ATSO Başkanı Davut Çetin, “Turizmde yüzde 200 artışa rağmen Antalya 2019’un yarısında, dolayısıyla sıkıntı devam ediyor. Maalesef bizim gündemimiz ekonomi, ama ülkenin gündemi siyaset. İster Covid olsun, ister sektörel sorun olsun, ateş düştüğü yeri yakıyor. Bu kışı atlatırsak gelecek yıl daha iyi olacak, Avrupa’da birçok ülke kendi içindeki yasakları kaldırdı. Aşı oranı yükselen ülkeler rahatlıyor, dolayısıyla 2022 sezonu çok daha iyi olacaktır” dedi.
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Eylül Ayı Olağan Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Süleyman Özer’in başkanlığında, meclis üyelerinin elektronik ortamda katılımıyla çevrimiçi olarak gerçekleşti.
ATSO Başkanı Davut Çetin, Oda faaliyetleri, ekonomi ve gündeme yönelik değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasının başında pandeminin devam ettiğine dikkat çeken Davut Çetin, “Covid-19 salgınında ülke olarak 18. ayı geride bırakıyoruz. Günde halen 28 bin vaka sayısı, 250 civarında can kaybı açıklanıyor. Virüs hayatımızdan 2 yıla yakın bir zamanı çaldı, halen 1 yıla yakın devam edeceği söyleniyor. Önümüz kış, havalar soğuyacak, kapalı mekanlarda bulaş artacak. Kapanmak istemiyorsak aşıyı artırmalıyız, kurallara uymalıyız” dedi.
MANAVGAT İÇİN YARDIM KAMPANYASI DEVAM EDİYOR
ATSO tarafından Manavgat yangını için açılan ayni yardım kampanyasının devam ettiğini belirten Davut çetin, “Halen Odalarımızdan, arkadaşlarımızdan yardımlar geliyor. Kocaeli Sanayi Odası, Kayseri Sanayi Odası, Eskişehir Ticaret Odası, İnegöl Ticaret Odası, Kumluca Odamız, Kumluca Borsamız’dan destek aldık, halen yardımlar geliyor. Oda ve Borsalarımıza, ayrıca İşbir yatak-Ahmet Kavafoğlu, Ahmet Ekelik, Zeki Erdoğan bey, Emirhan halı gibi bizim arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Bir yandan bölgeye gidip eşya vermeye başladık, ama hızlandırmamız gerekiyor” diye konuştu.
CUMHURİYETİMİZİN 100. YILI SİMGE ESERİ
ATSO’nun Cumhuriyetimizin 100. Yılı simge eseri projesi fikir yarışmasına başvuru süresinin uzatıldığını hatırlatan Başkan Çetin, “Biz Atatürk’e ve Cumhuriyete borçlu bir kentiz. Yüzüncü yıl bizim nesil için en önemli yıldönümüdür. Güzel bir eserle hem tarihimizi anmak hem de Antalya’ya bir değer katmak istiyoruz. En iyi 10 fikre 5’er bin lira ödül vereceğiz. Bu fikirleri dikkate alacağız, ayrıca yerel yönetimlerle, sivil toplum kuruluşlarıyla, basınla birlikte bir çalıştay yapacağız, onların önerilerini de alacağız. Sonra makul bir projeyi hep birlikte seçeceğiz. Bu yarışmaya herkes katılabilir. 15 Ekim’e kadar başvuru yapılabilir. Hep birlikte Cumhuriyetimizi anlatan, Antalya’nın kültürüne, ticaretine, turizmine de değer katacak bir eser yapalım” dedi.
İLÇELERE 140. YIL HEDİYESİ
ATSO olarak temsilciliklerinin bulunduğu ilçelere yönelik bir çalışma başlattıklarını belirten Davut Çetin, “Oda olarak ilçelerden aldığımız aidatı ilçelere yatırım olarak geri vermek gibi bir politikamız var. Gelecek yıl Odamızın kuruluşunun 140. Yılını kutlayacağız. 140. Yıl vesilesiyle ilçelerimize yatırıma devam edeceğiz. Bu konuda yönetim kurulu olarak ilçelerimizde kaymakamlarımızla, belediye başkanlarımızla, temsilcilerimizle, üyelerimizle konuşarak bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. İlçelerimizin ticaretine, kültürüne, turizmine destek olacak projeler yapacağız” diye konuştu.
ARTIK TEKNOLOJİ ŞİRKETLERİ LİDER
Bloomberg’de yayınlanan bir araştırmaya göre Türkiye’de şirketlerin değer sıralamasında e-ticaret platformlarının ilk sıralarda yer aldığını belirten Başkan Çetin şöyle konuştu;
“Türkiye’de listenin ilk sırasında Trendyol var, 16 milyar dolar değerinde, ikinci sırada Getir var 7,6 milyar dolar değerinde, Erdemir, Koç Holding sermaye piyasasında daha düşük değerde kaldılar. Dünyada bu değişim çoktan başladı, şimdi bize de geldi. Eskiden enerji ve sanayi şirketleri dünyanın en büyükleriydi, artık teknoloji şirketleri lider oldu. Gelecekte bunlara yeşil ekonomi şirketleri eklenecek. Artık para teknolojide, işimiz ne olursa olsun, fark etmez. Rifat Hisarcıklıoğlu başkanımız internette yer almak şehirde arsa almaktan daha karlı olacak dedi, haklıdır. Bu çağ teknoloji çağı. Popülizm yapmak kolay, zincir marketleri yasaklasak e-ticaret olacak, e- ticareti yasaklasak başka bir şey gelecek. Odalar ve Borsalar Birliğimiz şimdi Akıllı KOBİ Platformu açıyor. Bu platform bilişim sektörü için yararlı olacak, dijital dönüşüme katkı sağlayacak. Biz de yapay zeka gibi alanlarda çalışıyoruz. Hem kendimizi geliştirmeliyiz hem çalışanlarımızı geliştirmeliyiz.”
GİRDİ MALİYETLERİ ARTIYOR
Ekonomide ana gündem konusunu; enflasyon, girdi maliyetleri, konut fiyatları ve kira artışlarının oluşturduğunu, bütün sektörlerde girdi maliyetleri artışının devam ettiğini belirten Başkan Davut Çetin sözlerini şöyle sürdürdü;
“Girdi maliyetleri dünyada artıyor, son dönemde dünya çapında petrol ve doğal gazda fiyatları da arttı. Türkiye’de enflasyonun nedeni küresel girdi fiyatları ve dövizdeki artışıdır. Biz demiri, gübreyi, plastiği, elektrik malzemesini, otomobil girdisini dövizle alıyoruz. Dolar üç yıl önce 4 liraydı, geçen yıl 6 liraydı, şimdi 8,5 lira. Dünyada dövizin en fazla arttığı, yani milli paranın en fazla değer kaybettiği ülkeler arasındayız. Son aylarda tam döviz durdu derken Merkez Bankası sabredemedi ve sürpriz faiz indirimine gitti, ayrıca indirime devam edeceğini göstermiş oldu. Beklentileri bozmak yerine iki ay daha bekleyip 2 puan indirim yapsaydı, bu kadar dalgalanma olmazdı.
MERKEZ BANKASI SIKI DURMAK ZORUNDA
Enflasyonla mücadele edilecekse Merkez Bankası sıkı durmak zorundadır. Maliyetleri yükselten KDV ve ÖTV’lerde indirim yapılmalıdır. Gübre, demir gibi kritik girdilerde gümrük vergisi kaldırılmalıdır. Üretim sektöründe istihdam maliyetleri gibi maliyetler düşürülmelidir. İnşaat sektörümüz ihracat kotası gelmesini önermiştir, doğrudur. Temel girdilerde böyle dönemlerde ihracat kotası da uygulanmalıdır.
ÖZEL YURTLARA TEŞVİK BİR ÇÖZÜM OLABİLİR
Son dönemde kira artışlarının özellikle öğrencileri çok zorladığını görüyoruz, nüfus artıyor, öğrenci sayısı artıyor. Son iki yılda yurt yapımları azaldı, dolayısıyla durum kolay değil. Antalya’da öğrenciler için belediyeler ve diğer kurumlar yardımcı olmaya çalışıyorlar. Özel yurtlara teşvik bir çözüm olabilir. Kent merkezinde otel ve pansiyonlarda öğrencilerin kalması için destek verilebilir. Umarım ki sorun daha fazla büyümez, kış gelmeden durum iyileşir.
Fiyatlar ve kiralar neden artıyor, elbette bir sebep maliyetlerdir. Komitemiz yazmış, tonu 3.240 TL olan demir 6.600 TL olmuş, metreküp fiyatı 165 TL olan hazır beton 350 TL olmuş. Ülkemizde her yıl ortalama 800 bin ve 1 milyon arasında daire üretilmesi gerekiyor. 2014 ve 2017 döneminde aşırı üretim yapılmış, arkasından 2018’de döviz krizi gelmiş, daire sayısı 2019’da 325 bine düşmüş, 2020’de 547 bin olmuş. Bu yıl talep var, ama maliyetler üretimi engelliyor, yine de 6 ayda 328 bin daireye başlanmış. Aslında 2019’da bugünkü sorunun geleceği görülmeliydi.
Üretim düşüşünün üzerine pandemi sonrası talep artışı geldi. Geçen yıl kredilerin bir kısmı konuta gitti, pandemi tercihleri değiştirdi. Fiyatlar artmaya başlayınca herkes yatırım aracı olarak arsaya ve konuta sarıldı. Bir de maliyet artışları gelince çıkmaza girdik.
Bu işin çözümü kentsel dönüşümü hızlandırmak, büyük kentlere göçü engelleyici bölgesel planlar yapmak ve acil olarak da maliyetleri düşürmektir. Biran önce bu tür adımlara başlanmalıdır.”
2022 SEZONU ÇOK DAHA İYİ OLACAK
Konuşmasında turizm sektöründeki gelişmelere de değinen ATSO Başkanı Davut Çetin, şunları kaydetti;
“Turizmde 6.8 milyon ziyaretçiyi geçtik, İngiltere geç de olsa yeşil ışık yaktı ve ilk turistler geldi. Turizm için hep birlikte risk aldık, fedakarlık gösterdik ve bir canlanma sağladık, ama 2019’un yarısındayız. Çarpmaya, bölmeye, şu kadar artış oldu demeye gerek yok.
Turizmde yüzde 200 artışa rağmen Antalya 2019’un yarısında, dolayısıyla sıkıntı devam ediyor. Maalesef bizim gündemimiz ekonomi, ama ülkenin gündemi siyaset. İster Covid olsun, ister sektörel sorun olsun, ateş düştüğü yeri yakıyor.
Bu kışı atlatırsak gelecek yıl daha iyi olacak, Avrupa’da birçok ülke kendi içindeki yasakları kaldırdı. Aşı oranı yükselen ülkeler rahatlıyor, dolayısıyla 2022 sezonu çok daha iyi olacaktır. Ama bu kış hem turizm hem diğer sektörler açısından zor olacak. Turizmde KDV indiriminin devam etmesi, kredilerin ertelenmesi ve vergi-prim borçları için yeni kredi verilmesi talepleri gelmektedir ve bu talepler haklıdır.
Turizm Komitemiz güvenli turizm sertifikasına artık gerek kalmadığını söylüyor. Turlarla çalışan büyük oteller için bu reklam açısından yararlı olmuştur, ama küçük oteller serbest bırakılmalıdır. Biz üyelerimize destek sağladık, ama karar komitemizindir, Bakanlığa gerekli yazıyı yazdık.
Deniz turizmi sezonu bitiyor, bu dönemde kongre, fuar, kültür turizmine ağırlık vermemiz gerekiyor. Antalya Kongre Bürosu olarak 7-9 Kasım 2021 Antalya Nest Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek Ace of MICE etkinliğine destek veriyoruz. Bu etkinlik gelecek yıl Kongre turizmi için yararlı olacak.”
TEKNOLOJİ YAPAY ZEKAYLA, KÜLTÜR VE SANATLA BİRLEŞİYOR.
Konuşmasında son dönemde Güney Kore’de başlayan ve tüm dünyada hızla yayılan “K-Pop akımı”na değinen Davut Çetin, “Güney Kore’yi biz teknoloji şirketleriyle biliyoruz. Güney Kore hükümeti dijitalleşmeyi ve internetin önemini zamanında görmüş ve içerik üretimine teşvikler vermiş. Kore’de teşvikler sayesinde büyük bir kültür sektörü ortaya çıkmış. K-Pop akımını biz saçma bir akım olarak algıladık. Oysa gençlere müzik eğitimi, görsel sanat, film çekim eğitimleri ve üretim teşvikleri verilen ciddi bir iş. BTS diye bir grubun 20 milyon devamlı takipçisi oluşmuş, Kore ekonomisine yılda 4 milyar dolar kazandırıyor. İnternette konser veriyorlar, 1 milyon kişi bilet alarak izliyor. Dünyadan yüzbinlerce turist bu grupları izlemeye Kore’ye gidiyor. Dünya gerçekten değişiyor, teknoloji yapay zekayla, kültür ve sanatla birleşiyor. Kültür turizmi böyle ortaya çıkıyor. Bunlar devlet olarak, şehir olarak, iş insanları olarak üzerinde düşünmemiz, çalışmamız gereken şeyler. Bir dönem 12 ay turizm diyorduk, pandemi 3 aya razı hale getirdi. İnşallah gelecek yıl normalleşir ve şehir olarak bunları tekrar konuşmaya başlarız” dedi.
MEDİKAL SEKTÖRÜNÜN ALACAK SORUNU
Konuşmasında komitelerin gündeme getirdiği sektörel konulara değinen Davut Çetin şunları söyledi; “Ticarette medikal sektörünün alacak sorunu yeniden artmaya başladı. Bir dönem Üniversite hastanelerini çok konuştuk, sonra bir ödeme yapıldı. Şimdi sorun tekrar baş gösterdi. Daha önce kamunun borcunu ödememesi nedeniyle sektörün zora düştüğünü, maliyetlerin daha fazla arttığını çok söyledik. Son dönemde bu konuda çeşitli haberler çıkıyor, düzgün firmalar her bakımdan mağdur oluyor. Birilerinin yaptığı yanlışın bedelini bütün sektör ödememelidir.
14. grubumuzun tüp gaz depo alanı ihtiyaçları var. Belediyelerimizin güvenli yer ve şartlarda depolama alanı tahsis etmeleri gerekiyor. Belediyeler ticaretin gelişmesi için çözüm üretmelidir. Tekstil grubumuzun seyyar satıcılar şikayeti var. Bu da belediyelerin dikkate alması gereken bir sorundur.
23. Grubumuz, elektronik ürünler sektörümüz, 1500 metrekarenin altındaki zincir mağazaların cep telefonu gibi ürünler satmasının yasaklanacağı yönündeki kanun konusunu dile getirmişler. Biz zincir marketlerin yerlerinin, mesafelerinin, büyüklüklerinin kurallara bağlanmasını yıllardır söylüyor, istiyoruz. Nihayet dediğimiz noktaya geliniyor. Konu artık Hükümetin gündeminde, bu konuda üretici sektörlerden, tüketici derneklerinden farklı talepler geliyor. Ülkenin ortak menfaatine olacak bir uzlaşma sağlanacağını ümit ediyorum.
46. grubumuz, taşıt kiralama sektörü kredi koşullarından şikayet etmektedir. Arkadaşlarımız esnafların daha uygun koşullarda kredi kullandıklarını yazmışlar. Esnaf kredisi devletin sosyal yardımıdır. Esnaf odası üyesi olsa bile tacir olmayı gerektiren bir faaliyet olmaması gerekiyor. Yani işinde bedenen çalışan kişi olacak, basit usulde vergilenecek, işletme hesabı defteri tutacak.
KAPALI OLAN NARGİLE KAFELERDEN RUHSAT HARCI ALINIYOR
Pandemide unutulan bir sektörümüz var. Halen kapalı olan nargile kafelerden ruhsat harcı alınıyor. Geçen yıl yine bu dönemde bunu yazdık, söyledik, basınla da paylaştık. Satışı yasak olan şeyin ücretinin alınması mantıksız. Eskiden Alkol ve Tütün Piyasası Kurumu vardı, sonra sanırım Tarım Bakanlığı’na bağlandı. Tarım Bakanlığı tarıma mı ormanlara mı alkole mi nargileye mi baksın? Ne diyeyim?
Tarım ihracatımız Rusya’nın domates ve biber kısıtlaması nedeniyle sınırlı artmıştı, Rusya ihracata kapı açtı, fakat tonaj sınırlaması devam ediyor. Ayrıca son dönemde yine ürünlerde kalıntı sorununu gündeme getiriyorlar. Antalya olarak bu sorunu çoktan çözmüş olmalıydık. Bir üreticinin hatası bütün sektöre ve ihracata zarar veriyor. Tarım Bakanlığımızın bu konuda da sahada olması gerekiyor. Tarımda bir diğer önemli konu Toptancı Haller ile ilgili gelişmeler. Gıda enflasyonuna karşı sebze ve meyvenin Hallere girişi için denetimler artacak ve kayıt dışılık azalacak. Bunun faydalı olmasını temenni ediyorum.
BU YIL İHRACATTA 2 MİLYAR DOLARI GEÇECEĞİZ
İhracat cephesinde genel olarak olumlu gelişme devam ediyor. İhracatımız sekiz ayda yüzde 32 artmış durumda, sanayi ihracatımızda artış yüzde 40’a yakın. Bu yıl ihracatta 2 milyar doları geçeceğiz. Bunun üçte biri tarım ihracatı, dörtte birini Serbest Bölgemiz yapıyor. Bu yıl maden ve mermer ihracatı hızlı artıyor, 300 milyon doları geçer sanırım. Sanayi ihracatımız ahşap ürün, plastik, gübre ve iklimlendirme ağırlıklı. Çin geçen aylarda bile limanları ve fabrikaları kapatmaya devam etti. Dünyada tedarik zincirlerinin kırılması sanayimiz için fırsat oldu. Fakat bunun devam etmesi için yatırım gerekiyor. Hükümetin yatırım ve ihracat kredisi planı da var. Bunu da bekliyoruz.
İhracatımızın üçte ikisi Avrupa Birliği’ne yapılıyor. Bu nedenle AB’nin karbon vergisine karşı Paris Anlaşması onaylanmalı dedik. TOBB olarak son dönemde Paris İklim Anlaşmasının onaylanması için çaba harcamıştık. Ben Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde komisyona sunum yapmıştım. İhracatımızın karbon vergileriyle engellenmemesi için bu anlaşmanın onaylanması gerektiğini çok anlattık. Nihayet bu konuda Hükümet adım attı. Bu anlaşmanın onaylanmasıyla ülke olarak karbon nötr tarihi belirleyeceğiz.
Anlaşmanın onaylanması işin ilk aşaması sonra sektörlerimizde yeşil dönüşüme başlamamız gerekecek. Güven Sak Dünya Gazetesi’ndeki köşesinde yazdı, 2026 yılında Avrupa Birliğine ihracatta karbon vergisi ödemeye başlayacağız. Şu andaki tahmin 2026 yılında 780 milyon dolar. O zamana kadar ihracat artar, bu miktar da artabilir. Sadece Antalya olarak 8-10 milyon dolar biz ödeyeceğiz. Ya karbon emisyonunu düşüreceğiz ya kendimiz karbon vergisi ve ticareti getireceğiz ya da bunu dışarıya ödeyeceğiz. Bu dönüşümde hızlı davranan yarışta da öne geçecek. Dolayısıyla dijital dönüşüm, çevreci dönüşüm, ihracat hepsi birbiriyle ilgili konular. Hepsinde ilerlemeye devam edeceğiz.”