz konusu araçların sadece müşteriler tarafından kullanıldığı, araç ve müşteri bilgilerinin de taşıt kiralama prosedürü gereği firmalar tarafından Emniyet Genel Müdürlüğü’nün Kiralık Araç Bildirim Sistemine (KABİS) girildiği” hatırlatıldı. MOBESE kamera tespiti ya da diğer yöntemlerle otomatik olarak kesilen trafik cezalarının, KABİS sisteminden kontrolleri yapılmadan direkt olarak plaka sahibine gönderildiğini belirten üyeler, trafik polisleri tarafından yapılan kontrollerde, hatalı sürücüler hakkında trafik suçu tespit tutanağı düzenleme işleminin yüz yüze yapılmasına rağmen trafik cezalarının plakaya düzenlendiğini ve KABİS sisteminden kontroller yapılmadan firmalara ceza tebliğ edildiğini ifade etti. Kiralanan aracın plakasına yazılan trafik cezalarının kiraya veren firmaya geç ulaşmasından dolayı, kiralayan tarafından
ödenmesi gereken trafik cezalarının kiraya veren firma tarafından ödenmek zorunda kalınması nedeniyle taşıt kiralama sektörünün olumsuz etkilendiği ve işletmelerin mağduriyet yaşadığı da toplantıda dile getirildi. Mağduriyetin giderilmesi ve sistemin aksamadan işlemesi amacıyla; trafik suçu tespit tutanağı düzenlenmeden önce KABİS sisteminden gerekli kontrollerin yapılması, taşıtın kiralık olması
halinde MOBESE kamera tespiti yada diğer yöntemlerle otomatik olarak kesilen trafik cezalarının kiralayan kişinin Türk vatandaşı ise TC Kimlik Numarasına, Türk vatandaşı değil ise pasaportuna aktarılması, trafik polisleri tarafından yapılan kontrollerde ise aracı kullanan hatalı
sürücü adına trafik suçu tespit tutanağının düzenlenmesi Komite tarafından önerildi. Üyeler tarafından, Yönetim Kurulu’nun onayı ile konu hakkında ilki 16.08.2018 tarih ve E.1896 sayılı, ikincisi de 20.02.2020 tarih ve E.3686 sayılı komite yazılarının gereği için Maliye Bakanlığı, bilgi içinse İçişleri Bakanlığı’na iletilmesi amacıyla TOBB’a gönderildiği ancak ilgili kurumdan herhangi bir geri dönüş alınamadığı da belirtildi. Konunun 2020 Haziran ayı Meslek komitesi toplantısında da tekrar ele alındığını kaydeden üyeler, söz konusu sorunların halen devam ettiğini dile getirdi. Komite üyeleri, salgın nedeniyle sektörde nakit sorunu yaşanması sebebiyle trafik cezalarının, otoyol ve köprü geçiş ücretlerinin kiralayan kişinin Türk vatandaşı ise TC Kimlik Numarasına, Türk vatandaşı değil ise pasaportuna aktarılması, trafik polisleri tarafından yapılan kontrollerde ise aracı kullanan hatalı sürücü adına trafik suçu tespit tutanağının düzenlenmesi maksadıyla çalışma yapılması için gereği için Maliye Bakanlığı, bilgi içinse İçişleri Bakanlığı’na TOBB aracılığıyla yazı yazılması hususu Yönetim Kurulu’na sunulmuş, Yönetim Kurulu da “konu hakkında TOBB’dan bilgi alarak komiteye bilgi verilmesi” yönünde karar aldığını hatırlattı. Meslek Komitesi’nin Eylül ayı toplantısında yukarıda belirtilen sorunların halen devam ettiği dile getirildi.
Trafik Kanunu’nun “hukuki sorumluluk” maddesi
Üyeler toplantıda, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “hukuki sorumluluğa” ilişkin 85. Maddesini de ele alarak şunları hatırlattı: “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “hukuki sorumluluğa” ilişkin 85. Maddesi uyarınca Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar”, aynı kanunun 3. maddesi uyarınca İşleten, “araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehini gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” Üyeler, bu hükümlerden aracın uzun süre kiralanması durumunda araç sahibi “işleten” sıfatından kurtulacağı ve dolayısıyla motorlu aracın yol açtığı kazalardan ve zararlardan sorumlu tutulmayacağının anlaşıldığını belirtti. “Uzun süreli” sayılabilmek için kira ilişkisinin ne kadar süreli olması gerektiği ile ilgili kanuni bir düzenlemenin mevcut olmadığını kaydeden üyeler, uzun süreli Rent A Car sözleşmelerindeki “uzun süre”nin ne olduğu hususunda da net bir Yargıtay kararı olmamakla birlikte Yargıtay’ın bu konuda her olayın ayrı ayrı değerlendirilmesi görüşünde olduğunu belirtti. Üyeler ayrıca şu görüşleri dile getirdi: “Yargıtay’ın, işleten sıfatının belirlenmesinde kiralayan ve kiracı arasında tanzim edilen kira sözleşmesinin uzun süreli ve 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olup olmadığı, aracın teslim edilip edilmediği, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı, kira sözleşmesinin ve kira bedelinin maliye ve vergi dairelerine bildirilip bildirilmediği, gerektiğinde işleten ve kiracının ticari defter ve kayıtları üzerinde kira sözleşmesinin, fatura ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği gibi hususları dikkate aldığı belirtilmiştir. Günlük/kısa dönem araç kiralamalarında, motorlu aracı kiralayanın söz konusu motorlu araç ile bir
kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda motorlu aracın sahibi olan kiralama
şirketi aracın işleteni kabul edildiğinden, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulduğu, bu düzenlemenin günlük/kısa dönem araç kiralama sektörü için büyük sorun teşkil ettiği belirtilmiştir. Sorunun çözümü için de, araç kiralamalarında kiralamanın bir sözleşme ile belgelendiği durumlarda, günlük/kısa dönem veya uzun dönem kiralama ayrımı yapılmaksızın, kiralama sözleşmesinde belirtilen kiralama süresi boyunca işleten sıfatının, sadece aracın kiracısında olması yönünde kanuni bir düzenleme yapılması önerilmiştir.” Komite dile getirilen önerinin bir yazı ile TOBB aracılığıyla İçişleri Bakanlığı’na iletilmesinin Yönetim Kurulu’na sunulmasına verdi.
Kemer ve Kundu’daki kayıt dışı işletmeler
Toplantının diğer bir gündem maddesi de Kemer ve Kundu bölgelerinde rent a car tabelası asarak kayıt dışı faaliyet gösteren işletmeler oldu. Üyeler, Meslek Komitesinin 2019 yılı Haziran ayı olağan toplantısında alınan kararı hatırlatarak şunları söyledi: “Kentimizin önemli turizm destinasyonu olan Kemer ve Kundu bölgelerinde hiçbir yasal sorumluluğunu yerine getirmeden sadece rent a car tabelası asarak kayıt dışı faaliyet gösteren birçok işletme olduğu, bahsi geçen işletmelerin turistlere elektrikli bisiklet, mypet, inger gibi akülü araçlar kiralayarak trafiği de olumsuz etkiledikleri belirtilmişti. Ayrıca, kayıt dışı faaliyet gösteren firmalar tarafından kiraya verilen akülü araçlar nedeniyle pek çok trafik kazası gerçekleştiği, bahsi geçen araçların belirli bir hıza erişmesine rağmen ehliyet veya başka bir lisansa gerek duyulmadan kullanılabilmektedir. Oto kiralama mesleğini tüm yasal gerekliliklerini yerine getirerek yapan, Oda kaydı olan, resmi olarak sözleşmeleri ve faturalarını tanzim eden, iş etiği ve müşteri memnuniyetini ön planda tutan işletmelerin, sektörde kayıt dışı faaliyet gösteren yukarıda bahsi geçen işletmeler nedeniyle zarara uğradığı ve yaşanan haksız rekabet, vergi kayıpları ve trafik kazalarının önlenmesi için denetimlerin arttırılması önerilmiştir.” ATSO Yönetim Kurulu’nun da onayı ile konu hakkında Kemer ve Aksu İlçe Emniyet Müdürlüklerine, Antalya Büyükşehir Belediyesi UKOME Şube Müdürlüğü’ne, Kemer ve Aksu Belediyeleri Zabıta Müdürlüklerine yazı gönderildiğini belirten komite, ilgili kurumlardan denetimlerin yapıldığı yönünde cevaplar geldiğini kaydetti. Bu konuda sorunların artarak devam ettiğini dile getiren 46.Grup üyeleri, denetimlerin arttırılması yönündeki önerilerinin bir yazı ile bu kez Antalya Valiliği’ne iletilmesinin Yönetim Kurulu’na sunulmasına karar verdi. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu, komitenin önerileri üzerine gerekli girişimleri başlattı.