2019 yılının son çeyreğinde başlayıp hala etkisini gösteren bu uzun Pandemi süreciyle birlikte yaşam tarzımız, iş yaşamımız ve tüketici alışkanlıklarımız hızlı bir şekilde evrim geçirdi. Yeni dijital çağda tüketici davranış ve alışkanlıkları önceki dönemden oldukça farklılaşmaya başladı.
Tüketici satın alma davranışları, pandemi nedeniyle geçen yıllara kıyasla oldukça hızla değişti. Şirketler bu benzersiz süreçte, hem dünyaki hem de yerel bazlı etkilerine uyum sağlamaya çalıştı. Örneğin daha fazla insanın uzaktan çalışması, insanların evde daha fazla zaman geçirmesi e-ticaret satışlarının tavan yapmasını sağladı. Zoom, Google Meet, Webinar gibi uygulamalar artık 7’den 70’e herkesin hayatına girdi.
Özellikle online alışveriş, tüketicinin vazgeçilmezi haline geldi. Artık gıda alımlarını dahi akıllı telefon uygulamaları üzerinden yapmaktayız. Bu durum firmaların, kargo süreçlerinde yapılanmaya gitmelerine neden olacaktır. Ayrıca şirketlerin lojistik iyileştirme yapmaları için bu konuya eğilim gösterecekleri düşünülmektedir. Belki de Kargo şirketleriyle stratejik ortaklık kurmak sermayesi yeterli firmalar için öncelikli hale gelecektir.
Söz konusu hızlı tüketim alışkanlıkları için “aynı gün teslim” sistemi kurmak, yeni dönemin yaklaşımı haline gelmelidir. Okların tamamen e-ticarete dönmesiyle birlikte kargo sektöründe yatırımların artacağı ön görülmektedir. Bu durumda sektöre hizmet veren kargo şirketlerinin sayısının da artması bekleniyor.
Pazarlama stratejisinde, dijital kanalların önemi gün be gün artış göstermektedir. Tüm dijital fonksiyonların akıllıca kullanımı firmaları yukarıya taşıyacaktır.
Yaşanan belirsizlikten ve piyasada istihdamın azalmasından dolayı tasarruf eğilimi artacak, marka bağımlılığı azalacak, alışverişlerde ‘fiyat’ belirleyici olacaktır. En büyük harcama kalemi sağlığı korumak gibi zorunlu ihtiyaçlar iken, geri kalan harcamalar temel ev ihtiyaçlarını ve evde eğlenceli vakit geçirmeyi karşılamak için yapılıyor.
Şirketlerin satış mesajlarını nasıl ilettikleri konusunda birçok yöntem var. Tüketiciler diğer tüketicilerin ne düşündüğünü bilmek istiyor. Satın alacakları şeyler için online ilham kaynaklarının ne olduğu sorulduğunda çoğunluk (%37) sosyal medyayı seçiyor. Bireysel perakende satış web siteleri ise %34 oranında. Belki de en ilginç husus, küresel katılımcıların sadece %14’ünün markalar veya perakendecilerden gelen e-postalara değinmesiydi, yani müşterilere bu yöntem ile ulaşma, satın almayı teşvik edici istenmeyen konuşmaları reddeden ve özgünlük arayan tüketiciler arasında yankı uyandırmıyor.
Pandemi sürecinde yaşanan ekonomik kriz, dijitale yapılan yatırımların önemi daha da öne çıkardı. Şirketler, işlerini hızlıca dijitale kaydırdı veya kaydırmak için yatırımlara soyundu. Önümüzdeki dönemde dijitalleşen şirketlerin devri olacaktır.
Dijital dönüşümün bütün farklı boyutlarını dikkate alan ‘Türkiye’nin Dijitalleşme Endeksi Raporu’na göre Türkiye’nin dijitalleşme notu, 2019’da 5 üzerinden 2,94 iken 2020’de 3,06’ya yükseldi. Türkiye, endeksin tüm bileşenleri itibarıyla geçen yıla kıyasla bir iyileşme göstermiş olsa da uluslararası kıyaslamada dijitalleşmede hala ‘ortalama’ kategorisinde yer alıyor. Ancak yapılacak yeni yatırımlar, endekste yukarı sıralara tırmanılmasını beraberinde getirebilir.
Odamız 2021-2024 Stratejik Planında da öncelikli konuların başında ‘Dijital dönüşüm’e yer verilmiş olup; dijital dönüşümün yaşama geçirilmesi için çalışmalar devam edecektir.
Kurumsal Gelişim Müdürlüğü
Kaynakça: PWChttps://www.pwc.com.tr/tr.html
Ekonomist Dergisi sayı 2021-07